Sağlık çalışanları 2 gün iş bırakma eylemi yapacak
Genel Sağlık-İş üyesi sağlık çalışanları 30 Haziran-1 Temmuz tarihlerinde 2 gün iş bırakma eylemi gerçekleştirecek.
Sağlık alanında yaşanan şiddet ve özlük haklarından mahrum kalmaya dikkat çekmek için yapılan iş bırakma eylemi nedeniyle; acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımı aksatılmayacak.
Genel Sağlık-İş üyesi sağlık çalışanları 30 Haziran-1 Temmuz tarihlerinde 2 gün iş bırakma eylemi gerçekleştirecek. Sağlık alanında yaşanan şiddet ve özlük haklarından mahrum kalmaya dikkat çekmek için yapılan iş bırakma eylemi için Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, “Performans sistemi üzerinden yapılan kalem oyunları ile sağlık çalışanlarının ekonomik ve özlük hakları iyileştir‘miş' gibi yapılmış; aslında hiçbir iyileştirme yapılma'mış'tır” dedi.
Sözcü’de yer alan habere göre; iş bırakma eylemi nedeniyle hastalara nöbet düzeninde hizmet verileceğini açıklayan Dr. Derya Uğur, “Acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımı aksamayacak” dedi.
Uğur, iş bırakma eyleminin gerekçelerini şöyle açıkladı:
“Yoğun ve fedakâr bir şekilde sağlık hizmetinin, etkin, verimli ve kesintisiz olarak sunulmasını gerçekleştirmek üzere görevlerini yapmakta olan sağlık çalışanları, siyasi iktidarın hatalı karar ve stratejileri nedeniyle özlük haklarından mahrum kalmakta, sağlık çalışanlarına şiddet her geçen gün artmakta, sağlık çalışanlarının, görevlerini huzur ve işyeri barışı ile sürdürmeleri imkânsız hale getirilmektedir.
Sağlık emekçilerini hedef alan fiziksel ve psikolojik saldırıların gün geçtikçe artış göstermesi, hem mesleki saygınlığı yerle bir etmekte hem de sağlık emekçilerinin huzurlu bir çalışma ortamında görevlerini icra etmelerinin önünde büyük bir sorun oluşturmaktadır.
Sağlık çalışanları, ‘sağlıkta şiddetin' azalması için farkındalık oluşturulmasını, caydırıcı ceza hükümleri içeren kanun maddeleri ihdas edilmesini, yıllardır özlemle beklemektedir. Fakat siyasi iktidar tarafından, bu konuda gerçekçi hiçbir eylemde bulunulmamaktadır. İhdas edilen kanun maddeleri, ‘sağlıkta şiddetin' önlenmesini sağlamak bakımından yetersiz kalmakta, ‘caydırıcılık' unsuru sağlanamamakta, fakat kamuoyu nezdinde, ‘çıkarılan yeni düzenlemelerle' sağlıkta şiddetin önlendiği hususunda algı yaratılmaya çalışılmaktadır.
Nitelikli sağlık hizmeti sunma amacında olan sağlık çalışanları, gösterdikleri fedakarlığın maddi karşılığını da alamamakta, her geçen gün kötüye giden ekonomik düzende, sağlık çalışanlarının adeta açlık sınırında yaşamasına göz yumulmaktadır. Performans sistemi üzerinden yapılan kalem oyunları ile sağlık çalışanlarının ekonomik ve özlük hakları iyileştir'miş' gibi yapılmış; aslında hiçbir iyileştirme yapılma'mış'tır.”