Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye'nin ticaret stratejisini Al Ain Türkçe'ye açıkladı
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye-BAE ticaret hacminin 12 milyar dolara ulaştığını ve COP 28'de yeşil ekonomiyi destekleyeceklerini açıkladı. Bolat ayrıca Mısır'ı da önemli ticaret ortakları arasında gördüklerini ifade etti.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki ticari ilişkilerin pozitif bir trend içerisinde olduğunu belirtti.
Bakan Bolat, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2021 yılında 9,9 milyar dolara ulaştığını, 2023 yılında ise 12 milyar doları geçtiğini açıkladı. Özellikle iki ülke liderlerinin belirlediği 5 yıllık süreçte 15 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin 2023 yılı itibarıyla yakalandığına dikkat çekti.
Ticaretin öncelikli olarak demir çelik, inşaat malzemeleri, tekstil, mücevherat, altın ve petrokimya ürünleri gibi ürünler üzerinde yoğunlaştığına değinen Bolat, lojistik ve yenilenebilir enerji alanlarının da gündemde olduğunu ifade etti. Ayrıca, Türk müteahhitlerinin BAE'de bugüne kadar tamamladığı 141 projenin toplam değerinin 12,5 milyar dolar olduğunu söyledi.
Ömer Bolat, Türkiye ile BAE arasında imzalanan kapsamlı ekonomik işbirliği anlaşmasının, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri önemli ölçüde etkileyeceğini belirtti. Anlaşmanın, karşılıklı ticaretin yüzde 80'ini oluşturan gümrük vergilerini sıfırladığını ve karşılıklı yatırımları teşvik ettiğini vurguladı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda ticaret stratejisinde Arap dünyasına yönelik bir harita oluşturacağını belirtti. Bakan, en önemli dış ticaret ortaklarının Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Mısır, Suudi Arabistan, Katar, Cezayir ve Libya olduğunu ve bu ülkelerle olan ekonomik ilişkilerin artırılacağını ifade etti. Ömer Bolat, ticaretin coğrafi ve kültürel yakınlık nedeniyle öncelikle komşu ülkelerle geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Ticaret Bakanı, Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin dış ticaretinde %40 ile %50 arasında bir paya sahip olduğunu, ayrıca Türki cumhuriyetler, Rusya, Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri ile ticaretin artış gösterdiğini belirtti. Özellikle ABD ile ticaretin son birkaç yılda %75 arttığına dikkat çekti.
Bakan Bolat, yeni dönemde mevcut güçlü bağların yanı sıra, özellikle İslam ülkeleri ve Arap ülkeleriyle ticareti büyük ölçüde geliştirmeyi planladıklarını söyledi. Ayrıca, Uzak Asya ve Güney Amerika ülkelerine yönelik ihracatı artırmak için plan ve programlar hazırlandığını ekledi.
Ömer Bolat, Türkiye'nin BAE'nin ev sahipliği yapacağı COP 28 toplantısında yeşil ekonomi ve yeşil enerji konularını desteklemeyi planladığını belirtti. Türkiye'nin 2021 yılında Paris İklim Anlaşması'nı imzaladığını ve 2053 yılına kadar sıfır emisyon hedefini benimsediğini ifade etti.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Al Ain Türkçe'den Halit Ziya Alptekin'in sorularını yanıtladı.
Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki mevcut ticari ilişkilerin genel durumu nedir ve yakın gelecekte hangi sektörlerin ticari faaliyetlerde öne çıkması beklenmektedir? Türkiye ve BAE arasındaki mevcut ticaret hacmi ve orta vadeli hedefler nelerdir?
Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye ekonomik ilişkileri çok önemli bir rol oynuyor. Her 2 ülke açısından; sevindirici olan şu, sürekli yükselen bir trend takip ediyoruz ve yakın geçmişte bu ekonomik ve ticari ilişkilerimizdeki artış hızı giderek arttı.
Hükümetlerimiz ve siyasi liderlerimiz arasındaki artan olumlu yakınlaşma ve artan temas trafiği de Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri adeta stratejik ortaklık boyutuna taşıdı.
Rakam verecek olursam 2021’de iki ülke arasındaki karşılıklı ticaretin toplam hacmi 10 milyar dolara yaklaştı ve bu rakam 9 milyar 900 milyon dolardı.
Bu yıl daha ilk 8 ayda 2023’ün ilk 8 ayında karşılıklı ticaretimiz 12 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bundan önce liderlerimiz 5 yıllık bir sürede 15 milyar dolar hedefi koymuşlardı. Biz 2023’te bu 15 milyar dolar hedefini yakalamış durumdayız. Yıl sonunda 15 milyar dolar veya üzeri bir ticarete ulaşabiliriz. İnşallah yakın gelecekte de birkaç yıllık süre zarfında 2 ülke arasında 25 milyar dolarlık bir karşılıklı ticareti görebileceğiz. 2 ülke arasında demir çelik, inşaat malzemeleri, tekstil, mücevherat, altın, petrokimya ürünleri gibi ürünlerin ticareti yapılmakta, buna lojistik sektörü, taşımacılık, yenilenebilir enerji alanlarını da dahil edebiliriz.
