Ömer Çelik açıkladı! Bahisle mücadelede için tavizsiz takip dönemi başlıyor
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, futbolda bahis ve şike soruşturmasına karşı en güçlü mücadele vurgusu yaparken, Suriye’de SDG’nin 10 Mart anlaşmasına uyması ve silah bırakması gerektiğini söyledi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK gündemine ilişkin yaptığı açıklamalarda futbolda bahis ve şike soruşturması konusunda kararlılık mesajı verdi. Çelik, bu alanda “en güçlü şekilde mücadele edileceğini” ifade ederek, meselenin yalnızca spor alanıyla sınırlı olmadığına dikkat çekti.
“Bahis ve Sanal Kumar Bir Pandemi Halini Almış Durumda”
Çelik, bahis ve sanal kumarın yaygınlaşmasını “bir pandemi hali” olarak nitelendirdi. Türkiye’nin de bu resimden etkilendiğini belirten Çelik, bazı “ihale faciaları” ve “intiharların” arkasında bu ve benzeri yanlışların tespit edildiğini söyledi. Bu çerçevede bir eylem planı bulunduğunu dile getiren Çelik, sürecin güçlü bir iradeyle takip edileceğini kaydetti.
Çelik’in değerlendirmesinde milli güvenlik ve ahlak vurgusu öne çıktı. Tehdidin büyüklüğünün, cep telefonları aracılığıyla bu tür faaliyetlere daha kolay erişilmesiyle arttığını ifade eden Çelik, söz konusu riskin ciddiyetine dikkat çekti.

Suriye’de SDG, PYD Ve 10 Mart Anlaşması
Çelik, konuşmasında Suriye gündemine de geniş yer ayırdı. “Suriye geleceğe yürüme iradesini güçlü tutuyor” ifadelerini kullanan Çelik, Suriye’nin birliğinin korunmasının son derece önemli olduğunu belirtti.
“Suriye’nin Birliği Son Derece Önemli”
Çelik, Lazkiye bölgesine ilişkin değerlendirmelerinde, Alevi ve Şii toplulukların haklarını savunma iddiasıyla terör eylemi yapanların bu kesimlerle ilgisi olmadığını söyledi. Ayrıca Dürzi toplumu temsil etmediğini ifade ettiği, “Siyonist rejim yanlısı bir kanaat önderi” olduğunu belirtti. Üçüncü tehdit başlığı olarak ise SDG’yi işaret eden Çelik, bu yapının bir terör örgütü olarak faaliyet gösterdiğini ve yaptığı işin “Kürtlerin kazanımı” şeklinde sunulmasının yanlış olduğunu dile getirdi.
SDG’nin Silah Bırakması Gerekiyor
Çelik’e göre bölgede “terörsüz bölge” hedefi açık bir tabloyu işaret ediyor. Irak’ta terör örgütünün tasfiyesinin tamamlanması için silah bırakılması gerektiğini hatırlatan Çelik, Suriye’de de SDG’nin varlığının sona ermesi gerektiğini söyledi. Bu noktada esas olanın 10 Mart anlaşması olduğunu vurgulayan Çelik, terör örgütünün varlığını “demokrasi, hak hukuk” gibi kavramlarla yan yana getirmenin büyük bir siyasi yalan olduğunu ifade etti.
Çelik, Terörsüz Türkiye başlığında işleyen ve çalışan bir yol haritası bulunduğunu söyledi. Bu yaklaşımın hem içerik hem zamanlama hem de bölgeyi kapsama bakımından yerinde olduğunu kaydeden Çelik, odağın en başından beri Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge olduğunu belirtti.
Çelik’in açıklamasında, terör örgütünün feshi ve silah bırakmanın tam anlamıyla gerçekleşmesinin ana omurga olduğu vurgulandı. Bu kapsamda Irak, İran, Suriye ve Avrupa’daki silahlı güçlerin ve propaganda yapılarının sona ermesi gerektiğini dile getirdi.

TSK ve MİT Sahayı Taramaktadır
Çelik, teyit mekanizmasının sahada çalıştığını belirterek TSK ve MİT’in alan taraması yaptığını söyledi. Bu ifadenin, sürecin yalnızca siyasi değil, aynı zamanda güvenlik sahasında da takip edildiği mesajını güçlendirdiği görüldü.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve AB’ye Sert Eleştiri
Çelik, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin bazı ülkelerle yaptığı münhasır ekonomik bölge anlaşmalarına da değindi. Son olarak Lübnan ile imzalanan anlaşmayı işaret eden Çelik, bu adımın baştan sona hukuksuz olduğunu söyledi ve Rum kesiminin yaptığı şeyin “tamamen işgalcilik” olduğunu ifade etti.
Çelik, Rum kesiminin sadece Rumların yaşadığı bir bölge olmaktan çıkarılarak bazı ülkelerin askeri üssü ve karargâhı haline getirilmek istendiğini belirtti. Önümüzdeki dönemde Avrupa Birliği Konsey Dönem Başkanlığını üstlenecek olan Rum kesiminin yaklaşımını, tüm Akdeniz’i kapsayan bir “Akdeniz Anlaşması” şeklinde genişletmeye çalışacağına dair haberler çıktığını aktardı ve bu yaklaşımın Türkiye açısından gayrimeşru olduğunu söyledi. Çelik, Avrupa Birliğinin yıllarca Rum kesiminin “şımarıklığına direnemediğini” ve bu tutumun AB’nin güvenlik mimarisinin ana kolonlarına ağır bir darbe vuracağını savundu.
Erdoğan’ın Suriye Ziyareti
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Suriye ziyareti konusunda henüz bir takvim oluşmadığını söyledi. Aynı zamanda Suriye’de TSK konvoyu görüntülerine ilişkin değerlendirmede bulunan Çelik, olağanüstü bir durum olmadığını, bölgede görev yapan birliklerin yeni birliklerle yer değiştirdiğini açıkladı.