CHP’li Özgür Karabat: ‘’Barınma kriziyle karşı karşıyayız’’ AL-AIN Türkçe-Özel
CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, AL-AIN Türkçe’ye, denetimsiz kiraları değerlendirirken, ‘’ bu krizin faturasını sadece ev sahiplerine kesmesi ya da ev sahiplerini denetleyerek bu sorunun çözüleceği algısı yaratması gerçek dışıdır.’’ dedi.
Türkiye’de kira bedellerinin fahiş rakamlarla devam ettiği şu günlerde vatandaşların barınma tedirginliği sürüyor. Her gün gelen zamların yanı sıra kira bedellerinde artışlar dikkat çekmekte.
CHP İstanbul Milletvekili ve PM Üyesi aynı zamanda ekonomist Özgür Karabat, AL-AIN Türkçe’den Merve Öney’e denetimsiz kira artışları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kira artışlarıyla ilgili ev sahiplerini öne sürmesi konusunda değerlendirmelerde bulundu…
Karabat; denetimsiz kira bedelleri, barınma hakkı, konut yetersizliği ile ilgili şöyle açıklamalarda bulundu:
‘’EV SAHİPLERİ İLE KİRACILAR ARASINDA ADETA BİR DAVA PATLAMASI YAŞANIYOR!’’
Türkiye’de ortalama kira ücretleri asgari ücreti aşmış durumda. Hatta büyük şehirlerde bu ortalamanın asgari ücretin çok üstünde olduğunu biliyoruz! Gelinen noktada ülkemiz, tam anlamıyla bir barınma kriziyle karşı karşıya. AKP hükümeti, hayat pahalılığı ve artan maliyetlere çare üretemediği sürece bu sorunun çözülebilmesinin olanağı yok. Bu sorunu kira artışlarını baskılayarak, her gün enflasyon altında ezilen vatandaşı enflasyonun altında zam yapmaya zorlayarak çözemezsiniz. Zaten çözülmediği görülüyor. Ev sahipleri ile kiracılar arasında adeta bir dava patlaması yaşanıyor! Burada kim haklı kim haksızdan öte ülke nasıl bu hale geldi? Bu krizi hangi politikalar üretti bunu sorgulamamız gerekiyor.
‘’KONUT BULMAKTA ZORLANAN VATANDAŞLAR ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDAN BİZE ULAŞIYOR’’
Konut bulmakta zorlanan vatandaşlar sadece belli başlı şehirlerde değil ülkenin dört bir yanından bize ulaşıyor. Elbette yaşanan krizi suiistimal edenler olduğu gibi, kimi haklı serzenişler de geliyor ev sahiplerinden. Mesela ev sahibi kiracı olarak başka bir evde yaşarken birden yüksek bir kirayla karşılaşınca o da zorunlu olarak o da kirasına artış yapıyor. Ya da ev sahibi haklı olarak her şey yüzde 100, yüzde 200 artarken kira artışını sınırlamayı haksız buluyor. Doğalgazda, benzinde, gıda ürünlerinde zamlar kat be kat artarken bu konuda faturayı tek bir tarafa kesmek büyük haksızlık.
‘’AYRI YAŞAMAK ADETA BİR LÜKS! AİLE İÇİ SORUNLAR TETİKLENİYOR’’
Bu durum çok açık bir barınma hakkı ihlali. Çok dramatik bir dönüşüm de yaşanıyor. Mesela aile evine dönüşler yaşanıyor. Bağımsızlığın birey olmanın temel bir göstergesi olan bağımsız ve ayrı yaşama artık adeta lüks haline geldi. Bu durumda olanların sayısı giderek artıyor ve bu durumun da yakın gelecekte aile içi sorunları tetiklemesi kaçınılmaz görünüyor. Aynı şekilde sosyal bir hareketlilik yaşanıyor. Mesela kent merkezinde yaşayan beyaz yakalıların nispeten daha düşük kiralık evler buldukları kent çeperlerine doğru bir hareketliliği söz konusu. Ya da tek başına yaşayan bireylerin odalarını kiraladıklarını, evlerini paylaşmak zorunda kaldıklarını görüyoruz. Neresinden bakarsak bakalım temel bir hakkın, barınma hakkının fiili olarak ihlali anlamına geliyor bu örnekler.
‘’ESAS OLAN KRİZİN KAYNAĞINI YOK ETMEKTİR’’
Dediğim gibi AKP’nin bu krizin faturasını sadece ev sahiplerine kesmesi ya da ev sahiplerini denetleyerek bu sorunu çözeceği algısı yaratması gerçek dışıdır. Esas olan krizin kaynağını yok etmektir. Ancak AKP’nin artık bu konuda bir çözümü de, çözüme dönük bir kapasitesi olmadığı da her attığı adımın boşa çıkmasından anlaşılıyor. Ekonomi masa başındaki kararlarla yönetilmez. Reel ekonomik gerçekliği göremeyen ve krizin bizzat sebebi olan bu anlayış gitmedikçe de bu sorunlara köklü çözümler üretmek mümkün değil.