Selvi, Meclis’teki kavganın perde arkasını yazdı
Türkiye Büyük Millet Meclisi cuma günü büyük bir kavgaya sahne olmuştu. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Meclis’teki kavganın perde arkasını yazdı.
Can Atalay’ın durumunu görüşmek üzere cuma günü olağanüstü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kavga çıkmış, kavga sonrası bazı milletvekillerinin aldığı darbeler nedeniyle yerlere kan bulaşmıştı. Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, o kavganın perde arkasını yazdı. Meclis tutanaklarından alıntılar yaptı, bazı sorular yöneltti.
Abdulkadir Selvi’nin yazısı şöyle;
Meclis’teki kavganın perde arkasında yaşananlar
Meclis’teki kavgalı oturumda izlenen yola bakınca muhalefetin Can Atalay’ın ya da Osman Kavala’nın cezaevinden çıkması konusunda samimi olduğu konusundaki kuşkularım arttı.
Bu konuya tekrar değineceğim. Ama önce Meclis’ten iki tabloyu dikkatinize sunmak istiyorum.
Mahmud Abbas’ın konuştuğu Filistin konulu oturum her yönüyle tarihiydi. ABD Kongresi’nde soykırımcı katil Netanyahu ayakta alkışlanırken, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Gazze’deki şehitlerin sesi oldu. İktidarı ve muhalefetiyle Meclis’te muhteşem bir tablo vardı.
Aynı Meclis, 24 saat sonra ise tanınmaz haldeydi. Sanki bir gün önce mazlumların sesi olan Meclis gitmiş, kavgalı bir Meclis gelmişti. Meclis’te kan aktı. Meclis’in saygınlığına, mehabetine yakışmadı.
BEKLENTİ OLUŞTURDU
Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra muhalefet, Can Atalay Meclis’e davet edilip yemin edip milletvekilliği görevine başlayacak diye bir hava oluşturdu. Hatta Can Atalay’ın hangi gün Meclis’te yemin edeceğine dair haberler yapıldı.
Meclis’in Can Atalay konusunda olağanüstü toplanacağı 16 Ağustos günü geldi, çattı.
Önce o günün sabahına gidelim.
ABDULLAH GÜLER’İN AÇIKLAMASI
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler basın toplantısı düzenledi. Anayasa Mahkemesi kararının muhatabının Meclis değil yargı olduğunu anlattı. Mahkûmiyet hükmü mahkemeler tarafından kaldırılmadan hiçbir işlem yapılamayacağını açıkladı.
İki yol gösterdi.
1-AYM kararına göre İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yeniden yargılama yapabilir ya da kararında ısrar edip dosyayı Yargıtay’a gönderebilir.
Bu durumda Yargıtay onama kararında ısrar edebilir. Ya da infazı durdurup yeniden yargılama kararı verebilir.
2-Ya da Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma yoluna gidebilir.
“Meclis, Can Atalay’ı tahliye edip milletvekilliği görevine dönmesini sağlayamaz” dedi.
AHMET ŞIK’IN SEÇİLMESİ
Abdullah Güler’in açıklamalarından sonra muhalefet cephesinde bir panik yaşandı. CHP ile DEM Parti ve TİP arasında bir trafik yaşandı. Ortak bir strateji belirlediler. Konuşmacı olarak Ahmet Şık’ın seçilmesinden görüşmelerin sabote edileceği belliydi. O da kürsüye çıktı, hakaret etti.
AK Parti milletvekillerine ‘terörist’ dedi. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Ama onun cezasını Meclis vermeliydi. O nedenle Alpay’ın kürsüdeki müdahalesi kabul edilemez.
Meclis’teki görüntüleri izledim. Meclis tutanaklarını satır satır okudum. İlgililerle konuştum. Buradan çıkardığım sonuçları tek tek aktaracağım.
SIRASINI AHMET ŞIK’A VERDİ
Can Atalay’la ilgili oturum başlayınca DEM Parti usül hakkında tartışma açılmasını istiyor. Usül tartışması açılıyor. Bekir Bozdağ, aleyhte konuşmak üzere DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e söz veriyor. Gülüstan Kılıç Koçyiğit, ”Söz hakkımı Ahmet Şık arkadaşıma devrediyorum” diyor. Ahmet Şık kürsüye çıkıyor.
TUTANAKLARDAN
Meclis tutanaklarından aktarıyorum:
AHMET ŞIK- Sözü hiç uzatmayacağım, bir tespitle başlayacağım. Sizde hiç utanma yok!
