Sığınmacı sorununun siyasi, hukuki ve toplumsal boyutu / Al Ain Türkçe Özel
Türkiye’de sığınmacı sorununun geldiği durum ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun sığınmacı çıkışını Habertürk Yazarı Bülent Aydemir ve Dr. Deniz Zeynep Altınsoy Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Resmi rakamlara göre Türkiye’de yaşayan Suriyeli sayısı Nisan 2023 rakamlarına göre 3 milyon 411 bin. Yine resmi rakamlara göre sadece İstanbul’da 500 binden fazla Suriyeli sığınmacı var. Gayri resmi sayının çok daha fazla olduğu iddia ediliyor. Diğer ülkelerden gelen sığınmacılar da dahil edildiğinde rakamın 7 milyonu hatta 10 milyonu bulduğu söyleniyor.
Son dönemde sığınmacılara ilişkin tartışmalar artmış durumda. Sığınmacı nüfusunun neden olduğu sosyolojik etkiler de tartışmaların odağında. Bu durum siyasetin de ana konuları arasına girdi. Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, "10 milyon düzensiz mülteciyi içimize sokan bu zihniyete vatanımızı bırakmayacağız. Sınır namustur. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanırsam tüm sığınmacıları ülkelerine göndereceğim” açıklamasını yaptı. İlk turun sürpriz ismi olarak görülen Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın ana donelerinden biri sığınmacıların ülkelerine geri gönderilecek olmasıydı.
Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur kampanyasında ağırlıklı olarak kullanacağı sığınmacı konusu seçmende ne kadar karşılık bulacak? Kılıçdaroğlu bu sayede oylarını artırabilir mi? Habertürk Yazarı Bülent Aydemir, konuyu Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu’nun sığınmacılarla ilglii söylemi etkili olacak mı?
Bülent Aydemir: Sayın Kılıçdaroğlu bu seçimin ilk turunda seçmende oluşan hassasiyetin bir bilançosunu çıkardı. Kılıçdaroğlu ve ekibi yeni kampanyasını oluştururken vatandaş hassasiyetlerini gözeten bir yaklaşım benimsedi. Terörle asla masaya oturmayacağım dedi. Sığınmacılarla ilgili de hassasiyeti göz önüne aldı. Bu hassasiyet tüm seçmende var. Türkiye’nin başına dert olacağı yönünde kaygı var. Kılıçdaroğlu bu kaygının yönetilmesine giderilmesine yönelik adım attı. Ancak bunun seçmende karşılık bulması o kadar kolay değil. Bu kadar kısa sürede bu söylemin samimiyetini anlatması gerekecek. Seçmen bu söylemin samimiyetini sorgulayacaktır. Yaklaşım açısından doğru bir strateji ancak süre ve bunu anlatma konusundaki iletişim imkanları kısıtlı. Aynı durum Cumhur İttifakı için de geçerli. Onların da sığınmacılarla ilgili bir açıklama yapması, politikasını ortaya koyması gerekiyor...
Seçim propagandası ve sonucundan bağımsız olarak Türkiye sığınmacılar konusunda ne yapmalı?
Bülent Aytdemir: Esat’la görüşme, Suriye kirzini çözme gibi konularda adımlar var ancak savaş Suriye’yi çok parçalı bir yapıya dönüştürdü. Türkiye’nin acilen Göç bakanlığı kurması ve sığınmacı sorununa odaklanacak kurumsal bir mekanizma oluşturması gerekiyor. Konuya siyasetten bağımsız bir devlet meselesi olarak bakılmalı. Bölgede istikrarsızlıklar uzun süre devam edecek. Tüm bunlara baktığımızda sığınmacı konusu çok önem arz ediyor. Konu bir beka ve güvenlik meselesine dönüştü. Bu insanları birden göndermenin kolay olmayacağını da söylemek şart.
Türkiye’de sığınmacı sorununun boyutları ne?
