Spor yazarları Fenerbahçe - Lille maçını yorumladı

Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu rövanşında Lille ile 1-1 berabere kalarak Devler Ligi’ne veda etti. Sarı-lacivertliler, Avrupa Ligi’ni hedefleyerek yola devam edecek.
Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu rövanş maçında Lille ile karşılaştı. Sarı-lacivertliler, uzatmalar sonucu alınan 1-1’lik beraberlikle Devler Ligi’ne veda etti. Fotomaç Gazetesi yazarları, Fenerbahçe - Lille maçını dikkat çekici yorumlarla değerlendirdi. İşte o yazılar...
GÜRCAN BİLGİÇ – ŞANSSIZLIK MELEĞİ
Maç bıçak sırtında başladı, sürdü ve sona erdi. Fenerbahçeli futbolcular topa çarptırmadan gol atamayacaklarını anladıkları anda, Lille takımının oyuncuları yere yatmaya, sahada sürtüşmeler yaratmaya ve kalelerine çekilmeye başladı. Fenerbahçe, hücum anlamında baskılı bir performans sergiledi. Lille kalecisi Chevalier, golle sonuçlanması beklenen şutları kurtararak takımını ayakta tuttu.
Symanski, Mert Hakan, İsmail Yüksek ve Djiku’nun şutları defalarca kurtarıldı. Savunma oyuncuları üzerine oynanan bu taktikle, Dzeko ve En Nesry’i karşı karşıya getirdiler, ancak geçit vermediler. Mourinho, 60. dakikadan itibaren oyuna müdahale etti; çift santrfora dönerek İrfan Can’ı sahaya sürdü. Osayi'nin süratine güvenerek orta sahada riskler aldı. Bir şut da direkten döndü.
Cenk Tosun’un oyuna girmesiyle üç santrforla oynamaya başladılar. Taraftarla bütünleştiler ve uzatma dakikalarının ilk anlarında gelen golle Kadıköy adeta coşkuya boğuldu. Uzatma dakikaları boyunca oyun kontrolü ile hata yapmamak arasında gidip geldiler. Mourinho, Bartuğ – Dzeko değişikliği ile orta sahada enerjiyi yeniden kazandı.
Bitime 10 dakika kala kırmızı kart geldi ve Lille 10 kişi kaldı. “Tamam, oluyor” derken, Jayden’in kontrolsüz hareketiyle top eline geldi. Maçın kahramanı, aynı zamanda maçın sonucunu belirleyen oyuncu oldu. Gol sonrası dört dakika daha oynadılar.
Cenk’in kafa vuruşu üst direkte patladı ve futbolun şansı devreye girdi. Şampiyonlar Ligi olmadı, çok istediler, çok mücadele ettiler ama olmadı. Şimdi ise ellerinde Avrupa Ligi var. Mourinho'nun "kazanırız" dediği hedef. Hadi bakalım; yola devam…
EMRE BOL – CESARET
Pozisyonlara girdik mi? Evet, girdik! Ancak oyuncu değişiklikleri geç yapıldı. Gol atamayan oyuncuyu çıkarıp yerine gol atabilen oyuncu alınmalıydı. Sonuç itibarıyla turu geçmek için gol atması gereken takım Fenerbahçe’ydi. Maçın genelinde savunmacıların performansı konuşuluyorsa ortada bir sıkıntı vardır.
Mourinho'nun tecrübesi ise herkesi şaşırttı. Son derece soğukkanlı bir şekilde sonucu belirlemek için 80. dakikadan sonrasını beklemek, tecrübenin gücünü gösterir! Fenerbahçe’nin attığı gol, turu geçirmeye çalışan Lille takımını zor durumda bıraktı. Asıl plan tam olarak buydu.
Cesaret başka bir şey dostlar… Herkesin harcı değil! Tur atlarsın ya da atlayamazsın, bu çok mühim değil. Görünen o ki cesur bir Fenerbahçe izleyeceğiz bu sezon…
Aslında "gerçekçi" hedef Avrupa Ligi’ydi. Mourinho, bunu ilk dile getiren isim oldu. Rakibine Şampiyonlar Ligi ayakbastı parasını kaptırmak elbette iyi bir şey değil. Maçın sonunda elenen takımını alkışlayan Fenerbahçe taraftarı, özlenen şeyi çok net bir şekilde ifade ediyor.
Korkanın çocuğu olmaz! Mourinho, rakip kim olursa olsun, korkak bir teknik adam değil. Belki dün bu anlayış sonuç vermemiş gibi görünebilir, ancak bu anlayış Fenerbahçe’yi şampiyon yapar. Alkışlarla elenmek, güvenin göstergesidir…
ŞAFAK GÖZMEN – YENİ ROTA
İlk düdükle birlikte Fenerbahçe, alışılmışın dışında bir başlangıç yaptı. Özellikle Lugano ve Lille ile oynanan ilk maça göre farklıydı. Çünkü Avrupa’daki bu üç maçın ilk yarılarında Fenerbahçe, kapasitesinin çok altında bir oyun sergilemiş ve ikinci yarılardaki performansıyla skora gitmişti. Bu karşılaşma ise Şampiyonlar Ligi yolunda 'olmak ya da olmamak' mücadelesiydi. Futbolcular da bunun bilincindeydi.
Bu nedenle ilk saniyeden itibaren rakibini boğan, baskı altına alan ve net pozisyonlar yaratan taraf Fenerbahçe oldu. Lille’in ilk maçtaki etkili oyunu adeta devre dışı bırakıldı. O baskı, o hırs, o mücadele Lille’i şaşkına çevirdi, ancak ilk yarıda gol gelmedi.
İkinci yarının başında da Fenerbahçe, oyununa kaldığı yerden devam etti… 60. dakikaya kadar. Bu dakikada ne mi oldu? Kendini bilmez birkaç taraftar devreye girdi ve sahaya attıkları yabancı maddelerle oyunun durmasına, Fenerbahçe’nin baskısının kırılmasına neden oldu. Sahi, neden yapıyorsunuz arkadaşlar bunu? Çok merak ediyorum...
Neyse ki Mourinho duruma el koydu. Üst üste yaptığı değişikliklerle baskıyı yeniden kurdu. Beklenen gol 90+1’de geldi. Maç uzatmaya gitti. Ama yine talih yanımızda değildi… Lille’in geliştirdiği tek atakta top Jayden’ın eline çarptı, penaltı ve gol…
Şampiyonlar Ligi hayali yine suya düştü… Hasret 16 yıla çıktı… Yeni rota Avrupa Ligi… Mourinho’nun Porto ve Manchester United ile kupayı kaldırdığı, Roma ile final oynadığı arena… Belki de hayırlısı budur? Neden Fenerbahçe’nin yolu Jose önderliğinde finale gitmesin?