TÜSİAD Başkanı Turan: 2023'te istihdam ve refah yaratan büyüme beklemiyoruz
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Maalesef 2023’te kuvvetli bir istihdam ve refah yaratan bir büyüme süreci beklemiyoruz. Seçime kadarki dönemde mevcut eğilimlerin devam edeceğini öngörüyoruz” ifadelerini kullandı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, dövizi ve yurtiçi fiyatlarını kontrol altında tutmak amacıyla piyasalara yapılan müdahaleler ve getirilen düzenlemelerle beraber fiyat oluşumlarının ekonomik rasyonelden koptuğunu vurgulayarak seçim döneminde siyasi partiler arasındaki rekabetin, kutuplaşmayı telafisi güç bir noktaya taşımamasını temenni ettiklerini dile getirdi.
Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtlayan Turan, özel sektörün yatırım finansmanı sorunları aşılamadığı sürece enflasyonla mücadelede anlamlı ve kalıcı başarı sağlanamayacağına da dikkat çekti.
Sanayicilerin sorunları ve ekonomideki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Turan, “Maalesef 2023’te kuvvetli bir istihdam ve refah yaratan bir büyüme süreci beklemiyoruz. Seçime kadarki dönemde mevcut eğilimlerin devam edeceğini öngörüyoruz. Yılın ikinci yarısı ise her şeyden önce ekonomi politikalarının çerçevesine ilişkin belirsizlik içeriyor” ifadelerini kullandı.
“ORTAK BİR GELECEK HEDEFLİYORUZ”
Yüzüncü yıllarında bir proje başlatacaklarını bildiren Turan, “Türkiye’nin farklı bölgelerinde düzenleyeceğimiz toplantılarda şu dört soruya hep birlikte cevap arayacağız: Cumhuriyeti ve demokrasiyi birlikte nasıl güçlendireceğiz? Küresel dönüşümlerde ulusal stratejimizi nasıl konumlandıracağız? Çevreyi koruyan bir kalkınma nasıl olmalı? Refahı artırırken bölüşümü daha adil nasıl yaparız? Biz sadece söylemenin değil, toplumun farklı kesimleriyle söyleşmenin değerli olduğunu düşünüyoruz. Hangi inançtan, etnik kimlikten, sınıftan, hangi cinsiyetten olursak olalım her kesimin umut ve hayallerini içerek ortak bir gelecek noktasında birleşmeyi hedefliyoruz” dedi.
Turan şunları kaydetti:
“FİNANSMAN SORUNU AŞILMALI”
- Finansman konusunda zorluklar bu yıl sürüyor mu?
“Finansman konusundaki zorluklar ağırlaşarak devam ediyor. Reel sektörün finansmana erişimine regülasyonların çok büyük etkisi oluyor. Regülasyonların getirdiği kısıtlar altında bankalar tüketici kredilerine ağırlık veriyor. Bu da politika faiz oranının tek haneye düşürülmüş olmasının ekonomik sonuçlarına dikkatle bakmayı gerektiriyor. Yüksek enflasyona karşılık, cansız büyüme. Yatırım yapılamaması sadece bu dönemin değil gelecek dönemin büyümesini de sınırlar. Enflasyonla mücadeleyi de zorlaştırır. Özel sektörün yatırım finansmanı sorunları aşılamazsa ne enflasyonla mücadelede kalıcı başarı sağlanabilir ne de ekonomi sağlıklı bir büyüme patikasına girebilir.
- Şu anda reel sektörün yaşadığı can yakıcı temel problemler nelerdir?
