Özgür Özel Silivri'de Nikah Şahitliği Sonrası Konuştu: “Savaşta Nasıl Davranılıyorsa Biz de Öyle Davranıyoruz”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevi’nde Buğra Gökce’nin nikahına şahitlik yaptıktan sonra açıklamalarda bulundu. Özel, yaşanan süreçle ilgili önemli mesajlar verdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce'nin Silivri Cezaevi’ndeki nikahında şahitlik yaptı. Nikahın ardından cezaevi önünde açıklama yapan Özel, ailelerin ve bazı siyasilerin törene katılamadığını belirtti. Özel, “Süreçteki kızgınlığımıza rağmen buna vesile olan kişiyle, kişilere teşekkür ederiz ama bu düşman hukukunu uygulayan kirli ve kötü akla da en büyük tepkilerimizi göstermeye devam ediyoruz” dedi.
"Savaşta Nasıl Davranılıyorsa Biz de Öyle Davranıyoruz"
Özel, “Savaş ilan ettiler bize, savaştayız dedim. Savaşta nasıl davranılıyorsa biz de öyle davranıyoruz. 50 yıllık çatışmaları bitirip süreç süreci başlatanlara sesleniyorum; bu çatışmayı bitirin işimize gücümüze bakalım, önümüze bakalım. Bize düşman hukuku uyguladıkça size savaş ilan edilmiş bir parti nasıl cevap verirse öyle cevap vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ekrem İmamoğlu Ziyareti ve Diğer Açıklamalar
Ekrem İmamoğlu’nu da ziyaret ettiğini belirten Özel, “Ekrem İmamoğlu'nu biraz önce ziyaret ettim. 7 metrelik hücrede büyük bir moralle duruyor. Onu içeride tutanlar sarayda oturuyorlar ama yerin 7 kat dibindeler” dedi.
Duruşmaların TRT'de canlı yayınlanmasını talep eden Özel, “Hodri meydan! İddialar da cevaplar da TRT'den duyulsun. Eğer buna cesaretin yoksa benim Ekrem Başkan'a güvendiğim kadar sen savcına güvenmiyorsun demektir” dedi.
Açıklamalardan Satırbaşları
“Özünde çok hayırlı bir iş için geldik. Ama bu hayırlı işi düşman hukuku uygulanan arkadaşlarımızla beraber bu uğursuz mekanda yapmak zorunda kaldık. Onun için öncelikle şunu söyleyeyim. İçeride de evlenme cüzdanını takdim ederken Buğra ve Filiz'e bu töreni tekrarlayacağımızı, milyonların bugün kalbinin burada olduğunu ve çok kalabalık, çok neşeli bir törenle bunu tekrarlayacağımıza olan inancımızı vurgulayarak orada sözlerimi tamamlamıştım. Burada da bunu ifade edeyim.
Dün akşam 12'ye 10 kala aileden bir kişiye Genel Başkan'a da izin yok, milletvekillerine de yok. Sonrasında ziyaret yaparlar diye hepimizi çok üzen bir cevapla günü tamamlamıştık. Bugün sabah 7.30-8 itibariyle hangi akıl egemen olduysa, kim vesile olduysa bu kadarına da şükrediyoruz.
Hiç olmazsa AK Parti'nin içinde bir vicdanlı ses gitmiş bir şey söylemiş. "Ya aileye izin verelim. Nikah şahidi de Genel Başkan olsun." diye bugün sabah 9 itibariyle bildirildi. Bu kısmına emeği olan kim varsa, her şeye rağmen, sürecin bütününe olan bütün kızgınlığımıza, tepkimize rağmen buna vesile olan kişiye, kişilere teşekkür ederiz.
Hiç olmazsa bu analar, bu babalar, bu kardeşler hiç olmazsa işin bu kısmına tanık olabildiler. Bizler şahit olduk Ankara Milletvekilimiz Umut Akdoğan'la birlikte. Tabii fotoğraflar büyük bir hızlandırmayla cuma gününe çıkacakmış. Biz cezaevinin önünde Buğrasız bir fotoğraf çektirdik. Gelin hanımın elindeki aile cüzdanı Silivri Cezaevi'nde takdim edildi. O cüzdanı tutan eldeki mendildeki yaşlarda boğulsunlar inşallah.
Bize bu düşman hukukunu uygulayan akıl kimse. Bir kez daha aileye anlayış gösterilmesi için sabah devreye giren vicdana teşekkür ama bu düşman hukukunu uygulayan bu kirli ve kötü akla da en büyük tepkilerimizi göstermeye devam ediyoruz. Bizi burada teslim alamazlar. Zulümlerinde gelinlerin ve içerideki annelerin, evlatlarının gözyaşlarında, gelin hanımın gözyaşlarında boğulacaklar. Evlatların gözyaşlarında boğulacaklar. Çünkü ahlaki üstünlük bizde kardeşim. Vicdani üstünlük bizde. Bu yüzden moral üstünlük bizde, psikolojik üstünlük bizde ve bugün akşam Esenler gibi Cumhuriyet Halk Partisi için zor bir meydanda, cumartesi Düzce gibi zor bir meydanda görün bakalım çoğunluk enerjisi kimdeymiş. Kazanacaksanız psikolojik üstünlüğünüz olacak, ahlaki üstünlüğünüz olacak, arkanızda çoğunluk enerjisi olacak. 2002 yılında AKP bunu yakaladığı, uğradığı mağduriyeti çoğunluk enerjisine çevirerek başarmıştı.
Şu anda Ekrem İmamoğlu, biraz önce ziyaret ettim, 7 metrelik hücrede, yerin 7 kat, göğün 7 kat üstünde büyük bir moralle duruyor. Onu içeride tutanlar sarayda oturuyorlar ama yerin 7 kat dibindeler, o psikoloji içindeler. O yüzden fiziğin, bedenin hapis olması değil, vicdanın hapis olması, vicdanlarda hapse düşmek önemli. Biz vicdanlarda dışarıdayız. Fiziken istedikleri kadar içeride tutmaya kalksınlar. Elbette bu zulüm eninde sonunda son bulacak ve arkadaşlarımız içeri girdikleri gibi alınları açık, başları dik dışarıya çıkacaklar.”