Özgür Özel'den LeMan açıklaması: Toplumsal linçe sessiz kalmam

“100 KARASI” toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, LeMan dergisiyle ilgili “Hz.Muhammed'e saygısızlığa da izin vermem ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden o toplumsal linçe de sessiz kalmam” dedi.
Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğunun 100’üncü günü sebebiyle düzenlenen “100 KARASI” toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yayınladıkları bir karikatür üzerinden eleştirilerek saldırıya maruz kalan LeMan dergisiyle ilgili konuştu.
Karikatürü incelediğini belirten Özel, “Buradan vicdan sahibi muhafazakârlara, yazarına, çizerine, hatta karikatüristlerine sesleniyorum. Ben baktığımda, Gazze'de bombardıman altında hayatını kaybetmiş, kanatlar takılmış bir melek görüyorum. Bir başka bombanın öldürdüğü bir melekle karşılaşıyorlar. Bunu Hz. Muhammed olarak söylüyorlar. Hz. Muhammed, peygamber katındadır, melek değildir. Muhammed, ismini Hz. Muhammed’den alan, Gazze’de öldürülmüş bir Müslüman çocuktur; gökyüzünde karşılaştığı, bir başka peygamberden adını alan bir başka Gazzelidir. "Peygamberlerin adını alanlar burada ölüyor" diye resmedilmiş ve bu şekilde açıklanmış bir karikatürdür” dedi.
“LİNÇE İZİN VERMEM”
LeMan dergisinin önceki çalışmalarını hatırlatan Özel, “O LeMan hepiniz susarken, Mavi Marmaray'a destek çizen LeMan'dır. O LeMan motokurye Samet'e destek vermiş LeMan'dır. Ben LeMan'ın rahmetli motokurye Samet'e, Filistin davasına doğrudan sahip çıktığına şahidim. Hz. Muhammed'e saygısızlığa da izin vermem ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden yapılan linçe de izin vermem” ifadelerini kullandı.
Özel gündemine İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonları da aldı. “Demokrasiye dönüşsün diye beklerken birileri adaleti katletmeye devam ediyorlar” diyen Özel, “İzmir'de İl Başkanımız önceki Büyükşehir Belediye Başkanımız dahil 150'den fazla kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu milleti 100. Kara güne şafak baskınıyla uyandıranların bir amacı sadece kendi gördükleri o hayali ahtapota milleti inandırmaya çalışırken diğer taraftan bugünkü 100. gün mücadelemizi, etkinliğimizi, akşamki Saraçhane birlikteliğimizi engellemek bizi paralize etmek, dikkati İzmir'e çekmek, buradakileri unutulmaya terk etmek hesabı vardır. Ama buradan bütün Türkiye'ye ilan ediyorum ki bugün 100. kara gün İstanbul mücadelemizin 104. günüdür. İzmir mücadelesinin 1 günüdür.
İzmir'de operasyonun İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ihbarıyla yapıldığı gibi bir dezenformasyon az önce yalanlanmıştır. Elbette büyük büyük yapıların içinde soruşturmalar varsa suçlular haklarında işlemler olabilir.
Ancak bugün İzmir'deki bu boyuttaki bir operasyonun yeni bir yargı kumpası olduğundan iftira olduğundan ve kimleri kapsadığına bakıldığında CHP'nin içinde efendim şimdi son kurultayda Özgür Özel'i destekleyenlere operasyon oldu. Özgür Özel onlara sahip çıktı. Şimdi karşısındakilere operasyon yapalım. Onlara sahip çıkmaz partiyi bölelim hesabı ne Özgür Özel'i ne Kuvay-i Milliye'nin partisini tanımamaktır. Biz geride kimseyi bırakmayanların partisiyiz.
Biz haklıyla haklıyı, haklıyla haksızı vicdanımızda tartan birileri kara çaldı diye onlara siyasi pozisyonlar üzerinden bakan değil herkesi kendimiz kadar, kardeşimiz kadar bu partideki herkesi kardeş bilenleriz. Kardeşini satanlara, yola çıktıklarını yolda bırakanlara kurdukları partiyi 33 kişiyle kurup iki kişi olanlara duyurulur. Cumhuriyet Halk Partisi birlikteliğin ve kardeşliğin partisidir” diye konuştu.
“ZAFERİN 100’ÜNCÜ GÜNÜDÜR”
“Ekrem İmamoğlu 100 gündür gururuyla, onuruyla o hücrede dimdik ayakta duruyor” diyen Özel, şunları söyledi:
“Atılan iftiralardan hiçbirisi ona yapışmadı, yapışmıyor. Biz de milletimizle birlikte 100 gündür meydanlardayız. Ekrem Başkanı hapse atanlar da korkudan insan içine çıkamazken biz beraberiz, birlikteyiz, omuz omuzayız. Birbirimizin yüzüne gözüne bakıyor, birbirimizden güç alıyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu iktidar 100 gün önce milletin gözünden de gönlünden de düşmüştür. Bu iktidar aslında 100 gün önce kaybettiğini itiraf etmiştir. İşte bu yüzden bugün aynı zamanda milletin henüz tecelli etmemiş iradesinin ilan edilmemiş de olsa zaferinin 100. günüdür.
Seçimlerden sonra 6-7 ay sonra yaptığımız araştırmalarda başkanlarımızdan, belediyelerimizden memnuniyet oranı Türkiye ortalamasında yüzde 58'leri buldu. Başkanlarımızdan yüzde 70'e varan memnuniyet oranlarını yakalayanlar oldu. AK Parti de aynı ölçümleri yaptırdı. AK Parti'nin kendi ölçümlerinde bizim 58 bulduğumuzu onlar 61 olarak ölçtüler. Partimizi de bugün de olduğu gibi o gün de bugün de bütün araştırma şirketleri Türkiye'nin 1. partisi geleceğin iktidar partisi olarak ölçtüler, ilan ettiler.
Gençler, gençler, gençler yukarıdan birine sesleniyorlar. Arkamda da bir tablo var. Bundan bir seçim önce Cumhuriyet Halk Partisi kıyılardaki oralarda da kesintilerimiz vardı. Kıyılarda belediyeleri alan birinci parti olabilen bir durumdan Cumhuriyet Halk Partisi bu ruhla, bu dayanışmayla Ekrem İmamoğlu gibi, Mansur Yavaş gibi her birisi bu ön saflarda oturan değerli Büyükşehir Belediye başkanlarımızın, il belediye başkanlarımızın, ilçe, belde belediye başkanlarımızın, doğru adayların doğru projelerle, temiz yüreklerle cesaretle çıktığı yolda 47 yıl sonra ortaya çıkan tablo böyledir. O bahsedilen isim Cumhurbaşkanı adayı olduğunda ve sandıklar açıldığında bu tabloda kırmızı olmayan hiçbir il kalmayacaktır. Buna inanıyoruz ve buna güveniyoruz.
ERDOĞAN’A SESLENDİ
Ey Erdoğan. Bundan 2 ay önce, 3 ay önce, 100 gün önce demiştin ki bir ay geçsin. Birbirlerinin yüzüne bakacak, ailelerinin gözünün içine bakacak halleri kalmayacak. Atılacak iftiralara, yalanlara, gizli tanıklara ailelerin birbirine düşmesine güveniyordun. Bak bu meydanda bu salonda hep beraberiz. Biraz önce Türkiye'nin dört bir yanında olduğu gibi. Buradan ben bu salonu dolduranların gözlerinin içine, Ekrem Başkanın değerli eşinin gözünün içine, ailelerin gözlerinin içine, Türkiye'nin gözünün içine bakarak söylüyorum. Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız masumdur. Atılanlar iftiradır. İnsan içine çıkamayacaklar. Siz iftiracılarsınız. Biz buradayız. Hep birlikteyiz.
Ekrem Başkan sosyal medya hesabından sesini duyuruyor diye sosyal medya hesabını kapattılar. Fotoğraflarını, pankartlarını, afişlerini toplattılar. Oysa İstanbul'un son seçilmiş, halen daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı unvanını taşıyan kişisi Ekrem İmamoğlu'dur. Tutuklu olduğu için yerine grubumuzdan bir vekil seçilmiştir. İstanbul'un seçilmiş belediye başkanı geri dönene kadar onun görevine vekalet etmektedir.