En temel problem belirsizlik. Belirsizliğin bir boyutu mevcut ekonomi politikaları ile devam edilip edilmeyeceğine ilişkin. Belirsizliğin bir diğer boyutu da mevcut durumda piyasa işleyişinin ve piyasa sinyallerinin zayıflamış olması. Dövizi ve yurtiçi fiyatları kontrol altında tutmak amacıyla piyasalara yapılan müdahaleler ve getirilen düzenlemelerle beraber fiyat oluşumları ekonomik rasyonelden koptu. Piyasaların kendiliğinden dengeye gelme özelliği artık çalışmaz oldu. Bu özel sektör açısından risk ve getiri hesaplamaları yapabilmeyi çok zorlaştırıyor. Belirsizlik yatırım kararlarının ertelenmesine, bu da üretim, istihdam ve büyümenin zayıflamasına yol açıyor. Ekonomide kararların sağlıklı biçimde alınabilmesi için nispi fiyatların piyasa dinamiklerini yansıtması gerekiyor. Yani etkileri bilinebilen ve hesaplanabilen genel kabul gören ekonomi politikaları çerçevesine geri dönmeliyiz.
“ENFLASYON TEK HANENİN ÇOK ÜSTÜNDE OLACAK”
- Baz etkisiyle enflasyonda düşüş söz konusu. Bu yıl enflasyon öngörünüz nedir ve orada ne tür riskler var?
Evet enflasyonda öngördüğümüz gibi baz etkisine dayalı bir düşüş var. Ancak TÜFE enflasyonu yüzde 65’e gerilemiş olmasına rağmen gıda ve sağlık gibi kalemlerdeki artışlar yüzde 80’e yaklaşıyor. Bu da hissedilen enflasyonun daha yüksek olduğunu düşündürüyor. İTO’ya göre İstanbul’da yıllık enflasyon yüzde 93. Bu nedenle enflasyon bir miktar daha yavaşlasa da bunun refah artırıcı etkisini hissetmiyoruz. Özel kapsamlı TÜFE göstergelerinde de artış oranları yüksek seyretmeye devam ediyor. Bu da enflasyonun tek haneli seviyelerin bir hayli üzerinde seyredeceğini gösteriyor. Çünkü para politikası olmadan tek başına makro ihtiyati politikalarla yapılan enflasyonla mücadelenin sınırları var. Mutlaka para politikasını enflasyonu tek haneye indirme hedefi doğrultusunda yeniden formüle etmek gerekiyor. Bunu maliye politikası ve yapısal reformlarla da desteklemek şart.
“2023’TE REFAH YARATAN BÜYÜME BEKLEMİYORUZ”
- 2023 Türkiye ekonomisi açısından nasıl geçecek, bu yıla ilişkin plan yapabildiniz mi, öngörüleriniz neler?
Maalesef 2023’te kuvvetli bir istihdam ve refah yaratan bir büyüme beklemiyoruz. Bu yıl Türkiye ekonomisini iki alt dönemde düşünmek yerinde olur. Seçime kadarki dönemde mevcut eğilimlerin devam edeceğini öngörüyoruz. Enflasyon kısmen gerileyerek bir platoya oturacak. Büyümeyi talebi destekleyen politikalar şekillendirmeye devam edecek. Yılın ikinci yarısı ise her şeyden önce ekonomi politikalarının çerçevesine ilişkin bir belirsizlik içeriyor. Yeniden piyasa ekonomisi çerçevesine mi dönülecek yoksa konvansiyonel olmayan politikalar ile piyasa ve fiyatlama üzerindeki yönlendirmeler devam mı edecek? Her iki durumun orta uzun vadeli sonuçları birbirinden çok farklı olur. Ancak her iki durumda da 2023’ün ikinci yarısında büyüme muhtemelen hız keserken itici güç iç talepten dış talebe kayacak. Çünkü yılın ikinci yarısında dünya ekonomisinde toparlanmanın hızlanmasını ve ihracatın canlanmasını bekliyoruz. Büyümedeki yavaşlama, Avrupa’nın resesyondan çıkması ve güçlü hizmet gelirleri cari açığı da sınırlar. Makroekonomik istikrara dönük bir politika çerçevesi belirlenmezse yılın ikinci yarısında enflasyonun aşağı seviyelere inme eğilimini devam ettirmesini beklemiyoruz.