ABDULLAH GÜLER -Konuşma be!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU -Sende utanma yok, sende utanma yok!
AHMET ŞIK -Zerreyi miskal utanmanız yok, haysiyetiniz yok!
ABDULLAH GÜLER- Terbiyesizlik yapma! Sende utanma yok! Sende utanma yok!
HASAN ÇİLEZ- Sende utanma yok, sende!
SALİHA SERA KADIGİL- Hasan otur yerine, gelirim oraya! Otur yerine! Artistliğin de bir sınırı var, yakarlar!
AHMET ŞIK – (AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan’a) O salladığın parmağı kıracağız, sen bunu yaşayacaksın!
Milletvekilleri kürsüye yürüyor. Başkan oturuma ara veriyor.
SÖZ VERİLİYOR
Bekir Bozdağ, Meclis’te sükunetin sağlanması için Grup Başkanvekilleri ile toplantı yapıyor. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Ahmet Şık’ın bu üslupla konuşmaya devam edemeyeceğini söylüyor. Ali Mahir Başarır ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise Ahmet Şık’la konuştuklarını, hakaret etmemesi için telkinde bulunduklarını, işin hukuki yönünü izah edeceğini, sözlerini bitirmesine izin verilmesini istiyorlar.
Bunun üzerine Meclis Başkanvekili Bozdağ, oturumu açıyor.
Ahmet Şık tekrar kürsüye çıkıyor.
Tekrar tutanaklara dönüyorum.
AHMET ŞIK- Bu ülkenin en büyük terör örgütü, hanedanlık mafyasıyla devlete çöken işte bu sıralarda oturanlar, en büyük teröristler de buradakilerdir.
Ahmet Şık hani işin hukuki zemininde kalacaktı? Tekrar söz verilince daha büyük hakaretlerde bulunuyor.
TERÖRİSTE TERÖRİST DEMEDİ
Ahmet Şık, Savcı Selim Kiraz’ı rehin aldıkları sırada DHKP-C’li teröristlerle röportaj yapmıştı. Ahmet Şık’ın röportajından yarım saat sonra teröristler Savcı Selim Kiraz’ı şehit etmişti. Ahmet Şık, Cumhuriyet gazetesindeki haberinde, teröristlere terörist diyememiş, onlardan “eylemciler” diye söz etmişti. Ama milletin vekillerine terörist diyor.
Ahmet Şık, “Bu devleti yıkmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti katil bir devlettir” diyen birisi.
Can Atalay’ın çıkması için bula bula terörist sevici, devlet düşmanı Ahmet Şık’ı mı buldunuz?
MECLİS’E YAKIŞMADI
Meclis’te izlerken utandığımız görüntüler yaşandı. Meclis’e kan bulaştı. Tekrar ifade ediyorum. Meclis’teki kavganın haklı olan tarafı yok. Meclis’te DYP Siirt Milletvekili Abdurrezzak Ceylan vurulduğunda, Fevzi Şıhanlıoğlu aldığı yumruk darbeleriyle hayatını kaybettiğinde oradaydım. Kavga görüntüleri Meclis’in saygınlığına gölge düşürür. Meclis’e yakışmaz.
KAN AKITANLAR
Alpay’ın Ahmet Şık’a müdahalesi ile Ahmet Şık yere düşüyor ve kavga başlıyor. Ahmet Şık, düştüğü yerden kalktıktan sonra yumruk sallarken dirseği Gülüstan Koçyiğit’in kaşının açılmasına neden oluyor. DEM Parti Van Milletvekili Mahmut Dindar’ın vurduğu yumrukla AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Baykan’ın dudağı patlıyor. Meclis’e hem Gülüstan Koçyiğit’in hem Mehmet Baykan’ın kanı damlıyor.
Bu noktada tekrar baştaki soruma dönmek istiyorum.
İYİLİK Mİ YAPTINIZ
Can Atalay’ın cezaevinden çıkmasını isteyen uzlaşmacı bir dil kullanır. Muhalefetin içinde bu üslupta konuşacak tek bir milletvekili yok muydu? Bu kavganın Can Atalay’a ne faydası oldu? Bahçeli ne dedi: “Can Atalay konusu tamamıyla kapanmış.”
Peki şimdi siz Can Atalay’a iyilik mi yaptınız?
Can Atalay’ın cezaevinden çıkmasını isteyen muhalefet böyle hareket etmez. Can Atalay, Osman Kavala tahliye olursa elimizde istismar edecek konu kalmaz diye mi düşünüyorlar acaba?