Faiz kararı dünyada böyle görüldü
Merkez Bankası’nın faizde yaptığı 150 baz puanlık indirim, dünya medyasında da geniş yer buldu. Kararla birlikte ekonomide riskin büyüdüğü düşünülüyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 150 baz puan azaltarak, politika faizini yüzde 12’den yüzde 10,5’e indirdi. Karar dünya basınında da geniş yankı buldu.
TCMB, bir sonraki toplantı tarihi olan kasım ayında da “benzer bir adım” ile faiz indirimine devam ederek, politika faizini yüzde 10’un altına çekeceğinin de sinyalini verdi. Ekonomistler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘yıl bitmeden tek hane’ çağrısı nedeniyle bu 100 baz puan indirim yapılacağını tahmin ediyordu.
Geçtiğimiz yıl eylül ayında yüzde 19 düzeyinde bulunan politika faizini indirmeye başlayan Merkez Bankası, Aralık ayına kadar 500 baz puan faiz indirmiş, bu gelişmenin ardından Türk lirası sert değer kaybetmiş ve enflasyon tırmanmıştı.
Ocak ayında indirimlerine ara veren TCMB, ekonomik faaliyetteki yavaşlamayı gerekçe göstererek geçtiğimiz Ağustos ayında tekrar faiz indirim döngüsüne girdi. Böylece son üç toplantıda 350 baz puanlık indirime gidilmiş oldu.
“GERÇEKLİKTEN DAHA FAZLA UZAKLAŞILIYOR”
TCMB’nin tahminlerin üstünde bir indirim yapmasını Bloomberg, Türkiye’deki politika faizlerinin parasal koşullardan giderek daha fazla koptuğu ifadesi ile yorumladı.
Wall Street Journal ise, “Türkiye’nin son faiz indirimleri sıradan Türk vatandaşlarının liradan kaçmasına ve paralarını dolar, altın ve kriptolara yığdığı çalkantılı bir sarmala neden oldu” değerlendirmesinde bulundu.
‘DÖVİZ VE ENFLASYON TEKRAR SIÇRAYABİLİR’
Bloomberg’te ekonomist Selva Bahar Baziki’nin değerlendirmelerine yer verildi. Baziki, “Cumhurbaşkanının taleplerine uymanın ekonomik riskleri var. TCMB’nin 2021’in sonlarında 500 baz puanlık son gevşeme döngüsü bir para krizi ve yüksek enflasyonla sonuçlanmıştı. Şu an bu krizin tekrarlanma riski var” dedi.
Yetkililerin makro ihtiyati tedbirler olarak adlandırdıkları bir dizi önlemin kredi vermede yavaşlamaya neden olduğu belirtilirken bu yaklaşımla kredi akışının yeniden sağlanmaya çalışıldığı aktarıldı.
Haberde son olarak “Erdoğan ekonomiyi canlandırma isteğinin yanı sıra, geleneksel politikayla çelişen ve henüz Türkiye’deki kanıtlarla doğrulanmayan bir görüş olan ‘düşük faizler enflasyonu da düşürür’ fikrine inanıyor” ifadelerine yer verildi.
“AKP DEĞERSİZ TL İSTİYOR”
Wall Street Journal’da Jared Malsin imzasıyla yayımlanan haberde ise TCMB’nin aşırı yüksek enflasyona rağmen bu yılki en büyük faiz indirimini gerçekleştirdiği belirtildi.
Haberde, “Erdoğan, çoğu iktisatçının aksine düşük faiz oranlarının enflasyonu da düşüreceğine inanıyor. Türk yetkililer ayrıca ihracatı desteklemek ve üretimi güçlendirmek için daha zayıf bir para birimi istediklerini söylüyorlar” ifadelerine yer verildi.
Analizde ayrıca “Türkiye’nin son faiz indirimleri; yabancı yatırımcıların çekildiği, sıradan Türk vatandaşlarının ise TL’den kaçtığı ve paralarını dolar, altın ve kriptoda değerlendirdiği çalkantılı bir sarmala neden oldu” görüşü aktarıldı.
“TÜRKİYE İÇİN RİSK ARTIYOR”
WSJ’ye değerlendirmelerde bulunan Londra merkezli Capital Economics’in kıdemli ekonomisti Liam Peach, “Liradaki istikrar döneminin geçtiğini düşünüyoruz” dedi.
Peach, “Zaman geçtikçe Türkiye için tehlikenin arttığını düşünüyorum. Türkiye’nin ödemeler dengesi her zaman oldukça zayıftı ve özellikle şimdi bu durum böyle” diye konuştu.
“ERDOĞAN’IN POLİTİKASI ENFLASYONU YATIŞTIRMAK ÜZERİNE DEĞİL”
CNBC ise haberinde, “Erdoğan tarafından yönetilen para politikası enflasyonu yatıştırmak yerine büyüme ve ihracat rekabeti arayışına dayanıyor” ifadelerine yer verdi.
Natasha Turak imzalı haberde BlueBay Asset Management’ın gelişen piyasa stratejisti Timothy Ash’in analizlerine yer verildi. Ash, tüm bunların 2023’teki genel seçimleri kazanma stratejisi olduğunu belirtti.
Ash konu ile ilgili bilgi notunda, “Bu büyüme yanlısı politikalar Erdoğan’a seçimi kazandırabilir. Ancak bu politika ithalat talebini artıracak, rekabet gücünü baltalayacak ve cari açığı büyük ölçüde artıracak” dedi.