Sinan Ateş davasının ilk duruşmasında neler yaşandı?
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili davanın ilk duruşması Ankara’da başladı. 5 gün sürecek ilk duruşmada neler yaşandı? Kim hangi ifadeyi verdi? Sanıklar hangi savunmaları yaptı?
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da öldürülmesine ilişkin dava başladı. Ankara Sincan’da görülen ilk duruşmayı siyasiler de takip etti. MHP’nin katılma talebi reddedildi. Sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı. Peki ilk duruşma gününde neler yaşandı? Hangi sanık savunmasında neler söyledi? Sanıklar hakkında hangi cezalar isteniyor? İşte duruşmanın ilk gününde yaşananlar...
Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara Çukurambar’da öldürülmüştü. Cinayete ilişkin dava bugün görülmeye başlandı. Davanın ilk duruşması Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki duruşma salonunda yapılıyor.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davada 22 sanık yer alıyor. 5 gün sürecek ilk duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İyi Parti Genel Bşakanı Müsavat Dervişoğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve çok sayıda siyasi de izliyor.
Dava saat 09.30’da başladı. MHP’nin davaya katılma talebi, savcılığın ‘Olaydan zarar görmediği’ gerekçesiyle reddedilmesi görüşü doğrultusunda kabul edilmedi.
Mahkeme Başkanının iddianamenin özetini okumasının ardından sanıkların savulmaları başladı. İlk savunma yapan kişi tetikçi Eray Özyağcı oldu.
Özyağcı, Doğukan Çep'in, kendisine, "Sinan Ateş bir dava dosyası için bana söz verdi. Benden para istedi, gönderdim ama sözünü tutmadı” bunun üzerine öfkelendiğini, ‘Sen ayarla ben ayaklarından vururum' dediğini, Ankara’da olayla kullanılan motosikleti kullanan Vedat Balkaya'yla buluştuğunu belirtti. Olay gününü şöyle anlattı:
"Vedat'a, Doğukan abinin alacak meselesi için biriyle görüşeceğimi, silah sesi duyması halinde korkmayıp beklemesini söyledim. Sonra kafeye oturup Doğukan abimden haber bekledim. Beni arayıp 'Sinan Ateş'in yanında iki kişi var. Ayaklarından vur uzaklaş, diğerleriyle uğraşma' dedi. Yukarıdan aşağıya üç kişinin geldiğini gördüm. Sinan Ateş'in ayaklarına sağlı, sollu ateş ettim ve sonra kaçmaya başladım. Bir kişi, hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı. Ben de onlara ateş ettim. Daha sonra 'reisi vurduk, reisi vurduk' diye bir ses duydum."
Özyağcı, Yunanistan’a kaçmaya çalışmış, Yunan Sahil Güvenlik ekipleri tarafından Türk sularına bırakılınca yakalanmıştı. Özyağcı, yakalanması sonrası yaşadıklarını şöyle anlattı;
"Savcı Durmuş Ali Kaya, 'Bize hikaye anlatma. Devlet Bey'den talimat aldıysan bizi uğraştırma. MHP'den iki, üç yöneticinin ismini ver seni kurtaralım. Seni içeride de dışarıda da koruyacağız. Sana insan ve araç fotoğrafları göstereceğiz. Bunları onayla yeter' dedi. Ben bunları duyunca şok oldum. 'Böyle iftiralara alet olmam. Beni neden böyle bir şeye alet etmeye çalışıyorsunuz? dedim. Ondan sonra iyice öfkelendi. Yanıma geldi ve fotoğraflar göstermeye başladı. Tanımadığımı söyledim. Sonra araçlar gösterdi. 'Bunlara binmedim' dedim. Bana, 'Öldürülmekten korkmuyor musun?' dedi. Ben de 'Ölüm kalım triplerim olsa bu işi yapmazdım' dedim. 'Ben bu dosyanın kalemşoruyum. Her türlü müdahaleyi yapacağım. Seçimden sonra herkes görecek' dedi. Bana gösterilen fotoğraflar ve araçları sonradan medyadan gördüm."
Vedat Balkaya: Birinin öldürüleceğini bilmiyordum
Eray Özyağcı’dan sonra Motosikleti kullanan sanık Vedat Balkaya savunma yaptı. Olay tarihinden önce Ateş'i tanımadığını, öldürülmesinden de haberdar olmadığını ileri sürdü. Balkaya olay gününü şöyle anlattı;
"Eray arkama bindi, beni yönlendirdi, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi üzerinde indirdim. Bana, 'Silah sesi duyarsan korkma.' dedi. Bunun üzerine Doğukan'ı aradım, bir sıkıntı olup olmadığını sordum. Bir süre orada bekledim, sonra Eray bir hışımla geldi. Bana alacak verecek meselesi dediler. Vurulma olayı deselerdi cezaevinden yeni çıkmış biri olarak asla yardım etmezdim. Ben Sinan Ateş'i tanımıyorum, sosyal statüsünü bilmiyorum. Burada birinin vurulacağını, öldürüleceğini bilmiyordum."
Doğukan Çep suçunu itiraf etti
Diğer sanık Doğukan Çep ise “Cinayeti ben azmettirdim" diyerek suçunu itiraf etti. Nedenini ise şöyle anlattı;
"Bir gün sabah namazını kılarken Ateş'le yan yana namaz kıldık. 2013'te dosyam vardı, ceza aldım. Ateş'e ‘bana yardımcı olabilir misin?' dedim. Ateş de ‘ne demek yardımcı olurum' dedi. 2020 yılında telefon çaldı. ‘Kanalı buldum dosyayı halledecekler, 1 milyon lira istiyorlar' dedi. Ben o kadar bulamam abi dedim. ‘200 bin peşinat verelim geri kalanı hallederiz' dedi. Parayı verdim ayrıldık. 2021 yılında tekrar telefonum çaldı. ‘Kardeşim 200 bin lira daha lazım aynı kişiler değil, farklı kişilere vereceğiz' dedi. Borç harç hallettim verdim. ‘İş uzun sürebilir ama hallolacak' dedi. 2022 yılında artık sona yaklaştık. ‘Paranın tamamını vermen lazım Ankara'ya gelebilir misin?' dedi, Ankara'ya geldim. Parayı verdim. Aralık ayı başlarında aradım. ‘Haber bekliyorum ben de' dedi. ‘Abi hani sonuna gelmiştik' dedim. Daha sonra tekrar aradım, açmadı. Paraya el koydu diye düşündüm. Bende bunu ayaklarından vuracağım dedim. Ben öldürmeye gönderseydim öldürmeye gönderdim derdim. Ben gerçekten ayaklarından vurdurmak istedim. Bir baktım ölmüş, istemediğim bir şeydi üzüldüm.”
Tolgahan Demirbaş suçlamaları reddetti
Davada azmettirici olarak yargılanan bir başka sanık olan Tolgahan Demirbaş ise hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.
Sanıklar hakkında istenen cezalar
22 sanıklı davanın iddianamesinde, "müşterek fail" olarak yer alan sanıklar tetikçi Eray Özyağci, Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Sanıklar hakkında ayrıca Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor.