Selvi açıkladı: Mehmetçik’e bayrağa dokunana ‘vur’ emri verildi
Kayseri ve bazı illerde yaşanan provokatif olayların ardından Suriye’nin kuzeyinde Türk bayrağına yönelik saldırılar gerçekleşmişti. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bu saldırılar konusunda Mehmetçik’e vur emri verildiğini yazdı.
Kuzey Suriye’de Türk bayrağına yönelik saldırılar düzenlenmişti. Bu saldırılara karışanların büyük bölümü güvenlik güçleri tarafından yakalanmıştı. Suriyeli komutanlardan da itidal çağrısı gelmişti. Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, bu konuda Mehmetçik’e bayrağa dokunana vur emri verildiğini açıkladı. Selvi, yaşanan provokatif olayların perde arkasını da analiz etti.
Mehmetçik’e bayrağa dokunana ‘vur’ emri verildi
Ne zaman bir linç olayı yaşansa, Fenerbahçe ve milli takımın efsane futbolcusu Lefter’in sözleri gelir aklıma.
6-7 Eylül olaylarında Ada’daki evi saldırıya uğrayan Lefter, “15 gün önce gol attığımda omuzlardaydım, o gün ise kayalar ve boya tenekeleri ile karşılaştım. En kötüsü harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı. Kızlarım küçüktü, onları öldürmeye kalktılar.”
Bu zaman ayarlı provokasyonlar bizde hiç bitmiyor.
TERÖR ESTİRDİLER
Hafta sonu Kayseri’de yaşadık.
‘Suriyeli birisi, 7 yaşındaki Türk kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmuş’ haberi yayıldı. Sonra organize gruplar dalgalar halinde Suriyelilerin evlerine, işyerlerine saldırdılar. Araçlarını ters çevirip yaktılar, camları, çerçeveleri indindiler.
YALAN HABER
Suriyeli şahsın yine Suriyeli olan bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu, şahsın yakalandığı, kız çocuğu ve ailesinin devlet korumasına alındığı söylense de vandallar yakıp yıkmaya devam ettiler.
Haber doğru olmasa da organize gruplar amaçlarına ulaşmışlardı.
ORGANİZE OLMUŞLAR
Çünkü kız çocuğuna cinsel istismar bahaneydi. Suriyelilerin mahallesine saldıranlar bir gün önceden organize olmuşlardı. Kayseri’de olayları kışkırtmak için sosyal medyadan ise ayrı bir organizasyon yürüyordu.
SOSYAL MEDYA PROVOKATÖRLERİ
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya üzerinden 79 bin hesaptan 343 bin paylaşım yapıldığını, bu hesapların yüzde 37’sinin BOT, paylaşımların yüzde 68’inin ise provokatif amaçlı olduğunu açıkladı.
30 bin BOT hesabı kim oluşturdu? Onu yönlendirip, yöneten hangi iradeydi? Onun arkasında hangi istihbarat servisinin parmağı vardı?
GÖÇMEN KAÇAKÇISI, ÇOCUK TACİZCİSİ
Hepsini kastetmiyorum. Farklı duygularla orada olanlar vardır ama çocuk tacizine karşı namus timsali kesilip, “Suriyelileri istemiyoruz” diye yakıp yıkanların sicili bakın ne çıktı?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklamasıyla gözaltına alınan 474 şahıstan 285’inin göçmen kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, yağma, hırsızlık, mala zarar verme, dolandırıcılık, parada sahtecilik, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve cinsel taciz başta olmak üzere 36 ayrı suçtan sabıkalı oldukları ortaya çıktı.
‘Suriyeli istemiyoruz’ diyor ama kendisi göçmen kaçakçısı.
Bunu niye yazıyorum? Ey milletim bu insanları iyi tanıyın, bunların peşine düşmeyin.
MARAŞ’TA, SİVAS’TA GÖRDÜK
Tarihsel bir utancımız olan Maraş, Çorum, Sivas olaylarında da bunu yaşamadık mı? Maraş olayları da “Güneş ne zaman doğacak” filminin gösterimi sırasında Çiçek Sineması’na atılan bomba ile başlamadı mı?
