Sezer: İsveç’in üyeliği için ABD ile başka bir pazarlık yürüyor! Al Ain Türkçe Özel
Türkiye’nin, İsveç’in NATO üyeliğine vetosunu kaldırmasının ABD ve Rusya ile ilişkilere olası etkisini emekli diplomat ve Rusya uzmanı Aydın Sezer, Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Tayyip Erdoğan’ın yeniden kazanmasının ardından, Türkiye’nin gündemi de kısmen seçim öncesinde işleyen takvime döndü. Ankara ile İsveç arasında uzun süren görüşmelerden sonra, İsveç’in Türkiye’nin talep ettiği yasaları çıkarması üzerine, NATO üyeliğine ilişkin vetonun kalkıp kalkmayacağı yeniden bir gündem olarak belirdi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltengberg’in Ankara ziyaretinde söz konusu başlık, görüşülecekler listesinin en başında yer alıyor. Ankara’nı bu başlıkta olası tavrını, bunun ABD’den satın alınmak istenen F16’lar ve Rusya ile ilişkiler için ne gibi etkileri olacağını emekli diplomat ve Rusya uzmanı Aydın Sezer, Al Ayn Türkçe için değerlendirdi.
Sezer, Türkiye’nin NATO’da vetosunun kalkmasının Rusya ile ilişkilere etkisini, “Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması, ardından da F-16 alımı ile ilgili olumlu gelişmelerin yaşanması, Ankara-Moskova ilişkilerinde bir sıkıntı yaratmaz.” ifadeleri ile yanıtladı. Sezer, “Rusya, zaten Türkiye’nin Isveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusundaki pozisyonunu, gelişmeleri ve nereye doğru gittiğini başından beri biliyor. Dolayısıyla, İsveç’in üyeliği ile ilgili Türkiye-Rusya ilişkilerinde bir sorun yaşanmayacak.” ifadeleri ile, Rusya’nın Türkiye’nin vetosunu kaldırmasını anlayışla karşılayacağını belirtirken, “Zaten, son tahlilde Türkiye’nin NATO’da güçlü bir şekilde yer alması, Rusya’nın çıkarları için de önemli. Ayrıca, Türkiye’nin İsveç’in üyeliğini bu kadar geciktirmiş olması da Rusya için önemliydi.” diyerek de Moskova’nın bu başlığa yönelik bakışını özetledi.
“ARKA PLANDA YÜRÜYEN PAZARLIK”
“Türkiye-ABD ilişkilerinde, F-16 ve İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanmasının birlikte değerlendirilmesinin kamuoyunun gözünün önünde yapılıyor olmasını pek de yadırgamıyorum.” diyen Sezer, arka planda buna paralel başka bir pazarlığın yürüdüğünü de, “Türkiye’nin ekonomik durumu ile ilgili Batı, ABD bankalarının Türkiye’ye sağlayacakları finansman ile ilgili çeşitli pazarlıklar düşünüyorum.” ifadeleri ile ortaya koydu.
Finansman kartının Türkiye’nin işini zorlaştıracağını söyleyen Sezer, ”İsveç’in NATO üyeliğini biraz daha geciktirecek bir süreç, Türk ekonomisi için pek olumlu sonuçlar doğurmaz diyebilirim. Özellikle ekonomiden sorumlu olacak yeni Bakan’ın Türkiye’nin artık bu işi İsveç lehine sonuçlandırması gerekir diye bekliyorum.” dedi.
Sezer, sürecin farklı bir şekilde ilerleyebileceğine ilişkin kapıyı da kapatmadı: “Fakat, Erdoğan söz konusu olduğunda her zaman bir açık kapı bırakmak gerekir.”.
“OLUMLU ANCAK TÜM SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ DE DEĞİL”
“Kuşkusuz Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği için atacağı olumlu biradım, Türkiye-ABD ilişkilerinde pozitif bir başlangıcın işareti olacak. Ama bu tüm sorunların çözümü anlamına da gelmeyecek” diyen Sezer, esas düğümün Suriye’de olduğuna işaret etti: “İki ülke arasında temel sorun Suriye ve Fırat’ın doğusu ile ilgili pozisyonlar. Bu noktada Erdoğan’ın Esad ile barışması veya, Rusya ve/veya İran’ın ABD kuvvetlerini Fırat’ın doğusundan çıkartmak için yapacakları bir hamlede Türkiye’nin alacağı rol de çok önemli olacak.”
Önümüzdeki dönemi, “Dolayısıyla ‘Yetmez ama evet” diyeceğimiz bir süreç bu.” diyerek tanımlayan Sezer, “Burada F-16 modernizasyonu veya alımı ile ilgili sürecin sona ermesi Türkiye’nin milli çıkarları ile ne kadar bağdaşıyor? Türkiye’nin gerçekten ihtiyacı bu mu? Bunun bile bir pazarlık konusu yapılır hale gelmesi Türk dış politikası için bir önem taşıyor mu, taşımıyor mu, bunlar da ayrı ayrı ele alınması gereken başlıklar olarak ortada duruyor.” diyerek de konunun tartışılan zeminin ötesinde bir anlam taşıdığını da öne sürdü.