Sahte diploma gündemi: İmamoğlu'nun avukatları belge yayınladı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na açılan sahte diploma soruşturması ile ilgili Saraçhane’de açıklama yapan avukatları, iddialara ilişkin yeni belgeler sundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatları Prof. Adem Sözüer ve Mehmet Pehlivan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Saraçhane Başkanlık Binası'nda diploma soruşturmasıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
‘Resmi belgede sahtecilik’ suçundan başlatılan soruşturma kapsamında 26 Şubat’ta ifadeye çağrılan ancak mazeret sunarak 5 Mart’ta ifade vereceği duyurulan İmamoğlu’nun avukatları, toplantıda diploma iddialarına ilişkin yeni belgeler sundu.
Prof. Sözüer, İmamoğlu’nun geçiş yaptığı 1990 yılında çalışkan öğrencilerin sınavsız geçiş hakkı olduğunu ve Yükseköğretim Kurumu’nun (YÖK) okulu tanımadığına ilişkin bir yazısı olmadığını söyledi. Sözüer “Nasıl oluyor da bir ceza soruşturması yapılıyor? Benden ve Prof. İzzet Özgenç’ten mütalaa istendi ama biz bu ceza yargılamasında ne mütalaa vereceğiz” dedi.
Bu konunun ilk olarak 2019'da gündeme geldiğini belirten avukat Mehmet Pehlivan ise "5 Eylül 1988'de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne giriyor. 1990'da Milliyet gazetesinde üniversitelerin yatay geçiş ilanları veriyor. İlanda, 1990-91 eğitim-öğretim yılında yatay geçiş ile kabul edilecek öğrencilere dair koşullar veriliyor. İlanda İstanbul Üniversitesi de var ve Ekrem Bey başvuruyor. Başvuru tarihi, öğrencinin okuduğu üniversitedeki bütün sınavları başarmış olması ve not ortalamasının en az 60 olması gerektiğine dair bütün kriterleri karşılıyor. Sayın İmamoğlu'nun yatay geçiş için not ortalaması 62,5'tur. İstanbul Üniversitesi bu kriterleri kafasına göre koymuyor. Bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı” ifadelerini kullandı.
Pehlivan, “Başvurular üzerine fakültede yatay geçiş komisyonu kuruluyor. Yatay geçiş komisyonu, geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. 12 Eyül 1990'da İstanbul Üniversitesi Yönetim kurulu toplanıyor ve aralarında Sayın İmamoğlu'nun da bulunduğu yatay geçişler onaylanıyor ve resmiyet kazanıyor. Komisyonun önerisi üzerine kabulü 51 kişi için yönetim kurulu veriyor. İmamoğlu 2 Ekim 1990'da İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne kaydoluyor ve 2. sınıf talebesi olarak başlıyor. Okul takımında kalecilik yaptığını da arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan bazıları için gizemli olsa da sayın İmamoğlu için böyle bir gizem yok” diye konuştu.
YÖK RAPORU GÜNDEMİ
Başsavcılığın talebi üzerine YÖK'ün hazırladığı ve kamuoyunda tartışılan rapora da değinen avukatlar, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığın talebi üzerine hazırlanan YÖK raporu, İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem için tüm şartları taşıdığını belirtiyor. YÖK, hazırladığı raporda İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor? 18 Kasım 1991 tarihli YÖK yönetim kurulu kararına göre Girne Amerikan Üniversitesi YÖK tarafından tanınıyor ama Girne'deki kampüs tanınmıyor. İşin bam teli burası” diye konuştular.
Avukatlar, “Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı, geçişin yapıldığı dönemdeki yasal mevzuat ile belirlenir. Sayın İmamoğlu'nun yatay geçiş başvurusu Ağustos 1990'da. Yani YÖK'ün istismar edilen raporundan 1,5 sene önce. O dönem için tanınırlık ve denklik şartı getirilmiş değildir. Mevzuatta da buna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle tanınırlık şartı aranması hukuken mümkün değildir. YÖK'ün tanıma ve denklik kuralı 1996'da getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen kuralı geriye yürütmek hukuken mümkün değildir” dediler.
“BELGELERİN GERÇEKLİĞİ KONUSUNDA BİR TARTIŞMA YOK”
Avukat Mehmet Pehlivan, YÖK raporunun 17 Şubat'ta düzenlendiğini ancak Başsavcılığa iletilme tarihinin bilinmediğini söyledi. Sözüer ise denkliğin yatay geçişin konusu olmadığını, belgelerin ve diplomanın gerçekliği konusunda hiçbir şüphe olmadığını söyledi.
Sözüer, "Belgelerin gerçekliği konusunda bir tartışma yok. İmamoğlu'nun hileli veya hukuka aykırı bir davranışı yok. Cumhuriyet Başsavcılığının İmamoğlu'nu neden ifadeye davet ettiği yazmıyor. Normalde kanuna göre neyle suçlandığınız yazar. Burada yürütülen bir soruşturma deniyor. Bir fiil söylenmesi lazım ama anlaşılan bir suç tespit edilememiş. Böyle hukuka uygun işlemleri sorgulama yeri değildir savcılık. Başvuru yapıldığı dönemde, yatay geçiş açısından tanıma ve denklik işlemlerinin bir muhataplığı yok. O tarihte böyle bir uygulama zaten yok. Denklik yatay geçişin konusu değil” ifadelerini kullandı.