TTB’den Hekimlere Mektup: Sel Gider, Kum Kalır!
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, doktorlara yönelik bir mektup kaleme aldı. Mektupta, TTB’nin iktidarın kimde olduğuna bakmadan, hekimlerle birlikte, hekimler için mücadele edeceği vurgulandı.
Başkanı tutuklanan Türk Tabipleri Birliği, bir mektupla mücadelelerine devam edeceklerini yineledi. Mektupta, bir TTB Başkanı’nın askeri darbe dönemleri dışında ilk defa tutuklandığı da anımsatıldı.
Mektupta, TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın “kimyasal silah kullanımı iddiaları” üzerine yaptığı bir “değerlendirme” sebebi ile tutuklandığı hatırlatılırken, mektubun da “dertleşme” amacı ile hekimlere başvurmak için yazıldığı ifade edildi.
Hekimlerin ve örgütlerinin savaşlardan, nükleer başlığına, küresel ısınmadan, doğa talanına, Gezi Parkı’na, yoksulluğa ve yolsuzluğa dek pek çok başlıkla ilgilenmesi gerektine vurgu yapılan mektupta, hekimlerden bu başlıklarda ortak akıl üretebilmenin hedeflendiği belirtildi.
Hekimlerin, “önce zarar verme” diyen bir mesleğe ait olmasından ötürü, bu başlıkların her birisinde sorumluluk alması gerektiği de vurgulandı.
“Neşemizi çalan, hekimlik yapmaya dair umutlarımızı kıran, gelecek kaygımızı üst düzeye çıkaran “tek adam rejiminin” sancıları canımızı acıtıyor, biliyoruz.” denilen mektupta, hekimlere yönelik şiddetin engellenmesi için herhangi bir adım atılmadığı da ifade edildi. Söz konusu adımların sayısız tıp fakültesi açmak, hasta garantili hastaneler açmanın, sağlığı paralı hale getirmenin hekimliğe ve ücretsiz, kaliteli sağlık hakkında yönelik bütünlüklü bir saldırının parçaları olduğu da belirtildi.
İnsani değerler için mücadele eden TTB’nin susturulması ve etkisizleştirilmesi için gösterilen çabaların yeni bir gelişme olmadığını ifade eden TTB yönetimi, “TTB’nin COVID-19 pandemisinde bilimsel bilgiyi, şeffaf bir şekilde toplumla paylaşması, hekimlerin yaşadığı şiddete ve mobbinge karşı sesini yükseltmesi, hekimlerin emeğini ve sözünü meydanlara taşıyarak insanca yaşama ve çalışma koşullarını savunması ve sağlıkta yaratılan çöküşü gün yüzüne çıkarması mütemadiyen rahatsız ediyor muktedirleri, biliyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, “kamusal sağlık sistemini, şiddetsiz bir sağlık ortamında mesleki saygınlığı ve emekliliğe yansıyan temel ücret artışını, insanların bedenine ve ruhuna dokunabilme yetkisinin verdiği sorumlulukla hasta mahremiyetine saygıyı, işkenceye karşı “İstanbul Protokolü’nü”, kadın cinayetlerine karşı “İstanbul Sözleşmesi’ni” savunduk. Darbe dönemlerinde idam cezalarına karşı durmayı, laiklik ve düşünce özgürlüğü konusunda tavizsiz olmayı önceliğimiz olarak gördük.” ifadeleri kullanıldı.
TTB, eylemlerinin eleştirilebileceğini, ancak bunların mesleki değerler ve temel haklara dayanması gerektiğini vurgularken, Fincancı’nın da “derhal serbest bırakılma”sı talep edildi. Mektup, “Türk Tabipleri Birliği, kimlerin iktidarda olduğuna bakmadan, tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de hekimler için hekimlerle birlikte mücadelesine devam edecek. Sel gider kum kalır!” ifadeleri ile son buldu.