Polonya- Belarus gerginliği savaşın habercisi olabilir mi? Al Ain Türkçe Özel
Rusya-Ukrayna savaşı henüz soğumamışken, Polonya ve Belarus arasındaki gerginlik artarak devam ediyor. Zayıflayan güvenlik kaygısı savaşın habercisi olabilir mi? Doç. Dr. Levent Ersin Orallı, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Rusya-Ukrayna savaşının ardından bu kez Polonya ve Belarus arasında gerginlik tırmandı. Artan şiddet olaylarının ardından sınıra askeri birliklerin sevk edileceği belirtildi.
Özellikle Rus özel güvenlik şirketi Wagner’in Belarus’a yerleştirilmesinin ardından yükselen güvenlik kaygıları nedeniyle bu adımlar sıklaştırılıyor.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Levent Ersin Orallı, Wagner’in Rusya içerisindeki olası kalkışma girişimi ardından Belarus’a konuşlanmasının, Belarus’un NATO’ya doğrudan komşu olan, hem Polonya sınırını hem de doğu Avrupa ülkelerini doğrudan tehdit ettiğini söyledi.
Al Ain Türkçe’den Merve Öney’e değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Levent Ersin Orallı, Polonya – NATO ittifakının önlem mekanizması oluşturmasının savaşın coğrafi anlamda bir miktar genişleyebileceği belirtti.
Orallı, Wagner’in Polonya’ya olası bir askeri müdahalesinin, Rusya’yı doğrudan hedef haline getireceğini söyleyerek bu durumda, NATO müttefiklerinin Belarus’a müdahale için hukuki bir zeminin oluşacağını da sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Orallı ‘’Rus özel güvenlik şirketi Wagner’in Belarus’a konuşlandırılması, Polonya-Belarus sınırındaki güvenlik kaygılarını nasıl etkiliyor ve bu durum olası bir savaş riskini artırıyor mu? Polonya bu risk karşısında hangi tedbirleri alıyor?’’ sorumuzu şöyle yanıtladı:
‘’Wagner’in Rusya içerisindeki olası kalkışma girişimi ardından Belarus’a konuşlanması ve Belarus’un NATO’ya doğrudan komşu olan hem Polonya sınırını hem de doğu Avrupa ülkelerini doğrudan tehdit eden mahiyete ulaşmıştır. Şüphesiz Belarus savaşın başından beri bir taraftan Rusya’nın yanında yer aldığını diğer yandan ise olası bir nükleer tehdide ev sahipliği yapabileceğine dair zaten sert mesajlar veren bir ülke pozisyondaydı. Bununla beraber doğrudan emir komuta zincirine tabi olmayan ve dönem döne hiyerarşinin dışına çıkan Wagner’in her an şahsına münhasır kontrolsüz bir eylemde bulunabileceği ve Rusya’dan bir miktar görünürde bağımsız bir süreci başlatarak Polonya sınırında yeni bir savaş atmosferi başlatabileceği aşikar.
‘’SAVAŞIN COĞRAFİ ANLAMDA BİR MİKTAR DAHA GENİŞLEMESİNE SEBEP’’
İşte bu noktada Polonya NATO ittifakının en kısa süre içerisinde var olan tehdidi bir kere daha tanımlayıp kendisi açısından yeni bir önlem mekanizması oluşturmasını istiyor. Bu nokta savaşın coğrafi anlamda bir miktar daha genişlemesine sebep olabilir.
Bununla beraber Wagner’in olası bir Polonya’ya askeri müdahalesi Rusya’yı net bir şekilde hedef tahtasına oturtacak. Böylece NATO müttefiklerinin özellikle Polonya sınırında konumlanmış yapılarının Belarus’a doğrudan askeri bir müdahalesine hukuki bir zemin hazırlanacaktır. Çünkü bu tip sınır aşan müdahalelerde ev sahibi devlet pozisyonunda olan Belarus, eğer bu tip terörize olmuş bir faaliyeti engelleyemiyorsa o zaman ülkede merkezi otoritenin gerçek anlamda sorgulanmasına zemin oluşturmuş olacaktır.
