Gelecek Partili Kerim Rota: Türkiye’de kredi piyasasının "adı var kendi yok" AL-AIN Türkçe Özel
Kredi erişimi kısıtlanan özel sektör çareyi yurtdışından borçlanmakta buldu. Faizlerin rekor negatif düzeye gerilemesine rağmen finansmana erişimde ciddi sıkıntı yaşayan reel sektörün dış borç çevirme oranı, yüzde 200’ü aşarak 16 yılın zirvesine çıktı.
Politika faizindeki indirimlere rağmen makro ihtiyati önlemler sebebiyle krediye erişimi kısıtlanan özel sektör çareyi yurtdışından borçlanmakta buldu. Özel sektörün Ağustos 2022 itibariyla dış borç çevirme oranı yüzde 217.13’e çıktı.
Dünya gazetesinden Şebnem Turhan'ın haberine göre, içeride politika faizi indirimleriyle piyasa bir yandan gevşetiliyor fakat makro ihtiyati önlemlerle de diğer yandan sıkılaştırılıyor. Bu ortamda yüksek enflasyon sebebiyle işletme sermayesi ihtiyacı giderek artan özel sektör, rotayı yurtdışına çevirdi.
Özel sektörün dış borç çevirme oranı Merkez Bankası’nın verilerine göre Ağustos 2022 itibarıyla aylık veriler kullanılarak 6 aylık hareketli toplam yöntemiyle hesaplandığı zaman yüzde 217.13’e yükseldi.
Ağustos’ta özel sektörün 12 aylık kümülatif uzun vadeli dış borç çevirme oranı yüzde 198’e çıktı. Yani özel sektör 1 birim borç öderken 2 katı borçlandı.
Dış borç çevirme oranı 16 yılın zirvesine çıktı
Ağustos’ta 217,13’e yükselen dış borç çevirme oranı 2006 Haziran’ındaki yüzde 254.3’ten sonra görülen en yüksek seviye olarak tespit edildi.
Mayıs 2020’de yani pandeminin ilk ayında yüzde 61.31'e kadar gerileyen özel sektörün dış borç çevirme oranı o dönemki genişleyici para politikası sayesinde ucuz maliyetli krediye ulaşımın etkisiyle 2021'in ilk aylarına kadar yüzde 100'ün altında seyretti.
2021 Mayıs ile birlikte artışı ivme kazanan dış borç çevirme oranı 2022 yılıyla birlikte yüzde 150'yi aştı. BDDK ve Merkez Bankası'nın makro ihtiyati önlemlerle sıkılaştırmayı arttırdıkları Haziran 2022 sonrasında ise temmuzda oran yüzde 186.3'e ardından da ağustosta ise yüzde 217.13'e çıktı.
Türkiye’de krediler çok ucuz görünse de ulaşılabilir olmaktan uzaklaştı. Bugün kredi piyasası için "adı var kendi yok" yorumunda bulunan Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Ekonomist Kerim Rota, AL-AIN Türkçe’den Alev Olgay’a özel açıklamalar yaptı.
“Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrasındaki ekonomi politikalarında aslında tek bir strateji var.
Bu da faizi mümkün olduğunca düşürmek, kredileri ucuz hale getirmek, Türk lirasına reel değer kaybettirip ihracatı arttırmak.
2020 ve 2021 yıllarında yapılan faiz indirimleri güçlü bir parasal genişleme ve kredi artışı ile desteklenmişti.
Kredilerin reel olarak ucuzlaması, krediye erişilebilirliğin artması ve faizlerdeki düşüş ile beraber özel sektör doğal olarak yurt içi bankalardan yüklü kredi kullanmış ve yurt dışı borçlanmaları zaman zaman azalmış bazen de aynı düzeyde kalmıştı.
Ancak 2020 ve 2021’deki bu parasal genişleme hem kurlarda hem de enflasyonda büyük bir yükselmeye neden olmuştu.
Bu nedenle 2022 Ağustos ayından itibaren Merkez Bankası her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın isteği doğrultusunda faizleri tekrar indirmeye başlamış olsa da, 2022 3.çeyrekten itibaren makro ihtiyati dediğimiz önlemlerle aslında krediye ulaşılabilirliği tamamen kısıtladı.
Bu kısıtlamayı gerek bankalara kredi faizi ve tutarına paralel tahvil alımı zorlamasıyla, gerekse net döviz varlığı olan şirketlerin TL krediye erişimini kısıtlama yoluyla yaptı.
Aslında böylece krediler çok ucuz görünse de ulaşılabilir olmaktan uzaklaştı.
Bugün kredi piyasası için "adı var kendi yok" tanımlamasını yapmak doğru olur.
Buna tepki olarak yurtdışı finansman imkânına sahip olan şirketler bu kanalı kullanarak kredi erişimlerine arttırdılar.
Ancak şunu göz ardı etmemek gerekir ki, yurtdışı krediye erişimi olan şirketlerin sayısı oldukça kısıtlı ve şirketlerin yurtdışı finansman kanalında ekonominin çarklarını rahatlatacak bir tutar bulunmamakta.
Şirketlerin çoğu için aslolan yurtiçi kredi kanallarıdır ve bunun tıkanması ekonomide daha büyük sorunlara yol açar.”