Örsan: Rusya’nın dünya siyasetine dönmesi, Batı’yı Afrika’da da zora soktu! Al Ain Türkçe Özel
Nijer’de darbenin ardından büyüyen gerilim, Batı destekli ECOWAS ülkelerinin müdahale işaretleri ile büyüyor. Dış politika analisti Engin Örsan, süreci Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Nijer'deki askeri darbe nedeniyle Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun (ECOWAS) ülkeye silahlı müdahale konusunda onay vermesi üzerine, Rusya bunun bölgesel ve uzun süreli bir savaşa sebep olabileceği uyarısında bulundu.
Söz konusu müdahalenin bölgede aratacağı etki ve uluslararası alanda doğuracağı yeni denklem, Afrika için zorlu bir süreç anlamı da taşıyor olabilir.
Süreci Al Ain Türkçe’ye değerlendiren Engin Örsan, Afrika’da yaşanan sürecin Batı sömürgeciliğine karşı bir haket olduğunu, ancak süreci yönlendiren güçlerin niyetlerine ilişkin kesin kanaatin zaman içerisinde oluşacağını belirtti. Örsan, “Nijer başta olmak üzere, şu an Nijer’i destekleyeceğini ve müdahale edeceğini açıklayan ülkelerde halkta sömürgecilik ve Batı karşıtı güçlü bir toplumsal atmosfer var” ifadelerini kullandı. “ECOWAS ülkeleri için bu büyük bir sorun” diyen Örsan, son yıllarda bölgede yükselen ve Mali, Burkina Faso, Nijer gibi ülkelerde yönetim değişikliklerine sebep olan süreci de, “Batı’nın yüzyıllar süren sömürgeci yaklaşımına karşı br öfke var. Bu öfke etkisini sürdürüyor, nesilden nesile de farklı ideolojiler altında da olsa halkta yerini koruyor” diyerek değerlendirdi.
Rusya’nın süreçte oynadığı role ilişkin soruyu da yanıtlayan Örsan, “Sovyetler Birliği döneminde Afrika’da sömürge karşıtı hareketler kesin bir sovyet desteğine sahipti. Bu hem sömürgecilik karşıtı sosyalist ideoloji kaynaklı, hem de dünya siyasetinde süregelen güç mücadelesi ile alakalıydı.” dedi.
“KÜBA DA SÖMÜRGECİLİĞE KARŞI MÜCADELE ile ANILIR”
Örsan, “Güney Afrika’da siyahları ikinci sınıf kabul eden Apartheid rejiminin devrilmesi mesela, bu sadece Sovyetler Birliği’nin değil, veya Angola’da bir üçüncü dünya ülkesi olarak kıtalar arası askeri operasyon yapan Küba’nın da büyük başarısı idi. Afrika’da bu başlıklar bu geçmiş hala bilinir, konuşulur kahramanlık mertebesinde anılır ve toplumun her kesiminden destek görür” dedi.
Rusya’nın bölgede etkisinin 90’lı yılların hemen başında, Sovyetler Birliği’nin çözülmesinin ardından kırıldığını da anımsatan Örsan, solun zayıflaması ile sömürgecilik karşıtı hareketin de gerilediğini belirtti.
Son 10 yılda Rusya ve Çin’in bölgede daha etkili hale geldiğinin altını çizen Örsan, “Rusya, Sovyetler Birliği’nin ardından bölgede ilk güçlü atağını 2019 Ekim'inde Soçi'de Rusya Afrika Zirvesi ile yaptı” dedi. Bu yıl düzenlenen zirvenin öncesinde de Rus Dışişleri’nin, bizzat Bakan Sergey Lavrov’un yoğun çabaları ile bölgede uzun mesai harcadığını anımsatan Örsan, “Sovyetler Birliği dönemi ile bugün Rusya’yı bir tutmamalıyız, ciddi ideolojik yaklaşım farkları var” derken, “Moskova, Kızıl Deniz kenarında Eritre’ye kadar inmiş durumda, Orta Afrika, Mali gibi ülkelerle yoğun ilişki geliştirmiş pozisyonda” ifadelerini kullandı.
“BATI’NIN TAHIL ANLAŞMASI DUYARSIZLIĞI DA AFRİKALI ELİTLERİ KORKUTTU”
Örsan, Afrika’da yükselen yeni sömürgecilik karşıtı hareketin son yıllarda oldukça palazlandığını, bölgeden temas ettiği kimi isimlerin de söz konusu yükselişi son olarak Batı’nın “‘Ukrayna tahılı Afrika’ya verilmeli’ derken, hemen tamamını kendisine almasının elitler üzerinde de tedirginlik yarattığı”nı belirtti.
Örsan, Batı bunu yaparken Rusya’nın Batı’ya rağmen gübre ve tahıl vermesinin, Moskova’nın ‘aslında adı olmayan’ etkisini artırdığını, Afrika halklarında “yeniden bir Sovyetler Biriliği varlığı” etkisi yaratarak Moskova’nın prestijini artırdığını iddia etti.
Afrika’da seçim yolu ile iktidar değişiminin pek de kolay olmadığının altıni çizen Örsan, bir yandan elitlerden rahatsız askerlerin harekete geçtiği ülkelere dikkat çekerken, diğer yandan da, “Afrika ülkelerinin önemli kısmının ordularında Sovyetler Birliği’nde eğitim almış, ideolojik olarak sola yakın, sömürgecilik karşıtı bir damar hala barınıyor” ifadelerini de kullandı.