Vatandaş açtı ağzını yumdu gözünü: "Erdoğan'ın vatan hainliğinden yargılanmasını düşünüyorum!"
Antalya’da bir sokak röportajında AKP iktidarını eleştiren İsmail Demirbaş’ın evi aynı gün basıldı.
Antalya’da bir sokak röportajında AKP iktidarını eleştiren İsmail Demirbaş’ın evi aynı gün basıldı. Demirbaş, gözaltı sırasında 6 polisin eve geldiğini 3 polis aracının da apartman önünde beklediğini söyledi. Adli kontrol ve yurt dışı yasağı kararıyla serbest bırakılan Demirbaş, “Ben doğruyu söylemeye devam edeceğim. Korkmadan, çekinmeden.” dedi.
Gazeteduvar’ın haberine göre, Antalya’da sokak röportajı sırasında konuşan İsmail Demirbaş, iki gün önce gözaltına alındı. Demirbaş verdiği röportaj sırasında ülkedeki ekonominin gidişatını ve iktidarı eleştiren cümleler sarf etmişti. Röportaj sonrası Demirbaş’ın evini polisler basarak kendisini gözaltına aldı. Demirbaş adli kontrol ve yurt dışı yasağıyla serbest bırakılırken, “Ülkemin geldiği duruma üzülüyorum. Ben bildiklerimi söylemeye devam edeceğim.” dedi. Demirbaş’ın evi, 22 Ekim’de verdiği röportaj sonrasında akşam saat 21.30’da polisler tarafından basıldı. Demirbaş gözaltı anını şöyle anlattı: “Eve 6 polis geldi, oturduğum apartmanın bütün çevresini tuttular, evin önünde de 3 araç bekliyordu. Çok büyük bir suç işlemişim gibi beni bekliyorlardı. Kimliğimi gösterdikten sonra beni evden aldılar.”
Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan Demirbaş burada kendisine baskı uygulandığını anlattı: “Benden ifade alan kişi, ‘Sen vahabisin’ diyerek beni suçladı. Yine bana, ‘Birileri seni dolduruşa getiriyor. Birileri sana bunları söylüyor sen de bunları tekrarlıyorsun’ dedi. Benim kendi düşüncelerim olamaz mı? Bu baskılar altında ifade verdim.”
Demirbaş, savcılıkta da ifade özgürlüğü kapsamında konuştuğunu belirtti. Ancak savcılık Demirbaş’ı adli kontrol ve yurtdışı yasağıyla mahkemeye sevk etti. Demirbaş, kendisini bu nedenle gözaltına alanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyleyerek şöyle devam etti: “Doğru bildiklerimi söylemeye devam edeceğim. Eleştirmeye devam edeceğim. Beni emniyete davet etselerdi giderdim. Kaçmam, terörist değilim. Ailemin, çevremin korkmasını istiyorlar. Bana terörist muamelesi yaptılar. Türkiye Cumhuriyeti’ni savunduğumuz için bizi korkutmaya çalışıyor. Ben doğruyu söylemeye devam edeceğim. Korkmadan, çekinmeden… Her Türkiye Cumhuriyeti vatanadaşı gibi Atatürk’ün yolunda devam edeceğiz. Gözaltı, gerçekleri söylememize engel olamaz.”
İsmail Demirbaş’ın gözaltına alınmasına neden olan sokak röportajında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Türkiye’nin erken seçime çok hızlı ihtiyacı var çünkü bu gördüğün sistemdeki kan emici vampirlerden kurtulabilmemiz için çok hızlı bir şekilde...o derece çünkü başka türlü şu anda örtülü ödenek var Adnan Menderes’in asıldığı dönemindeki bir örtülü ödenek deneyimi var…..
Bunları kimse sorgulamıyor. Daha tehlikelisi iletişim başkanı dediğimiz Fahrettin Altun’un sistemde algıyla insanların ne biçim manipüle ettikleri bir yönetim şekli var, Almanya’daki sisteminin, Hitler’in sisteminin aynısını Fahrettin Altun da bunları kullandığını düşünüyorum. Bu kadar çok tehlikeli bir durumdayız ve ben şöyle söylüyorum ben Tayyip Erdoğan’ın vatan hainliğinden çok hızlı bir şekilde yargılanmasını düşünüyorum, çok hızlı bir şekilde.
Yani önümüzdeki hiç bir şekilde engel olmadan çok hızlı bir şekilde yargılanması gerekiyor hemen anında yüce divanda, çünkü eğer öyle olmamış olsa şu anda Türkiye’de anayasamızın dahi şu anda işlemediği ordumuzun işlemediği bir beş TL yardım yaptı diye koronavirüs de plastik sandalyede ölmüş insanların olduğu bir ülkede bu insalar dakika dair durdurularsa. Öyle saça böyle tarak böyle seçmene böyle bir Albayrak tam bir kabile devleti."