Suriyelilere yönelik saldırılar | Ne tetikledi, ne öngörülüyor? Al Ain Türkçe Özel
DİPAM Başkanı Dr. Tolga Sakman ve gazeteci Barçın Yinanç, Suriyelilere yönelik saldırı gündemi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Sakman PYD’nin önünün açılacağı ihtimaline dikkat çekerken Yinanç, “Toplumsal gerilim meselesi” yorumunu yaptı.
Kayseri’de 7 yaşında bir çocuğun Suriyeli bir erkek tarafından tacize uğraması başta Kayseri’de daha sonra da Antalya, Adana, Gaziantep, Konya ve İstanbul gibi pek çok ilde Suriyelilerin ev ve iş yerlerine saldırılar düzenlenmesine yol açtı. Taciz gündemiyle birlikte başlayan olayların büyümesinin ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklama yaptı. Yerlikaya, provokatif olaylarla ilgili 474 kişinin gözaltına alındığını kaydetti.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşülebileceğine dair mesaj vermiş “Türkiye ile Suriye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmaması için hiçbir sebep yok. Yani biz Suriye’yle bu ilişkileri geliştirmekte geçmişte nasıl birlikteysek, yine aynı şekilde birlikte hareket ederiz. Biliyorsunuz, Sayın Esed’le biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur. Ve Suriye’nin içişlerine karışmak gibi de bir derdimiz asla yok” demişti.
Peki Türkiye’de göçmenlerle ilgili olaylar neden birden patlak verdi? Suriye ile normalleşme konusunda yapılan açıklamanın hemen sonrasında olayların çıkması tesadüf mü? Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga Sakman ve gazeteci Barçın Yinanç, söz konusu gelişmeleri Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
“ARKASINDA EKONOMİK SIKINTILAR
Yinanç, Kayseri’de Suriyelilere dönük saldırıların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından bağımsız patlak verdiğini belirterek sözlerine başladı. “4 milyona yakın Suriyelinin Türkiye’de yaşıyor olması toplumsal bir gerilim meselesi” diyen Yinanç, ekonomik problemlere de dikkat çekti.
Barçın Yinanç
Yinanç, “Çok kısa bir sürede çok fazla Suriyelinin gelmiş olmasını toplum taşımakta çok zorlanıyor. Arkasında ekonomik sıkıntılar var diye düşünüyorum. Ekonomi insanları bu kadar zorlamasaydı toplumsal patlamaları daha az yaşıyor olabilirdik. Son 1-1.5 yıldır ekonomik darboğaz da öfkeyi dışarı vurmaya yol açıyor” dedi.
“TÜRKİYE’YE DÖNÜK SALDIRILARDA ERDOĞAN’IN SÖYLEMİ ETKİLİ OLABİLİR”
İktidar ve muhalefetin tutumuna dikkat çeken Yinanç, “Eskiden bu yana var olan bir rahatsızlık söz konusu. Bu rahatsızlığın şimdiye kadar çok fazla su yüzüne çıkmamasının arkasında iktidarın dikkatli bir söylem kullanması, ana muhalefetin kışkırtıcı dil kullanmaması var” ifadelerini kullandı.
Suriye’de yaşanan olaylara da değinen Yinanç, “İşin bir de Suriye boyutu var. Suriye’deki rejimin kontrolü dışındaki Arapların Türklere yönelik saldırısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beşar Esad ile görüşme mesajı etkili olmuş olabilir. Öte yandan Türkiye’de Suriyelilere karşı artan tepki de oradaki Arapları rahatsız ediyordur” diye konuştu.
“İKİ KONUDA ÖNEMİ VAR”
Tolga Sakman ise sözlerine “Suriye ile normalleşmenin iki stratejik konuda önemi var” diyerek başladı. Bunlardan birincisinin terör ikincisinin ise göç konusu olduğunu belirten Sakman, “Türkiye bir süredir Suriye ile normalleşme adımlarını atma eğiliminde. Bunun stratejik olarak farklı nedenleri ve beklentileri var. Hem Amerika’nın hem Rusya’nın bölgeden çekilme ihtimali gibi. Bu yüzden bu iki konuya yönelik adımlar yavaş yavaş atılıyor bir süredir” dedi.
Tolga Sakman
“GERİ DÖNÜŞÜN HIZLANMASIYLA DAHA GÖRÜNÜR HALE GELDİ”
Suriyelilerin gönüllü geri dönüşü ve yasa dışı yollarla gelenlerin iadesine de değinen Sakman, “Göç konusunda gönüllü geri dönenler ile yasa dışı yollardan gelenlerin zorunlu olarak iadesi iki farklı konu olarak önümüze çıkıyor. Gönüllü geri dönüş için çalışmalar siyaseten ve toplumsal olarak gördüğümüz kadarıyla zaten devam ediyor. Yasa dışı yollardan gelenlerin iadesi ise bu normalleşme sürecini zorlayacak konulardan biri ve bu yüzden hızlıca hareket edilmek isteniyor Türkiye tarafından. Yasa dışı yollarla gelenlerin son dönemde daha fazla yakalanması ve iade girişimlerini arttığını görüyoruz. Tabii bu adımlar hızlandıkça hem Türkiye’deki Suriyeliler hem Türk toplumu hem Suriye yönetimi tarafından daha dikkat çekici, daha görünür hale geldi bu konu. Suriyelilerin geri gönderilmelerini engellemek için attığı bazı adımlar var ki bunlardan biri de geri yollama fenomenini bir suç, bir hata gibi gösterme çabası. Normalleşme söylemlerinin hemen arkasından bu kadar büyük çaplı eylemlerin gerçekleşiyor olması da bu konudaki provokasyonun etkili olduğunu anlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“PYD’NİN ÖNÜNÜ AÇMA İHTİMALİ ARTACAK”
Sakman şunları kaydetti:
“Türk İçişleri Bakanlığı da konu hakkında sosyal medya ve sahadan konuyla ilgili bilgileri topladı ve bir kısmını da kamuoyuyla paylaştı. Bununla birlikte Suriye’de de benzer şekilde provokasyonun arttığını görüyoruz. Bununla ilgili de Türk istihbaratının ilgili bilgi ve belgelere ulaştığını ve bunu Türk Cumhurbaşkanlığı dahil makamlara ilettiğini biliyoruz. Bu hassas dönemler toplumsal kırılmaların çok hızlı yaşandığı dönemlerdir. Bu kırılganlığı kullanacak birçok grubun olduğunu da tahmin edebiliyoruz. Özellikle Suriye’nin kuzeyinde terör devleti yapılanmasını gerçekleştirmek isteyen PYD PKK örgütünün bu tip eylemleri kışkırttığını tahmin edebiliriz. Zira bu eylemler hem Türkiye’nin aleyhine hem Türkiye’nin Suriye ile normalleşmesi aleyhine hem de Türk toplumu ve Suriyelilerin Türk devleti ile ilişkilerinin aleyhine gerçekleşecek ve böylece PYDnin niyetlendiği yapılanmada önünün açılma ihtimali daha fazla olacaktır”