Özgen: NATO’nun aktif bir pozisyon almasını beklemiyorum / Al Ain Türkçe Özel
Savunma Uzmanı Doç. Dr. Cenk Özgen, Al Ain Türkçe’ye NATO’nun İsrail-Hamas çatışması konusunda takınacağı tavrı Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
NATO Savunma Bakanları Toplantısı bugün Brüksel'de düzenleniyor. Türkiye'yi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler temsil ediyor.
İsrail-Hamas çatışmalarının durdurulması toplantının ana gündem maddelerinden biri. Konuyu Savunma Uzmanı ve Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cenk Özgen’le konuştuk.
NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nda, İsrail-Hamas çatışmaları konusunda hangi spesifik önlemler tartışılacak ve bu önlemler NATO'nun bölgedeki rolünü nasıl etkileyecek?
İsrail NATO üyesi bir ülke değil. NOTA ile ilişkileri bağlamında Brüksel'de bir daimi temsilciliği bulunuyor. NATO makamları tarafından yapılan açıklamalarda bugünkü toplantının ana gündem maddesinin Ukrayna-Rusya savaşı olacağı belirtiliyordu. Finlandiya ve İsveç’in üyeliklerinin de görüşülmesini bekliyorduk. Ancak patlak veren İsrail-Hamas çatışması, bu zirvenin ana gündemi haline geldi. İsrail konusunun bakanlar tarafından konuşulacağı ifade edildi, hatta İsrail Savunma Bakanı'nın da video konferans yöntemiyle bu toplantıya katılacağı açıklandı.
Soğuk savaş sonrası dönemde NATO, alan dışı görevler üstlendi. Bosna’yı Kosova’yı buna örnek olarak verebiliriz. Ancak İsrail-Hamas çatışmasında NATO’nun çok aktif bir pozisyon almasını beklemiyorum. Şunu unutmayalım ki NATO’da kararlar oy birliğiyle alınır. Böyle bir oylamanın bu toplantıda gerçekleşmesini beklemiyorum. Belki ABD’nin bu anlamda bazı girişimleri olabilir ama böyle bir uzlaşının yani NATO'yu doğrudan doğruya bir taraf konumuna getirecek bir adımın geleceğini sanmıyorum.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in temsil ettiği Türkiye, İsrail-Hamas çatışmalarına ilişkin olarak NATO'dan hangi tür insiyatifler almasını bekliyor ve bu konuda nasıl bir pozisyon almayı planlıyor?
Türkiye ile İsrail ilişkileri yakın döneme kadar oldukça sorunluydu, ciddi uyuşmazlık noktaları vardı, hatta diplomatik anlamda da ilişkiler oldukça düşük bir seviyeye indirilmişti. Ama Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir normalleşme sürecine girildi, hatta çatışma öncesi çok üst seviyede temaslar gördük.
Patlak veren çatışmanın ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı, taraflara yüksek bir itidal çağrısı yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da itidal çağrıları yaptı. Bunun yanında ABD ve İsrail’e yönelik bazı eleştirileri de oldu. Amerika’nın İsrail’e uçak gemisi göndermesini eleştirdi. Fakat ikili ilişkilerin tamamen kopmasına neden olacak adım ve söylemler kullanılmadı.
Bu anlamda Türkiye’nin özenli ve dikkatli davrandığını gözlemliyorum. Bence bu olumlu da bir durum. “Neden?” dersek: Türkiye'nin İsrail'le belli bir seviyede ilişkisinin olması, Filistin sorununun çözümüne olumlu anlamda katkıda bulunma zemini oluşuyor. İsrail'le ilişkiler sorunlu olduğu dönemlerde Türkiye’nin bu anlamda bir katkısı imkansızdı. Dolayısıyla Türkiye'nin böyle bir pozisyonda olmasını ben Filistin sorununa katkı anlamında olumlu buluyorum.
Ben Türkiye'nin, NATO'nun çatışmanın bir tarafı olmasına asla sıcak bakmayacağını değerlendiriyorum. Böyle bir girişime asla destek vermeyecektir.