Özgür Özel'den Erdoğan'a: Suç işleri bakanı şantaj yapıyor, sen susuyorsun

CHP'li Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun AKP içinde şantaj ve tehdit operasyonları yaptığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bu duruma ses çıkaramadığını belirtti.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, organize suç örgütü lideri firari Sedat Peker'in iddialarına yönelik muhalefeti suçladığını söylerken, "Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, suç örgütü liderinin peşine takılma, sen de suç işleri bakanının peşine takılma. Suç işleri bakanı bu sözleri söylüyor da susuyorsanız, hepiniz o koltuklarda oturuyorsanız, bir koltukta Soylu, bir koltukta Selami Altınok oturuyorsa, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı koltuğunda oturuyorsa, görevden alabilecek bakana ‘almak kolay değil’ deyip hodri meydan çekiyorsa, o da alamıyorsa bu ne korkunç bir denge, Türkiye’yi ne korkunç bir dengenin üzerine oturttunuz" sözleriyle eleştirdi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de yaptığı basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in daha önce AKP'ye destek amaçlı mitingler yaptığını anımsatan Özel, "O mitinglerde muhalefete karşı son derece sert bir dil, bir tehdit dili kullanan, daha sonra İçişleri Bakanı ile kurmuş oldukları ilişkinin devamında kendisine, ailesine, çocuklarına haksızlık yapıldığı iddiasıyla başlayıp her geçen gün dozun biraz daha arttığı bir süreci Türkiye hatta dünya nefesini tutmuş izliyor" dedi.

CHP’li Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:

Bir siyasi partinin genel başkanının bir milletvekiline, ‘alçak, soysuz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti dediğin gibi olsaydı senin yerin TBMM değil mezarlık olurdu, bu aşağılık tiplere artık tahammül edemeyiz’ gibi ağzına alanı bile utandıran son derece endişe verici ifadeleri olmuştur. Ahmet Şık’a yönelebilecek bundan sonraki her türlü fiziki saldırı, Şık’ın başına gelebilecek her şey, bu ifadeleri kullananlarını sorumluluk altına alacaktır. Bu hedef göstermeyi, aşağılayan, küfre varan, açıkça hedef alan ve gösteren dili reddettiğimizi kabul etmediğimizi, bu dili kınadığımı ifade etmek durumundayız. Siyaseti bu noktaya getirmemek lazım. Siyasi partilerin liderleri böyle bir üsluba başvururlarsa daha sonra ortaya çıkacak tablolardan hepimiz üzülürüz.