Özgür Özel’den Beyazıt Meydanı’ndaki Mitingde 'Diploma' Mesajı

İstanbul Beyazıt Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturma sürecine tepki olarak düzenlenen buluşmalar, bu kez Beyazıt Meydanı’nda devam etti. "Diplomanı da al gel" sloganıyla organize edilen mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partililere hitap etti.
Özgür Özel’den 'Diploma' Mesajı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik olarak diploması üzerinden kamuoyunda süregelen tartışmalara atıfta bulundu. Özel, “Diploma öyle sorgulanmaz, böyle sorgulanır” ifadesini kullanarak değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca, Ekrem İmamoğlu için toplanan imza sayısının 14 milyon 800 bine ulaştığını açıkladı.
Etkinlikte Aydınlatma Sorunu Yaşandı
Miting öncesinde CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve bazı öğrenci grupları da söz aldı. Beyazıt Meydanı’ndaki sokak aydınlatmasının yetersiz olması ve CHP’nin getirdiği projektörlerin polis tarafından alana sokulmasına izin verilmemesi dikkat çekti.
Ali Mahir Başarır’dan Değerlendirme
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, miting sırasında yaşanan aydınlatma sorununa ilişkin yaptığı açıklamada, “Işıklarımızı sokmadılar. Türkiye’yi karartanlar, burayı da kararttığını mı sanıyor? Ne yaparlarsa yapsın, o güneş doğacak. Bu ülke aydınlanacak” dedi.
İmamoğlu’ndan mesaj: “Adalet, özgürlük, eşitlik gelecek”
Mitingde, tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mesajı da okundu.
İmamoğlu’nun mesajı şöyleydi:
“Bu ülkeye adalet gelecek, bu ülkeye özgürlük gelecek, bu ülkeye eşitlik gelecek. Siyasi iktidar, milletin iradesini hiçe sayarak hukuksuz adımlar atıyor. Devletin verdiği belgeler siyasi ikbal uğruna geçersiz sayılabilirken, paramız pul oldu.”
Özgür Özel: “Diplomasız Erdoğan!”
Özgür Özel’in mitingde yaptığı konuşmadan öne çıkan satır başları şu şekilde:
"Ben sizin gözünüzün içine baka baka bugün sadece buraya bir etmeye, meydan okumaya değil, burada yarınlara, umutlara, Türkiye'nin geleceğine sahip çıkmaya gelmiş yüz binlerin günahsız, cesur gözlerini görüyorum. Size inanıyor, güveniyorum.
Orada uzaklarda, size inanan, size güvenen pek çoğunuzla birlikte İstanbul Üniversitesi'nden mezun olmuş olan, İstanbul'a hizmet için, sizlere hizmet için, sizlerin görevlendirdiği ama birisinin korkusu yüzünden haksızca, hukuksuzca içeride tutulan Ekrem Başkan da sizin gözlerinizin içindeki o ışıltıya güveniyor.
Bu meydan 40 bin metrekarelik bir alan. Gençlerin talebiyle bu meydanı Ekrem İmamoğlu'nun gayretiyle İstanbul Üniversitesi geri kazandı. Bu coşkuyu gölgelemek isteyen birileri, aydınlatmamak için elinden geleni yaptı.
Beyazıt mitinginin alanı 40 bin metrekare ancak Ekrem İmamoğlu için 160 bin kişi geldi. Bugün bu coşkuyu gölgelemek isteyen birileri, bu meydanı aydınlatmamıza izin vermemek için her şeyi yaptı. 200 bin genç toplanmış senin diplomanı sorguluyor. Diplomasız Erdoğan! Sayın Erdoğan, diploma öyle sorgulanmaz, böyle sorgulanır.
Bu mücadeleden korkanlar ürkenler. Muhalefet evinde dönsün isteyenler asla teslim olmayacağımızı görünce bize bir mektup yazdılar. Mektubu da bir evlat katiliyle yolladılar. Kafamızı bozarsanız, direnmeye devam ederseniz bak ben ne yapıyorum, evladına acımamış bir katili yanına kadar yolluyorum, aklını başına topla diyor. İşte o mektuba bir cevap vermek icap ediyordu. Yazanlara cevabım Beyazıt Meydanı'dır.
19 Mart darbesine giriştiklerinde, ne olacaksa bu akşam olacak dediğimizde ve darbenin hedefinde olan kayyım atamanın peşinde olanların hedefinde olan, Saraçhane'nin önüne tüm İstanbul'u davet ettiğimizde onlar, bir araya gelmeyi, toplanmayı, yürümeyi yasakladılar.
Onlar vapurları iskelelere bağladılar, metroları kapattılar, tarihi yarım adaya gelen bütün köprüleri kaldırdılar. Otobüsleri 10 kilometre sokmadılar. Ve şunu biliyorduk, bir şey olacaksa bu akşam olacak. İşte o gün bu meydanda olanlar oldu.
Darülfünun, İstanbul Üniversitesi önündeki barikatları yıkarak Saraçhane'ye geldi, Saraçhane'yi kurtardı. Onların cesaretinin ve bu yüce çatının kim kötülüklere, kim hatalara alet ederse etsin, hangi beceriksiz eller, bu kadim kurumun geleneğini kirletmeye çalışırsa çalışsın, İstanbul Üniversitesi başkadır, işte buradadır.
Bir gün Ankara'dan İstanbul'a atanan buraya gelen ve eski görevi bir siyasi görev olan birisi tarafından o operasyonlar başlatılınca sordular nedir bu diye... Dedim ki bu yapılanları belediye başkanlarımızı alıp da içeriye tıkmaları, bu kayyum atamaları, bu İstanbul'un iradesine saldırmayı bize savaş ilanı kabul ediyorum. Çünkü biz barışçıyız ama uysallığımıza, iyi niyetimize, yüreğimizin temizliğine, aklımızın iyiliğine güvenip de kimse ama kimse bizi ezmeye kalkmasın.
Eğer bizi kavgaya davet ederseniz o zaman işler değişir. Birileri bizleri kavgaya davet etti, davetleri kabulümüzdür. Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini, biliriz öylece yaşamasını, öylece ölmesini. Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için.
14 milyon 800 bin imza topladık. Bu imzalar toplanıyor, depolanıyor, noter çağrılacak, hesaplattırılacak."