Rusya'dan misket bombası açıklaması: Olası ölümlerinden ABD sorumlu!
Rusya, ABD'nin Ukrayna'ya misket bombası gönderme planının, çatışma sonrası bile tehlike oluşturabileceğini ve bu durumda ABD'nin olası ölümlerin sorumluluğunu taşıyacağını iddia etti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Amerika'nın Ukrayna'ya misket bombası sağlama planının, çatışma bittiğinde bile aktive olabilecek tehlikeli silahları sahaya sürdüğünü belirtti. Zaharova, bu durumun Ukraynalılar ve Ruslar dahil olası tüm ölümlerin sorumluluğunu ABD'nin üzerine yükleyeceğini iddia etti.
Zaharova'nın açıklamaları, ABD'nin Ukrayna'ya misket bombası sevkiyatı planına yanıt olarak geldi. Zaharova, ABD Başkanı Joe Biden'ın bu eylemiyle "Ukrayna'daki çatışmayı son Ukraynalıya dek sürdürmeyi hedeflediğini" öne sürdü. Zaharova ayrıca, Ukrayna'ya ABD-NATO silah sistemlerinin her sevkiyatında sivil halkın risk altına gireceğini ifade etti.
Zaharova, misket bombalarının Orta Doğu ve dünya genelindeki kullanımından elde edilen deneyimlere atıfta bulunarak, bu silahların uzun süreli olarak aktif olmayı sürdürebileceğini ve hatta çatışmaların sona ermesinden sonra bile patlama potansiyeli taşıdığını belirtti.
Zaharova, "Washington, Ukrayna'ya misket bombası sağlayarak, bölgenin mayınlanmasına de facto ortak olacak. Bu durum, Rus ve Ukraynalı çocuklar dahil patlama sonucu yaşanan ölümlerin tamamen sorumluluğunu üzerine alacaktır" dedi.
Zaharova, Ukrayna'ya misket bombası sağlama planının ayrıca "Ukrayna ordusunun karşı saldırısının başarısızlığına bir yanıt olarak aczi ve çaresizliği ortaya koyduğunu" öne sürdü. Zaharova, misket bombalarının "Rusya'nın özel askeri operasyonunun ilerleyişini etkilemeyeceğini" belirtti.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Ukrayna'yı savunmasız bırakmayacaklarını ve misket bombası desteği sağlayacaklarını ifade etmişti. Sullivan, misket bombalarının sivillere zarar verme riskini kabul etti ancak Ukrayna'ya misket bombaları sağlamanın "kolay bir karar" olmadığını ifade etti.
ABD Başkanı Joe Biden da bu konunun "çok zor bir karar" olduğunu kabul etmiş ve bu kararı müttefikleri ve Kongre üyeleriyle görüşerek almıştı.