"İTİRAFÇI ARAMAYA BAŞLADILAR"
Oysa seçilmiş kişinin resmini belediyenin panolarından, sesini seyahat edilen metroların vagonlarından kaldırmaya çalışanlara buradan söylüyorum. Yasaklamalarla, resim indirmeyle, ses kısmayla bu milletin gönlünden Ekrem Başkanı sökemezsiniz. Yenileceksiniz. Yenileceksiniz. Bütün resimleri indirseniz, pankartları toplasanız, bütün sesleri kıssanız da günü gelecek Ekrem başkanın bir vesikalık fotoğrafına yenileceksiniz. 100 gündür, 100 gündür hiçbir iddialarını ispat edemediler. Boş dosyalar ellerinde patlayınca itirafçı aramaya başladılar.
Ailelere, evlatlara, eşlere saldırıyorlar. Para bulacağız diye küçük bir çocuğun kumbarasına dahi el koydular. Bir kızımızın kulağındaki küpeyi alıp onu altın sanıp sökmeye kalktılar, kulağına dedektör tuttular. Kadın tutuklulara avukatları olmadan uzaktan bağlantıyla ekrandan bağlanıp "Süremiz dar. 5 dakikan kaldı. 5 dakika içinde istediklerimi söylemezsen, benim dediğim gibi bir ifade vereceğini söylemezsen beni de evladını da 20 yıl göremezsin" diyecek kadar haysiyetsizleştiler.
Altında imza var. Kasalardan para çıkmadı deyince elimizde görüntüler yoktu. Stoktan video kullandık. Kusura bakmayın dediler. Kusura bakmak değil. Kusura bakmak değil. Bu stok videoyu size kim yolladı? Boş kasaya rağmen basın görüntüleri kim dedi biliyorum. Bu görüntüyü yayana da o talimatı verene de diyorum ki seçime kadar bekle ulan. Seçime kadar bekle.
Özgür Özel neyine güveniyor? Millete güveniyorum lan. Millete güveniyorum. Milletten başka güvenecek kim var? Millete güveniyorum millete.
"RÜŞVET TEKLİF EDİYOR"
Benim kefil olduklarım şimdi insanlığın gereğini yapıyor. Benim kefil olduklarım alnı açık başı dik geziyor. Ama Erdoğan çıkmış o gün de söylüyorsa bugün yine aynı kefaleti, aynı cesaretle ve aynı çıkarcılıkla siyaseten birilerini karalamak için bir savcıya verdiği görevi sanki hukuka dair bir şeymiş gibi yaparak kullanmaya çalışıyor.
Dönüp dolaşıp bazen de bana şöyle sesleniyor: "Özgür Özel gel etkin pişmanlıktan faydalan. Ekrem'e sırtını dön. Arkadaşlarına sırtını dön. Ailelerine sırtını dön. Gel burada partinin başında otur" diyor.
Beni partime yapılan yargı kumpasıyla Cumhuriyet Halk Partisini yargı eliyle dizayn etmek istediğini itiraf ederek partinin başında kalmayı bana rüşvet teklif edip partiye çökmeyi, partide butlan yapmayı, partiye kayyum koymayı tehdit unsuru yaparak arkadaşlarımı terk etmeye zorluyor. Kendisine cevabım şudur: Öyle Cumhuriyet Halk Partisinde gerçek cumhuriyetçilerde menfaat için, makam için arkadaş satacak etkin pişmanlık yapacak kimseler yok. Ama senin son pişmanlığın fayda etmeyecek Erdoğan. Son pişmanlığın fayda etmeyecek.
Son pişmanlığın fayda etmeyecek. Makam mevki gözetmeden, başıma ne gelir demeden ya da buradan bir fırsat nerelere giderim ne imkanlar bulurum demeden davasına sahip çıkanlara, arkadaşlarına sahip çıkanlara, namuslu insanlara sahip çıkanlara selam olsun. Gerçek Cumhuriyet Halk Partililer onlardır. Hepsinin alnından öpüyorum”