Bu durum da zaten Belarus’ta demokrasinin bir miktar geride kaldığı anti-demokrasinin öne çıktığı insan hakları ihlallerinin belirgin hale geldiği ve seçimlerin dahi şaibeyle sorgulandığı ülke pozisyonundan var olan liderin devrilmesi ya da anti-demokratik birtakım eylemler gerçekleştiren hükümetin özellikle meşruiyet anlamında sorgulanması beraberinde gelecektir. Bu da Belarus’ta bir takım halk ayaklanmalarını ve batı dünyası destekli sözde bir takım sivil toplum birimlerinin doğrudan Belarus’a yönelmesini ve çok muhtemel bir darbe hareketini beraberinde getirebilir.
Belarus bu durumu ortadan kaldırmak adına da, Wagner’in olası Polonya’ya ilişkin saldırısını ya da askeri eylemini bastırmak adına faaliyet yürütmekte ipleri sıkıştırmak durumundadır.’’
Orallı, ‘’Rus özel güvenlik şirketi Wagner'in Belarus'a konuşlandırılması sonrasında Polonya'nın artan güvenlik kaygıları çerçevesinde NATO, Polonya'nın güvenliğini sağlamak adına bu yeni gelişmeler karşısında nasıl bir pozisyon alıyor?’’ sorumuza şu yanıtları verdi:
Polonya'nın mevcuttaki güvenlik kaygılarının İsveç ve Finlandiya ile kıyaslandığı zaman çok daha makul, çok daha reel bir zeminde cereyan ettiği gerçeğinin bilincindeyiz.
Özellikle Rusya, Ukrayna savaşının başlamasıyla beraber milyonlarca göçmenin, Ukrayna'dan doğrudan Polonya üzerinden Avrupa'ya yayılmaları, çok büyük bir kısmının Polonya'da kalması Polonya'nın içerisinde hem ağır bir göçmen krizini ortaya çıkarmakta, aynı zamanda sınır ülkesi olarak beraberinde askeri tehditle karşı karşıya olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir.
Polonya'nın NATO üzerinden özellikle Almanya'da üretilen leopar tankı gibi ve uzun zamandan beri talep ettiği F 16 yanında F 35 kilo bir takım askeri teçhizat, mühimmat ve silah kapasitesini arttıracak birtakım taleplerde bulunması NATO tarafından an itibariyle zorunlu bir hale doğru ilerlemektedir.
NATO İttifakı’nın Kurucu Antlaşması’nın 4. ve belki de 5. maddelerinin, 11 Eylül’den sonra bu denli net bir şekilde sorgulandığı ve olası bir Wagner müdahalesi ya da Belarus'un içerisinde bulunduğu bir askeri harekat karşısında bir anda topyekün bir karşı duruşla Rusya'ya öncesinde Belarus'a doğrudan bir askeri müdahale yapma ihtimalinin çok öne çıktığı bir dönemden geçiyoruz.
Polonya'nın doğrudan NATO müttefiklerinden temel beklentisi, sınıra güçlü bir askeri yığın var olan teçhizatın askeri önlem kaynaklarının Belarus sınırına doğru çekilmesi ve şüphesiz Washington'dan gelebilecek aynı zamanda NATO Genel Sekreteri sol tembellikten gelebilecek çok daha güçlü mesajlar noktasındadır.
‘’NATO MÜTTEFİKLERİ ARASINDA BİR AYRIMCILIĞA İŞARET’’
Şu ana kadar Polonya, İsveç kadar Finlandiya kadar kıymet görmediğine dair çok net açıklamalar yapmakta ve bundan kaynaklı olarak NATO müttefikleri arasında bir ayrımcılığın varlığına dair bir işaret bir şey yapmaktadır.
NATO'nun bir an evvel olası çok daha büyük çaplı geniş duvar gibi derin savaşı önlemek adına, Polonya'nın toprak bütünlüğünün çok daha önemli olduğunu sadece söylediği sözlerle değil, eylemle de vurgulaması ve yığınağı Polonya sınırına Belarus sınırına çekme zorunluluğu bulunmaktadır.