Süheyl Batum: İmamoğlu davası siyasi ve hukuk dışı AL-AIN Türkçe Özel
Anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum, İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesi ihtimali olan davanın “siyasi ve hukuk dışı” olduğunu söyledi.
Anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan ve yarın görülecek davanın “siyasi ve hukuk dışı” olduğunu söyledi.
Türkiye’nin günlerdir konuştuğu davanın duruşması yarın görülecek. Mahkeme heyeti eğer İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret ettiğine kanaat getirirse İmamoğlu’na hapis cezası verilecek. Ceza verilir ve onanırsa İmamoğlu’na siyasi yasak getirilme ihtimali var. Anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum, İmamoğlu’na açılan davayı AL-AIN Türkçe’den Buluş Akpolat’a değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın okuduğu şiir nedeniyle tutuklanıp cezaevine gönderilmesini de hatırlatan Batum iki davanın benzer olmadığını söyledi.
"SİYASİ VE HUKUK DIŞI"
“Bir kere bu olayı inanılmaz derecede siyasi ve hukuk dışı görüyorum şimdi Cumhurbaşkanı’nı savunan kişiler yani Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekilleri veya o yönde düşünenler şöyle bir savı ileri sürüyorlardır. Biz de şiir okuduk yasaklandık. Şimdi dikkat edin o şiir okumak kim ne derse desin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına baktığınızda bazen söylediğiniz şeyin yeri, zamanı, ortamı koşullarının çok önemli olduğunu açık açık kararlarında dile getiriyor. Bu olay çok net ve açık Soylu diyor ki ahmak bizi şikayet eden ahmağa söylüyorum diyor o da diyor ki “ahmak ben değilim ahmak o seçimi iptal edenlerdir diyor. Şimdi bu edilirken kimlerin ne rol oynadığı Süleyman Soylu’nun bizzat ne rol oynadığı Büyükçekmece’nin nasıl kapatıldığı, polislerin sardığı seçimin hangi koşullarla ve kimlerin etkisiyle bir ay sürüncemede bırakıldığı ve iptal edildiği açık ortada”
"ERDOĞAN'IN OKUDUĞU ŞİİRLE İMAMOĞLU'NUN SÖYLEDİĞİ SÖZLER AYNI DEĞİL"
“O da şiir okumuştu bu da onların askeri varsa bizim de müminlerimiz var onların süngüleri varsa bizim de minarelerimiz var diyerek Siirt'te bunu bir kalabalık karşısında söylemek ile kendisine ahmağa sesleniyorum diyen bir kişiye ahmak sensin diye cevap vermek aynı şey değildir”
“HUKUKA AYKIRI BİR DAVADIR”
” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi siyasetçi daha rahatlıkla eleştirilebilir daha sert eleştirilebilir diyor. Şimdi burada baktığımızda aynen dediği gibi bu tamamıyla hukuka aykırı bir davadır bu bir ikinci boyutu daha da önemli bunun hakimi daha üç yılı varken buradan alınıyor o da merak ediyor soruyor ya benim daha üç yılım var neden aldınız beni diye çünkü almasının koşulları yasada açıkça yazılmış ve bu koşullardan hiç bir tanesi adama uymuyor neden alındı ? Bu taktirdir diyorlar adamda diyor ki hayır bu takdir falan değil bu takdirin oluşmasına sebebiyet veren bana gelip bu davayı siyasi yasaklı olacağı şekilde aleyhinde sonuçlandırmam istendi diyor. Dolayısıyla bunu haber aldılar o yüzden benim atamamı yaptılar diyor, şimdi bu bile adil yargılanamayacağının, şu andaki mahkemenin bağımsız ve tarafsız olarak kurulmadığının açık göstergesidir.”
“ADİL YARGILANMANIN VE TARAFSIZ MAHKEMENİN OLMADIĞININ GÖSTERGESİDİR”
“Dolayısıyla bu işlemin derhal adil yargılanma hükmüne dayanarak tarafsız mahkemeler vicdanlarına göre karar verirler hükmüne dayanarak anayasa mahkemesine onlar çekilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar götürülmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben çok böyle olay gördüm ama bir siyasiye kendisine ahmağa sesleniyorum diyen birine karşı ahmak bu seçimi iptal edenlerdir demesini vay sen bunlara hakaret ettin, zincirleme devlet memurlarına hakaret ettin diyerek bir suç uydurmak üstelikte bunu mahkemeye baskı yapmak suretiyle anayasaya açıkça aykırı bir şekilde gerçekleştirmek adil yargılanmanın ve tarafsız mahkemenin olmadığının göstergesidir”
“ANAYASAYA AYKIRI”
“Bu açıkça, tarafsız yargılamaya aykırı, 6.madde öyle söyler ve Anayasa’nın da 138. maddesi açıkça ama çok açık belirtir bunu. Eğer bir ülkede artık cumhurbaşkanı adayları arasında sayılan bir kişi, sen bütün devlet memurlarına hakaret ettin diye siyasi yasaklı edilebiliyor ise bu uç noktadır, artık ülkenin bir hukuk devleti bir demokratik hukuk devleti olmadığının bariz göstergesidir”
“ERDOĞAN’A VERİLEN CEZA İLE AYNI DEĞİL”
“Şimdi çoğu kişi şöyle diyecek ama siz de yapmıştınız, onlar da yapmıştı bizi atmıştı ,bunun algı yaratmadan başka bir şey olmadığını kesinlikle söylemeliyim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına baktığınız zaman Türkiye'den bile giden kararlarda bazı konularda, durumlarda, söylenen yer, ortam itibari ile bunun mahkum edilebileceğine yönelik kararlar verdiğini bilirsiniz”
“Bir siyasetçi, o da zaten siyasi yasaklı olmadı anayasa daha hiç değişmeden seçimlere girdi. partinin genel başkan adayı olarak adı yazıldı. Seçimlerde giren partinin genel başkanı diye Recep Tayyip Erdoğan’ın adı yazıldı ondan sonra da anayasa değişti. Siirt seçimleri iptal edildi o anda yapıldı. Bu da ayrı bir tartışma konusudur. HDP de seçimlere sokulmadı. HDP yüzde elli altmış oy almıştı sokulmadı ve öylece kazandığını görüyoruz.”
CANAN KAFTANCIOĞLU ÖRNEĞİ
“Canan Kaftancıoğlu’na verilen 7 tane ayrı suçtan Yargıtay'ın bunlardan 6 tanesine hayır burada suç oluşmamış demesine rağmen ceza verildi. Mahkemenin, ceza uygundur sana artık sen siyasetçi olamazsın denmesini de bunun bir ön adımı olarak görüyorum. Bu kadar kolay olmamalı, siyasetçileri cezaevine sokmak hukuki değil anayasaya uygun değil, Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’ne de uygun değil. İnsan haklarına da ifade özgürlüğünü de değil adil ve tarafsız mahkemede yargılanma ilkesine de yüzde yüz uygun değil”