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ekonomik ilişkilerin önemli bir alanı da müteahhitlik hizmetleri olmuştur. Türk müteahhitleri bugüne kadar Birleşik Arap Emirlikleri'nde 141 proje tamamlamışlardır ki bunların toplamı 12 buçuk milyar dolar etmektedir. İnşallah Birleşik Arap Emirlikleri'nin 2030 vizyon yatırım projeleri çerçevesinde biz daha bir çok yeni projeler gerçekleştirmek istiyoruz. Bu noktada zaten Türk müteahhitleri rüştünü ispat etmişlerdir.
Diğer taraftan da Birleşik Arap Emirlikleri şirketlerinin Türkiye'de büyük yatırımları var; biz bu anlamda bunların devamını arzuluyoruz. 2 ülke arasında yoğun görüşmeler yapılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki yatırım kuruluşları, yatırım fonları, başta gıda, özellikle teknoloji girişimcilik şirketleri, her türlü lojistik sektörü firmaları noktasında yatırımlara açık olduklarını ifade ediyorlar. Bu konuda karşılıklı görüşmeler devam ediyor. Son olarak şunu ifade etmek isterim ki, Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasında mart ayında bu sene bir kapsamlı ekonomik işbirliği anlaşması imzalanmıştı. Bu çok kapsamlı bir anlaşma. Karşılıklı ticaretin yüzde sekseni üzerinde gümrük vergilerini sıfırlıyor. Bunun yanında karşılıklı yatırımlar, hizmetler sektörünün serbestliği gibi önemli alanlarda da hükümler ifade ediyor. Bu kadar kısa bir sürede imzalanan ve de 6 ay gibi bir kısa onay sürecinden sonra 1 Eylül tarihinde 2 ülke tarafından karşılıklı yürürlüğe giren bu kapsamlı ekonomik işbirliği anlaşmasının Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ekonomik ilişkileri bir-iki sene sonra inşallah 25 milyar dolarlık bir ticaret hacmine, yine milyarlarca dolarlık ortak yatırımlara ve Türk müteahhitlerinin Birleşik Arap Emirlikleri'nde 2030 vizyon projelerinde güçlü bir şekilde yer almaya sevk edeceğine inanıyorum…
Türkiye-Mısır arasındaki ticaret hacminin mevcut durumu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin olası iyileşmesi ticari faaliyetlere nasıl bir etki yapabilecektir?
Malum siyasi arenada kardeş ve dost ülke Mısır ile bazı sıkıntılar yaşanmış olsa da son birkaç yıldır siyasi alanda da bir yakınlaşma ve yumuşama söz konusu, ki olması gereken de budur ve buna inanıyoruz. Liderlerimiz arasında çeşitli temaslar gerçekleştirildi ve yakın bir gelecekte de Mısır Devlet Başkanı’nın Türkiye'ye ziyareti söz konusu olabilecek ama hükümetler düzeyinde bakanlar düzeyinde temaslarımız da son aylarda hızlandı.
Gerek dışişleri bakanlar düzeyinde gerekse de Ticaret Bakanı olarak bizim davetimiz üzerine Mısır Ticaret ve Sanayi Bakanı Temmuz ayının sonunda ülkemize teşrif etti. Kendisini en güzel şekilde ağırladık. 4 gün süren bu ziyaret sırasında birçok bakan arkadaşlarımın önemli görüşmeler yaptı.
Başta bizim bakanlığımızda ikili ve heyetler arası görüşmeler yaptık ve 2 ülke arasındaki karşılıklı dış ticareti birkaç yıllık bir sürede 15 milyar dolara çıkarma hedefi üzerinde anlaştık.
Mısır'da yüzlerce Türk işletmenin firmanın imalat yatırımları da var. Özel endüstri bölgelerinde bu rakamlar 2 milyar dolar civarında yatırımlar söz konusu. Yakın bir zamanda yeni projelerle bir 500 milyon dolardaha yatırım planlanıyor. Türkiye ile Mısır ticari ve ekonomik ilişkileri zaten aksatmadı ama hükümetler arasındaki bu yeni yakınlaşma ve artan işbirliği sürecinde ekonomik ve ticari ilişkilerimizin de yine Birleşik Arap Emirlikleri gibi büyük bir ivme kazanmasını bekliyoruz.
Yakında da benim Kahire Uluslararası Ticaret Fuarı'na bir ziyaretim olacak ve bu sonbaharda Türkiye ile Mısır arasında ortak ticaret komitesi toplantısı gerçekleştireceğiz. Çünkü Türkiye'nin Mısır ile uzun yıllara dayanan bir serbest ticaret anlaşması var. Bu heyetler arası görüşmelerde, teknik görüşmelerde de olabilen bazı sıkıntıları aşarak, ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da yükselmesi için çabalarımızı arttıracağız.
Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda oluşturacağı ticaret stratejisi Arap dünyasına mı yönelecek ve bu bağlamda nasıl bir ticaret haritası oluşacak? Küresel ve Arap dünyası çerçevesinde Türkiye'nin en önemli ticaret ortakları hangi ülkelerdir?
Arap ülkeleri dünyasında bizim en önemli dış ticaret ortaklarımız Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Mısır, Suudi Arabistan, Katar, Cezayir. Libya, bu ülkelerle yıllardır ve bundan sonra da inşallah karşılıklı ekonomik ilişkilerimi azami seviyeye yükselteceğiz.
Bir kere insan bir ticarethanesi olduğunda önce komşularıyla iş yapar. Oturduğu yerde önce komşularıyla arkadaşlık, dostluk kurar. Ülkelerde önce komşularıyla ticaret yaparlar; coğrafi yakınlık, kültürel yakınlık gibi nedenler l ve karşılıklı birbirini tanıma avantajlarından dolayı…
Dolayısıyla bizim için başta İslam ülkeleriyle ticaret ve özellikle Arap ülkeleriyle ticaret zaten olması gereken doğal bir süreç… Biz bunu en iyi şekilde ve sonuna kadar sürdüreceğiz.
Diğer yandan Avrupa'da bizim komşumuz yani tarih boyunca… Avrupa Birliği ülkelerinde milyonlarca vatandaşımız var. Onlarla başlayan süreçte Avrupa Birliği de Türkiye'nin dış ticaretinde yüzde 40 ile 50 arasında değişen oranlarda bir pay alıyor; İhracat ve ithalat olarak… Buradaki pazarlarımızı ve buradaki ekonomik ilişkilerimizi de sürdürmekte kararlıyız ve geliştirmekte kararlıyız. Diğer taraftan Türki cumhuriyetler, Rusya, Ukrayna Afrika stratejimiz, söz konusu Amerika Birleşik Devletleriyle son birkaç yılda yüzde 75’e varan bir ticaret artışımız söz konusu. Özellikle pandemi döneminde hem bizim Amerika'dan ithalatımız arttı, hem de ABD'nin bizden ithalatı büyük bir sıçrama gösterdi.
Her ülke, her bölge değerlidir, ticaret anlamında… Biz bunu sonuna kadar kullanacağız. Asya stratejimiz var. Güney Amerika stratejimiz var. Artık Ticaret Bakanlığı olarak yeni dönemde mevcut güçlü bağlarımızın olduğu Avrupa Birliği, ABD, Afrika bölgesi ile ekonomik ve ticari ilişkilerimizi arttırma stratejisinin yanında özellikle İslam ülkeleriyle Arap ülkeleriyle ticaretimizi büyük ölçüde geliştirme, yatırımları geliştirme stratejisi, bakanlığımız tarafından yeni çalışma programındaki hedeflerimizden bir tanesi.
Bir diğeri de uzak ülkeler stratejisi adıyla ABD, Güney Amerika ve Asya, Uzak Asya ülkelerine yönelik ticaretimizi de ihracatımızı da arttırmak için plan ve programlar ve destek modülleri hazırladık ve uyguluyoruz.
Türkiye'nin BAE'nin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan COP28'e katılım stratejisi neleri kapsamaktadır ve bu toplantıda ne tür konuları desteklemeyi planlamaktadır? BAE'nin ilkim sorununa ilişkin öncü rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Birleşik Arap Emirlikleri uluslararası arenada giderek artan bir diplomasi ağırlığına etkisine sahip bir konuma ulaştı. Biz kardeş ülke olarak bundan sadece memnuniyet duyarız ve seviniyoruz. Söz konusu çalışmaya da Türkiye'ye katılacak ve İnşallah bu COP 28 toplantısından önemli sonuçlar çıkmasını diliyoruz. Çünkü dünya artık yeşil ekonomi, yeşil enerjiye hızla yönelmeye çalışıyor.
Bu konuda Türkiye olarak biz 2021 yılında Paris iklim anlaşmasını imzaladık ve mecliste kabul ettik. 2053 yılına kadar sıfır emisyon hedefini benimsedik. Bu konuda bakanlıklar arası koordinasyon çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor ve yeşil dönüşüm ile dijital dönüşüm artık ekonomilerin gelecekteki en önemli iki yeni trendi ve oluşumu haline geldi. Biz de hükümet olarak Türk sanayinin Türk üretiminin yeşil dönüşüme ve dijital dönüşüme ayak uydurması konusunda hem koordine etme pozisyondayız. Hem yönlendirme ve destekleme çalışmaları yapıyoruz. Çünkü bunu yapmadığımız takdirde dünya pazarlarında büyük engellerle karşılaşabilirsiniz. BAE’deki COP 28 toplantısının da başarılı olmasını ve önemli hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyorum.