Rojin Kabaiş’in babası Meclis’te feryat etti: “Bir cinayet olduğu halde hala intihar diyorlar”
Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedenine ulaşılan Rojin Kabaiş için Meclis’te yeniden adalet çağrısı yapıldı.
DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu, Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş ve Rojin Kabaiş Adalet Komisyonu üyeleriyle birlikte TBMM’de basın açıklaması yaptı. Otlu, Rojin’in ölümüne ilişkin soruşturmanın derinleştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Adli Tıp Kurumu bugüne kadar niye delilleri sakladı, neden gözaltına alınmadılar merak ediyoruz. İçişleri Bakanı’na da sorduk, katiller nerede? Açıklansın” dedi.
Komisyon: “İntihar denilerek geçiştirilemez, cinsel saldırı ihtimali araştırılsın”
Adalet Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, dosyaya giren iki erkek DNA’sının ardından olayın intihar olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bu bulgularla beraber Rojin’in katledilişi artık ‘intihar’ ve ‘şüpheli durum’ denilerek geçiştirilemeyecek noktadadır. Aksine cinsel saldırı ihtimalinin araştırılması gerekmektedir. 25 Kasım 2024’ten 1 Kasım 2025’e kadar olan zaman zarfında 248 kadın katledildi, 271 kadının ölümü ise şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti.
Bu da gösteriyor ki ilk kez şüpheli kadın ölümleri ilk kez kadın cinayetlerini geçti. Bugün burada yalnızca Rojin Kabaiş’in değil, bu ülkede şüpheli şekilde hayatını kaybeden, adaleti sağlanmamış tüm kadınların sesi olmak için toplandık.
Rojin Kabaiş’in ölümü, giderek artan şüpheli kadın ölümlerinin gerçeğinin somut göstergesidir. Bu nedenle mücadelemiz bir kişinin değil, tüm kadınların yaşam hakkı, güvenliği, adaleti temelidir. Bizler biliyoruz ki kadınlar kendiliğinden ölmez. Kadınlar şüpheli biçimde öldürülür, dosyalar ise şüpheli biçimde kapatılmak istenir.
Rojin Kabaiş Adalet Komisyonu olarak aylardır yürüttüğümüz çalışmalarda dosyalarda soru işaretlerini, tutarsızlıkları ve eksik soruşturmaları gözlemledik. Bu nedenle Van Başsavcılığı TCK 102’ye göre nitelikli cinsel saldırı kapsamında soruşturmayı genişletsin. Adalet Bakanlığı bu ihmaller silsilesine sebep olan ihtimali olan bütün çalışanları sorgulasın, gerekiyorsa yargılasın. İstanbul ATK İhtisas Kurulu yeni rapor hazırlasın. ATK, 2 farklı erkeğe ait DNA’nın kimlere ait olduğunu açıklasın.
Dosyadaki gizlilik kararı derhal kaldırılsın, aile ve kamuoyu gerçeğe ulaşabilsin. Rojin’in ölümünde ihmali, sorumluluğu bulunan tüm kişi ve kurumlar hesap versin. Kadınların yaşam hakkını korumak için devlet görevini yerine getirsin. Rojin’in ailesi yalnız bırakılmasın, gereken hukuki ve manevi destek verilsin.”
“Şüpheli kadın ölümleri sadece adli bir vaka değil”
Komisyon açıklamasında ayrıca şunlar kaydedildi:
“Rojin Kabaiş’in ölümü hiçbir şüphe gölgede bırakılmadan yeniden, titizlikle araştırılmalıdır. Deliller, tanık ifadeleri, süreçteki eksiklikler yeniden gözden geçirilmelidir. Şüpheli kadın ölümlerinin tamamında olduğu gibi bu dosyada da intihar kolaycılığına sığınılmamalıdır. Kadınların yaşam hakkını koruyacak şeffaf, bağımsız, hızlandırılmış bir mekanizma oluşturulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, şüpheli kadın ölümleri yalnızca bir adli vaka değil; cezasızlığın, eşitsizliğin sonucudur. Bizler, şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılması için ve Rojin Kabaiş’in hak ettiği adalet sağlanana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Bu ülkede hiçbir kadın yalnız değildir, hiçbir kadını terk etmeyeceğiz.”
Baba Nizamettin Kabaiş: “Bu bir cinayettir, acımızı ikiye katladılar”
Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, iki gündür Ankara’da siyasi partilerle görüşmeler yaptığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Dosyanın bir an önce aydınlatılmasını istiyoruz. 14 aydır biz acı çekiyoruz, gece gündüz aklımızdan çıkmıyor. Adli Tıp’tan geç gelen sonuçlar olsun iki erkeğe ait DNA olsun, hepsi ortadadır, bellidir. Bir cinayet olduğu tespit edildiği halde hala intihardan bahsediyorlar. Acımızı ikiye katladılar. Üniversitenin, yurdun ihmalleri varsa, görevi kötüye kullanan kişiler olsa onlar da soruşturmaya dahil edilsinler, cezaları neyse çeksinler. Bu katiller bir an önce yakalansın, biz de biraz da olsa nefes alalım. Aile olarak çok zor durumdayız, büyük acılar çekiyoruz. Halk da bunun farkındadır, bu bir cinayettir. Büyük yürüyüşler, basın açıklaması oldu. Televizyonculara ayrıca teşekkür ediyorum, onlar da görevini yaptı. Eksikleri, her şeyi ortaya çıkardılar, her şey bire bir ortadadır. Büyük ihmaller var hem üniversitede hem yurtta hem de Adli Tıp’ta.”