Emekli Diplomat Solakoğlu: Ukrayna’da savaşın yıldönümü! İlk ders, savaşın çirkin ve zor bir eylem olduğu! Al Ain Türkçe Özel
Ukrayna’da sıcak savaşın birinci yıldönümündeyiz. Çatışmalar, bir sene önce, başladığı anda beklenildiği gibi kısa süre içerisinde son bulmazken, Batı-Doğu arasında soğuk savaş sahneleri de dahil geniş bir yelpazeye yayıldı.
Ukrayna’da 2014 yılında yapılan darbe ile başlayan iç savaş, 24 Şubat 2022 yılında Rusya’nın Donbass bölgesinde bağımsızlık ilan eden ancak uluslararası arenada tanınırlığı düşük olan Lugansk ve Donetsk’e müdahalesi ile Ukrayna ile savaşa dönüştü. Süreç içerisinde Ukrayna’nın daha önce imzaladığı Minsk Anlaşmalarına dönmek istememesi ve İstanbul’da yapılan görüşmelerin de nihai bir sonuç vermemesi sebiyle ülkenin tüm kuzey doğu hattına yayıldı. Savaşın başlangıcında Başkent Kiev’i kuşatan, ancak İstanbul görüşmelerinin ardından buradan çekilen Rusya, sahada ciddi sıkıntılar yaşarken, Batı dünyasından da Ukrayna’ya maddi manevi destek yağdı.
Emekli Diplomat Engin Solakoğlu Al Ain Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Birinci yılını dolduran Ukrayna savaşından çıkaracağımız ilk ders, savaşın çirkin ve zor bir eylem olduğu.” ifadelerini kullandı.
Solakoğlu savaşın başlangıç dönemi için, “Geçen yıl bu zamanlarda birçok uzman savaşın birkaç hafta, bilemedin birkaç ay içinde Rusya’nın zaferiyle sonuçlanacağını, zira Ukrayna’daki rejimin süratle çökerek yerini Rusya’ya daha yakın bir yönetime bırakacağını” öngördüklerini belirtirken, yaşananların bunu yanlışladığını söyledi.
Solakoğlu, söz konusu öngörü için, “Yanıldılar. Bunun birinci sebebi Rusya’nın saldırısının sanıldığı kadar öngörülemez olmamasıydı. Bu savaşı uzun zamandır planlayan ABD’nin istihbarat ve gözlem başta olmak üzere ciddi bir hazırlığı vardı.” ifadelerini kullandı.
Savaşın başladığı esnada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de yaptığı çağrılarda Ukrayna yönetiminin hızla çökeceğini beklediği anlaşılırken, Solakoğlu bu durumu, “Kiev’in ve rejimin kısa sürede düşmesi Batı’nın büyük desteği yüzünden mümkün olmadı. Rusya başta işgal ettiği bir çok bölgeden geri çekilmeye zorlandı.” ifadelerini kullandı. Emekli diplomat, savaşın uzamasının bir diğer sebebi için de, “Ukrayna halkının Rusça konuşanlar da dahil önemli bir bölümünün ve Ukrayna ordusunun, Rusya’nın beklentilerinin aksine direnmeyi tercih etmeleriydi.” dedi. Solakoğlu, Rusya’nın hayal kırıklığına uğradığı iddiasını da, “Savaş uzadı, uzadıkça çirkinleşti ve güçleşti. Rusya’nın konvansiyonel güçlerinin, özellikle de insan faktörünün genişleyen bir cephede çabuk sonuç alabilecek nitelikte olmadığı ortaya çıktı. Ukrayna ise ABD başta olmak üzere Batı’nın yoğun desteğini alarak direncini artırdı.” ifadeleri ile ortaya koydu.
“ÇÖZÜM MASADAN UZAKLAŞTIRILDI”
Savaş cephede devam ederken, siyasi alana da yansıyordu. Solakoğlu, “Başka tereddüt yaşayan Almanya, Fransa gibi Avrupa devletleri de zaman içinde ABD ve İngiltere’nin kayığına binmeye zorlandılar. ‘Barbarlar Medeniyete’ karşı söylemi kamuoyu tarafından da benimsendi.” derken, çözümün masadan nasıl uzaklaştığını da, “Bu da hızlı bir çözümden ya da barıştan yana ağırlık koyabilecek siyasilerin elini kolunu bağladı.” ifadeleri ile ortaya koydu. Solakoğlu, Batı’nın çizdiği bu resmin kendi kamuoyunu ikna etmekte güçlü bir etki yaptığını, ancak bunun dünya kamuoyunda Batı’nın beklediği etkiyi yaratmadığını da söyledi: “Buna karşılık o söylem küresel boyutta tutmadı. Bir çok ülke Rusya’nın saldırısını kınamakla birlikte zorlayıcı tedbir ve yaptırımlara sıcak bakmadı. ABD’nin Orta-Doğu’daki bir çok müttefiği yansız diyebileceğimiz bir tavrı benimsedi. Asya’da sadece Çin’in değil, Hindistan’ın tavrı da bunda belirleyici oldu. Batı emperyalizminin şu veya bu şekilde hedefi olmuş halklar, uygarlar/barbarlar söylemini yutmadılar ve bence bu yüzden de Rusya’nın dünyadan yalıtılması gibi bir durum sözkonusu olmadı.”
Emekli diplomat, Rusya’nın askeri alanda istediği başarıdan uzak olmakla birlikte, Batı’nın beklediği şekilde bir iktisadi bir yıkım da yaşamadığını, “Putin rejimi bana göre askeri alanda başarısız oldu ama ekonomik alanda Batı yaptırımlarına göğüs gerebildi. Batı’da Rus karşıtı söylemin sertleşmesi, denetimsiz ve akıldışı bir Rusofobiye dönüşmesi, hatta Rusya’nın parçalanması gerektiği gibi noktalara varması, başta bu savaşa pek sıcak bakmayan Rus halkının da Putin‘in arkasında konsolide olmasına yol açtı.” ifadeleri ile belirtti.
Solakoğlu, söz konusu gelişmelerin dünyada politik dengelerin değişiminin de önemli bir göstergesi haline geldiğinin altını çizdi: Sonuç olarak, 2023 yılının bu ilk aylarında gördüğümüz jeopolitik tablo, dünyanın büyük bir bölümünün tek hegemonlu bir düzeni kabul etmeye hazır olmadığı, her yaptıklarını desteklemeseler de Rusya ve Çin’in ABD ve müttefikleri karşısında dengeleyici bir rol oynamaya devam etmesinden yana olduğudur.