Rusya Nükleer Doktrin değişikliğiyle kime ne mesaj verdi? / Al Ain Türkçe Özel
Rusya, geçtiğimiz günlerde Nükleer Doktrininde önemli değişiklikler yaptı. Peki bu değişikliklerle kime hangi mesajı verdi? Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan Al Ain Türkçe’ye anlattı.
Ukrayna-Rusya savaşında son dönemde yaşanan gelişmeler ve Ukrayna’ya yönelik silah desteklerini göz önüne alan Rusya, Nükleer Doktrininde önemli değişiklikler yaptı. Değişiklikler, son dönemde yaşanan gelişmelerle ortaya çıkan yeni durumların doktrine uyarlanmasını içeriyordu. Peki Rusya Nükleer Doktrininde hangi değişiklikleri yaptı? Bu değişikliklerle kime hangi mesajı verdi? Uluslararası İliştiler Uzmanı Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan bu soruları Al Ain Türkçe için cevapladı...
Anıl Çağlar Erkan’ın Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar şöyle;
RUSYA'NIN NÜKLEER DOKTRİN DEĞİŞİKLİĞİNDEKİ KRİTİK DETAYLAR...
Rusya’nın 2024 Nükleer Doktrininde dikkat çeken noktalar neler? Yeni doktrinin anlamı ne?
“Doktrinde yapılan güncellemeye göre Rusya, nükleer güce sahip olmayan bir ülkenin, nükleer güce sahip bir ülke desteğiyle Rusya'ya saldırması durumunda bunu "ortak saldırı" olarak değerlendirecektir. Nitekim bu doğrudan Ukrayna’ya yönelik takınılan bir tavırdır. Zira bilindiği üzere Ukrayna, nükleer silah gücü olmayan bir ülke olsa da ABD gibi bir takım nükleer silah gücüne sahip ülkeler tarafından askeri olarak desteklenmektedir. Bununla birlikte Putin'in nükleer silah doktrini ile ilişkili yaptığı açıklamaların, Ukrayna'nın Batı'dan aldığı uzun menzilli füzeleri Rus topraklarındaki hedefleri vurmak için kullanma yönünde müttefiklerinden onay almaya çalıştığı bir sırada gerçekleşmesi de söz konusu düşünceyi destekleyici niteliktedir.
Bu bağlamda genel olarak ele alındığında Rusya’nın nükleer doktrinindeki yenilikleri bir nevi Batı’ya sinyal olarak nitelendirmek mümkündür. Önerilen 2024 Nükleer Doktrin’de Rusya, nükleer silahların kullanılacağı durumlara şu şekilde yer verilmiştir;
a) Bir nükleer devleti destekleyen nükleer olmayan bir devletin saldırısı, Rusya Federasyonu'na karşı ortak bir saldırı olarak kabul edilecektir.
b) Rusya Federasyonu sınırına büyük miktarda seyir füzeleri, insansız hava araçları (dronlar), hipersonik ve diğer uçakların girmesi,
c) Konvansiyonel silahların kullanılması dahil Rusya'nın egemenliğine yönelik kritik tehdit oluşturacak durumlar.
d) Belarus'a yönelik saldırı.
İlk maddeye baktığımızda Rusya’nın savunma stratejisini daha geniş bir askeri tehdit yelpazesini kapsayacak şekilde genişletme niyetinde olduğunu söyleyebiliriz. Bir diğer çıkarım ise Rusya’nın kendisine veya müttefiki Belarus’a yönelik herhangi bir saldırıda nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğu...
Belgede ayrıca, Rusya’nın “havacılık ve uzay saldırı silahlarının kitlesel fırlatılması” gibi tehditlerle karşı karşıya kalması durumunda, bu saldırılara karşı nükleer silah kullanma yetkisinin devreye gireceği belirtiliyor. Bu doğrultuda stratejik ve taktik uçaklar, seyir füzeleri, insansız hava araçları ve hipersonik silahlar gibi çeşitli platformlardan gelebilecek olası saldırılara söz konusu tür tehditler kapsamında yer verilmektedir.
Dolayısıyla yeni doktrine göre, Rusya’ya karşı füze, uçak veya drone saldırısı olursa nükleer silah kullanılabilecektir.
Doktrinde göze çarpan bir diğer değişiklik Rusya’nın egemenliğine yönelik konvansiyonel silahlar ile gerçekleşen kritik tehditlerin de nükleer bir yanıtı tetikleyebilecek olmasıdır.
Tüm bunların ışığında doktrin kapsamında önerilen değişikliklerin, Rusya’nın küresel askeri dengelere ve stratejik eşitliğe yönelik tehditlere karşı daha güçlü bir nükleer caydırıcılık politikası benimsemeyi planladığını gösterdiğini ifade etmek mümkündür. Nitekim Putin’in, bu doktrin değişikliklerinin Rusya’nın modern askeri tehditlere karşı uyumlu ve orantılı olduğunu savunması söz konusu düşünceyi destekleyici niteliktedir.”
RUSYA KİME NE MESAJ VERDİ?
Rusya neden bu değişikliklere ihtiyaç duydu? Değişikliklerle kime ne mesaj verdi?
“Rusya’nın adımı uluslararası arenada ciddi yankı uyandırdı. “Rusya’nın nükleer politikasının sertleşmesi” şeklinde yorumlar yapıldı. Fakat çağın koşulları ve yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında Rusya’nın nükleer doktrinde bir takım değişikliklere gitmesinin şaşırtıcı ya da beklenmedik bir gelişme olarak değerlendirmenin son derece yanlış bir yaklaşım olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Yeni doktrinin ülke içerisinden gelen taleplere bir nevi yanıt niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz.
Rusya’nın nükleer doktrindeki değişikliklerin son derece bilinçli bir şekilde düzenlendiği görülüyor. Örneğin Rusya’ya yönelik bir saldırının, nükleer olmayan bir devlet tarafından gerçekleştirilse bile, eğer bu saldırı nükleer bir devletin desteğiyle gerçekleşirse, nükleer bir saldırı olarak değerlendirileceğinin belirtilmesindeki başlıca etken, Ukrayna’ya ABD ve İngiltere tarafından uzun menzilli füze verilmesinin düşünülmesidir. Rusya’nın doktrine koyduğu o maddeyle, füze desteğine karşı bir uyarı yaptığını söyleyebiliriz.
Buna ek olarak Belarus’a yapılacak saldırıları da doktrine ekledi. Yani en yakın dostuna yapılacak saldırı durumunda da nükleer silah kullanabileceğini ilan etti.
Rusya ayrıca, ulusal egemenliğine yönelik tehditlerin bertaraf edilmesi konusunu da öne çıkardı. Bu noktada Ukrayna’nın Rusya’ya karşı saldırılarını artırması konusu akıllara geliyor. Ziya Ukrayna son dönemde Rusya’nın petrol tesisleri dahil kritik altyapı tesislerine saldırılar düzenledi. Rusya, insansız hava ve deniz araçlarıyla yapılan bu saldırıları da kapsama dahil etmiş oldu. Bu doğrultuda Rusya’nın nükleer doktrin değişikliğini bir nevi bu süreçteki yaşananlara karşılık olarak angajman kurallarını güncellemesi olarak nitelendirmek mümkün. Rusya için enerji sektörünü hedef almaya devam eden batı yaptırımları, halihazırda ulusal egemenlik açısından potansiyel bir tehditken Ukrayna’nın ülkenin enerji tesislerine yönelik düzenlemiş olduğu saldırılarla birlikte durum gerçek bir tehdit halini almaya başlamaktadır.
Sonuç olarak, enerji altyapılarının korunması, ulusal güvenliğin ve ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında Rusya’nın nükleer doktrin değişikliği ve Ukrayna’ya yönelik nükleer silah kullanımıyla ilişkili söylemlerde bulunması son derece rasyonel hale gelmektedir.”