Özgür Özel "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" Mitinginde Konuştu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeniden seçildiği kurultayın ardından Ankara'da düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginde konuştu. Özel, seçim sonuçlarını hazmedemeyenlere ve partiye yönelik girişimlere sert tepki gösterdi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin 21. Olağanüstü Kurultayı’nda tüm delegelerin oyunu alarak yeniden Genel Başkan seçilen Özgür Özel, Ankara’da düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
CHP’de Kurultay Sonrası İlk Miting
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), “partiye kayyum atanmasını engellemek amacıyla” topladığı 21. Olağanüstü Kurultay’da önemli bir karara imza attı. Kurultayda tek aday olarak yarışan Özgür Özel, geçerli 1171 oyun tamamını alarak yeniden CHP Genel Başkanı seçildi.
Kurultayın hemen ardından Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi önünde, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi düzenlendi. Mitingde, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ardından Özgür Özel de konuşma yaptı.
"CHP Ne Demektir, Dosta Düşmana Gösterdiniz"
"Her birinizle, Türkiye'nin 4 bir yanından, 81 ilinden, 973 ilçeden koşup gelen, 1 buçuk yıl önceki iradelerine sahip çıkan, partisine kara lekeler çalmaya çalışan eli kirlilerin, ağzı bocukların iftiralarına karşı burada CHP ne demektir dosta düşmana gösteren delegelerimize teşekkür ediyorum, onlarla gurur duyuyorum.
Bir kara haftada CHP'ye kayyım, İBB'ye kayyum, İstanbul Barosu'na kayyum diyerek başladılar. O hafta birileri gücünü geçmişte seçimden, sandıktan alan, sonra kimin kendisine oy verdiğini unutup emekliyi, asgari ücretliyi, yoksulları unutup zengin dostu olan, oy almaya gelince herkesten oy isteyip hizmete gelince bir avuç çıkar çevresine hizmet eden birileri vatandaşın gönlünden ve gözünden düştükleri için 31 Mart seçimlerini kaybetmeyi hazmedemedikleri için, demokrasinin kazanmak ya da kaybetmek ama patronun millet olduğunu bilmeyi hiç unutmamak gerektiği halde kibirden bunu gözleri görmediği için İstanbul'un seçilmiş Belediye Başkanı'na ve dahası madem ki bu ülkede geçim yok, artık seçim olacak dediğimiz için giriştikleri darbe girişimlerine karşı teslim olmayıp, dik durup adayımızı tüm üyelerimizin oy kullanacağı bir öne seçim sandığıyla belirleyeceğimiz haftada aday adayımıza 31 yıl önce aldığı diplomasını iptal ederek...
19 Mart darbesine girişenler, pazar günü sabahleyin Ankara'da ve Anadolu'da ve 81 ilde milletin kalktığını, CHP'li üyelerin önce davetli olduğu; gelin, seçin, tarihe geçin dediğimiz ön seçime, CHP'li üyelere son yaptığımız çağrı ile haberdar edin, ikna edin, oy kullanırken eşlik edin dediğimiz dayanışma sandıklarında 15,5 milyon vatandaş dünyayı şaşırtan ve gündemine oturan bir iş başardı. İşte o irade sizin iradeniz.
*İşte bu parti ve Cumhuriyet Halk Partisi ile birlikte, bu diktatörlük rejimine, baskıcı rejime, yasaklara, yoksulluğa, güvencesizliğe, işsizliğe, gelecek kaygılarına isyan eden milyonlarca insan var. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bütün demokratları davet ederken, diğer siyasi partilere de kibirli, patronajcı bir yaklaşımda asla değiliz. En sağdan en sola kadar her görüşten, ancak bu ülkenin birliğini, dirliğini, gelecekte güzel günlerini savunan, bayrağıyla sorunu olmayan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bu ülkeye gönül veren herkesi yanımızda görüyoruz, bir görüyoruz ve diyoruz ki: "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber!"
*Değerli Ankaralılar, siz Cumhuriyet'in kurulduğu topraklara ev sahipliği yapan, burada yaşayan ve hepimizin gözbebeği Atatürk’ümüzün emaneti kente sahip çıkanlarsınız. Bu kentte Cumhuriyet’in değeri bilinir, Meclisin değeri bilinir, demokrasinin değeri bilinir. Maalesef, birileri işine gelince bindiği, işine gelince indiği demokrasi treninden 31 Mart'ta indiler ve geçmişte mağdurken, şimdi zalim oldular. 15 Temmuz gecesinin mağduruyken, darbe muhatabıyken, şimdi 19 Mart darbesinin sahibi oldular.
*Ve bugün içerideki konuşmamda da söylediğim gibi, Ekrem İmamoğlu tutuklanmadan önce, bütün darbeciler gibi, 15 Temmuz'daki FETÖ'cülerin emir aldığı yere, 12 Eylül'de "Bizim çocuklar" denilen Kenan Evren ve cuntası'nın emir aldığı yere, bu darbenin planlayıcıları da telefon açtılar. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması için okyanus ötesinden icazet aldılar.
*Buradan bütün Türkiye’ye duyururum ki, Amerika'da, kendi içlerinde, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanacağından Trump’ın haberi vardı. Amerika'ya sorulduğunda açıklamaları var. Ne buradan bir ses çıkıyor, ne oradan bir ses çıkıyor. Oysa, ilk günden beri söyledim.
*Evet, darbenin planlayıcıları ve uygulayıcıları burada. Kimi hukuk alanında, kimi adliyede, kimi sarayda. Ama hepimiz biliyoruz ki, bir irtibat da okyanusun ötesinde. Şimdi, bu yaptıkları iş Erdoğan’a sesleniyorum. Erdoğan’a, milletten oy alıp seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a değil, darbeye kalkışan cunta başkanı Erdoğan’a sesleniyorum. Çık ve bu kendinden sonraki Cumhurbaşkanı'na rakibine yapmaya çalıştığın darbeyi, Amerika'nın icazetini alıp almadığını gözümüzün içine baka baka söyle.
*Bunu söylemediği gibi, yaptığı iş üç şeyi net olarak ortaya koyuyor. Birincisi, Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımızın masumiyetini ortaya koyuyor, çünkü bu kötülüğü planlayan ve danışan onlar. İkincisi, Türkiye’de yargının bağımsız olmadığını ortaya koyuyor. Amerika söylerse, onay verirse gözaltı yapacak, tutuklayacak, onay vermezse serbest bırakacak. Darbenin bu yargının, içeride saraya, hattı zatında da Amerika’ya kadar talimat aldığını söylüyor.
*Üçüncüsü ise, işine geldiğinde oraya buraya sataşan, oraya buraya "efendim mandacı, himayeci" diyen Erdoğan’ın aslında Amerikan mandasının peşinde, Trump’ın himayesinin peşinde olduğunu gösteriyor. Buradan cunta başına söylüyorum: Cunta başı, seni yapılacak ilk seçimlerde, elimizden ne Amerika kurtarır, ne de Trump kurtarır."