Siyasi tartışmalarla paralel olarak konunun hukuki, insani ve toplumsal boyutlarına da bakmak gerekiyor. Konunu bu boyutlarını Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Göç uzmanı Dr. Deniz Zeynep Altınsoy Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Türkiye’deki sığınmacı konusuna hukuk bağlamında nasıl bakmak lazım?
Dr. Deniz Zeynep Altınsoy: Türkiye’nin göçmen politikası 1951 Cenevre Sözleşmesi ekseninde yürüyor. Ancak Türkiye’nin buna yönelik bazı çekinceleri var. Konuyu hem kendi iç hukuk hem de uluslararası hukuk çerçevesinde yürütmeye gayret ediyor. Şimdilerde tartışılan geri gönderme konusunun hukuki boyutu da önemli. Üçüncü ülkelere göndermenin önünde bir engel yok. Bu BM Mülteciler Yüksek Komiserliği gözetiminde yapılabiliyor. Kendi vatandaşının ve kamu güvenliğinin riske girmesi durumunda geldiği ülkelere ya da üçüncü ülkelere sınır dışı etme söz konusu olabiliyor. Kısacası mültecilerin, bulunduğu ülkenin kamu güvenliğini tehdit etmesi durumunda sınır dışı edilmesinde hukuki açıdan bir engel yok.
Sığınmacıların neden olduğu toplumsal sorunlara tepkiler oldukça arttı. Bunun nedeni nedir?
Dr. Deniz Zeynep Altınsoy: Türk halkında sığınmacılara karşı bir hassasiyet var. Bu yabancı karşıtlığından ziyade kendi ülkesinde kendi yaşam sınırları içinde yaşama arzusu diye düşünmek lazım. Türk halkı yüzyıllardır her zaman mazlumun yanında olmuştur. Biz toplum ve millet olarak dışardan gelen misafirlere o yardımı desteği göstermiş durumdayız. Farklı kültürlerin bir arada yaşaması konusunda gösterilecek asgari müşterek, Türk milleti tarafından fazlasıyla gösterildi. Göçün maalesef suçla paralel bir durumu vardır. Hiçbir devlet bu konuda tertemiz değil. Kültürel farklılığın getirdiği sorunlara karşı tolerans belirli bir noktadan sonra azalıyor. Bunu da doğal karşılamak lazım.
Siyasiler sığınmacıları ülkelerine geri göndermeyi vaat ediyor. Sığınmacılar kısa sürede geri gönderilebilir mi?
Dr. Deniz Zeynep Altınsoy: Uygulama açısından bakarsak da birden bunun yapılması akla mantığa uygun olmayacaktır. Peyderpey ve gönüllü olarak göndermek en mantıklı ve makul yol olur.
Sığınmacı konusunun siyasi malzeme yapılması her ülkede var. Son ABD seçimlerini hatırlayalım. Trump ve Biden arasında da benzer söylem savaşı yaşanmıştı. Bu noktada sadece Türkiye’de değil tüm dünyada insan hakları sorunsalı ve devlet güvenliği sorunsalı aynı terazide tartılmaya devam edecek. Bu da seçmenler üzerindeki belirleyiciliğini sürdürecek, çünkü halkta karşılığı var. Bu Türkiye’ye özel bir durum değil her ülkede konu siyasi araç olarak kullanıldığını görüyoruz.
Türkiye hala doğu sınırlarından göç almaya devam ediyor mu?
Dr. Deniz Zeynep Altınsoy: Yine ABD’yi örnek verelim. Dünyanın jandarmalığına sayılan, savunma ve güvenlik alanında en güçlü ülkesi bile Meksika sınırının güvenliği konusunda ne büyük sıkıntılar yaşadı hepimiz biliyoruz. Bizim doğu sınırlarımızda uzun süredir bir terör yapılanması vardı. Eskiyle kıyaslandığında bu sorunun ortadan büyük oranda kalktığını ve sınır ihlallerinin çok ciddi şekilde azaldığını söyleyebiliyoruz. Ama bunun tam olarak sıfırlandığını söyleyemeyiz.