Rahim ağzı kanseri riskini azaltmanın yolları: Tarama testleri ve aşılar
Rahim ağzı kanseri riskini azaltmak için düzenli tarama testleri yaptırmak ve HPV aşısı olmak büyük önem taşıyor. Erken teşhis, tedavi şansını artırıyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Demirayak, rahim ağzı kanseri farkındalık ayı kapsamında yaptığı açıklamalarda, düzenli tarama testlerinin ve HPV aşısının rahim ağzı kanserini önlemede kritik bir role sahip olduğunu vurguladı. "Erken teşhis, tedavi şansını artırır ve kanserin ilerlemesini engelleyebilir" diyen Demirayak, özellikle gelişmiş ülkelerde tarama ve aşılamanın kanser sıklığını düşürdüğünü belirtti.
Belirtiler genellikle geç evrede ortaya çıkıyor
Rahim ağzı kanserinin erken evrelerinde genellikle belirti göstermediğini söyleyen Doç. Dr. Demirayak, ilerleyen dönemlerde görülebilecek belirtileri şu şekilde sıraladı:
Cinsel ilişki sırasında ağrı veya rahatsızlık hissi
Menopoz sonrası veya cinsel ilişki sırasında kanama
Pelvik bölgede sürekli veya geçici ağrı
Kokulu, kanlı veya renkli vajinal akıntı
Tarama testleri ve HPV aşısı kanseri önlüyor
Rahim ağzı kanserinde erken teşhis için düzenli tarama testlerinin büyük önem taşıdığını ifade eden Demirayak, 21 yaşından itibaren pap smear testlerine başlanması gerektiğini söyledi. 30 yaşından sonra ise bu testlerin HPV DNA testiyle birlikte yapılmasının önerildiğini belirtti. Bu testlerle kanser öncesi lezyonlar tespit edilerek erken müdahale edilebiliyor.
HPV aşılarının, rahim ağzı kanserini önlemede bir diğer önemli araç olduğunu söyleyen Demirayak, "HPV enfeksiyonları rahim ağzı kanserlerinin büyük bir kısmından sorumludur. 9’lu HPV aşısı sayesinde kanser riski büyük ölçüde azaltılabilir" dedi. Aşı programlarının önemine dikkat çeken uzman, 9-26 yaş aralığındaki kadın ve erkeklere bu aşıyı yaptırmalarını önerdi.
Tarama ve aşı programları yaygınlaştırılmalı
Doç. Dr. Demirayak, rahim ağzı kanserinin gelişmemiş ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanserlerden biri olduğunu, ancak tarama ve aşılama programlarının yaygınlaştırılmasıyla bu oranın düşürülebileceğini belirtti. Ülkemizde aile hekimliklerinde, KETEM ve toplum sağlığı merkezlerinde bu hizmetlerin ücretsiz olarak sunulduğunu hatırlattı.