Sivas olayları ‘Camiye bomba atıldı’ yalanı üzerine çıkmadı mı? Çok uzağa gitmeye gerek yok.
ALTINDAĞ’DA YAŞANDI
3 yıl önce Ankara’nın Altındağ ilçesinde aynı senaryo sahneye konuldu.
Dışarıdan gelen gruplar, Suriyelilerin olduğu işyerlerini ve evleri taşladılar. Küçük kız çocukları ölüm korkusunu yaşadılar.
SURİYE’DEKİ SALDIRILAR
Kayseri’deki olayları bahane edenler Suriye’de harekete geçti. Türk TIR’larına saldırdılar. En acı olanı ise namuslarının, can güvenliklerinin garantisi olan Türk bayrağını indirdiler.
BAYRAĞIN HESABI SORULUYOR
İki gündür ‘Bayrağımızı indirenlere ne oldu? Misliyle hesabı soruldu mu? Bayrağımıza uzanan eller kırıldı mı?’ diye soruyorum. Milletimiz müsterih olsun. Bayrağımıza el uzatanlar tespit edildi. Bir kısmı bedelini ağır bir şekilde ödedi. Diğerleri ise kısa sürede yakalanıp ibreti müessire olacak şekilde hesap sorulacak. Kıbrıs’ta da bir Rum direğe tırmanıp bayrağımızı indirmek istemişti. Ancak kendisi indirildi.
VUR EMRİ
Burada açıklıyorum. Bayrağımıza yapılan saldırıdan sonra Suriye’deki tüm birliklerimize bayrağımıza bir saldırı olduğu zaman ‘vur’ emri verildi.
Bayrak bizim sembolümüzdür. Bağımsızlığımızın simgesidir. O bayrak altında sadece Türk milleti değil, bayrağımızın dalgalandığı her coğrafyadaki insanlar huzur ve güven içinde yaşar. Bu millet can verir, bayrağını vermez.
Tekrar altını çizerek söylüyorum bayrağımıza yönelik saldırıdan sonra Suriye’deki tüm askeri birliklerimize “Bayrağa dokunanı vur” emri verildi. Bayrağa el uzatanın eli kırılacak. Bayrağımızı indirmeye çalışanlar vurulacak.
KONTROL ALTINA ALINDI
Suriye’de provokasyon yapanların sayısı 2 bini bulmuyor. Biz orada 5 milyon nüfusun yaşadığı bir bölgeyi kontrol ediyoruz. Olaylar tamamen kontrol altına alındı. Hem de askeri birlik takviyesine gerek duyulmadan yapıldı. Peki bundan sonra olmaz mı? Cuma günleri benzer protesto eylemlerinin yapılabileceği söyleniyor. Ona göre tedbir alınmış durumda.
NORMALLEŞMEDEN RAHATSIZLAR
Peki bu eylemleri neden yapıyorlar?
Türkiye ile Suriye arasında normalleşme ihtimali ortaya çıktığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beşşar Esed’le görüşmesi gündeme geldiğinde savaştan beslenen gruplar harekete geçiyor. Ya da geçiriliyor. 28 Aralık 2022 tarihinde dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Suriyeli mevkidaşının Rusya’daki görüşmesinden sonra da Erdoğan-Esed görüşmesi gündeme gelmişti. Benzer provokasyonlar yapılmıştı.
SAVAŞTAN BESLENİYORLAR
Çünkü Suriye’de savaş lordları var. Savaştan beslenen kabileler var. Orası bir terör batağı. Selefiler var, İran destekli gruplar var, PKK-YPG var. ABD ve Rusya var. İran var, bir de rejim var.
Bunlar Türkiye-Suriye ilişkileri normalleşmesin diye bu tür süreçleri sabote etmeye çalışıyorlar. İşimiz kolay değil ama bunu başarmak zorundayız.
Türkiye, onları Esed’in insafına terk etmez. Gerekli güvenceler sağlanırsa normalleşme süreci yürür. Ama bu savaş düzeni sürdürülemez.
Türkiye-Suriye ilişkileri normalleştiği zaman mülteciler sorunu da çözüm yoluna girecek demektir.