Okyanuslar COP28 gündeminde: İklim değişikliğine karşı etkili çözümler sağlayabilir
Geçtiğimiz iki yılda okyanusları korumaya yönelik olumlu bir eylem dalgası yaşandı. Bu ivme, iklim eylemi için en güçlü fırsatı sunuyor.
Aynı zamanda sera gazlarından kaynaklanan fazla ısının yüzde 93'ünü ve insanlar tarafından üretilen karbondioksitin yaklaşık yüzde 30'unu depolayarak güçlü bir karbon havuzu görevi görür.
Okyanuslar gezegenin oksijeninin yarısından fazlasını üretiyor. Aslında okyanusta yalnızca tek bir küçük fotosentetik yaratık vardır; Proklorokokus bakterisi, Dünya'nın biyosferindeki oksijenin yüzde 20'sini sağlar.
Okyanuslar ısındı, oksijen kaybetti, asitlendi, akıntılar değişti ve deniz seviyeleri yükseliyor.
Bu yolda devam etmek yalnızca deniz ekosistemlerini tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda dolaylı olarak okyanusların gelecekteki yaşamı destekleme yeteneğini de tehdit ediyor. Okyanus sadece iklim değişikliğinin kurbanı değil, aynı zamanda çözümün de hayati bir parçası.
Bugün, hükümetler COP28 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nda iklim çözümleri bulmak için suları, okyanusları ve kıyı denizlerini masaya yatırıyor.
COP28'in ana odak noktası, ülkelerin sıcaklık artışını 1,5 santigrat derece ile sınırlama küresel hedefini sürdürmek ve iklim değişikliğinin etkilerini ele almak için BM Küresel Değerlendirme Raporunun bulgularını nasıl geliştirebilecekleri olacak.
Yukarıdakilerle bağlantılı olarak Okyanuslar Komisyonu tarafından hazırlanan son rapor, okyanusların bu hedefe ulaşmada oynayabileceği önemli rolü ortaya koyuyor.
Rapor, okyanustan elde edilen iklim çözümlerinin, küresel sıcaklık artışını 1,5 santigrat derecenin altında tutmak için 2050 yılına kadar ihtiyaç duyulan yıllık emisyon azaltımlarının yüzde 35'ine kadarını sağlayabileceğini ortaya koyuyor.
OKYANUSLAR VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Okyanuslar ve iklim değişikliği ayrılmaz bir şekilde bağlantılı. Son zamanlarda okyanusların korunmasına ve sürdürülebilir bir okyanus ekonomisinin geliştirilmesine katılımda önemli bir artış var. Şirketler ve bankalar artık bu çalışmaya katılmanın önemini fark ediyor.
Okyanusla ilgili girişimler ve yenilikler gelişiyor. Hayır kurumlarının, STK'ların ve sivil toplumun devam eden çalışmaları yoğunlaşıyor.
Okyanus bilimleri insanlık tarihinde her zamankinden daha fazla ilgi görüyor ve mevcut jeopolitik gerilimlere rağmen uluslararası forumlarda okyanus cephesinde kayda değer bir ivme var.
Örneğin, 2017 yılında BM Genel Kurulu'nun 2021-2030 dönemini 'Sürdürülebilir Kalkınma için Okyanus Bilimi Konferansı' olarak ilan etme kararı, küresel kararlılığın ve ivmenin kanıtıydı.
Haziran 2022'de Lizbon'da düzenlenen BM Okyanuslar Konferansı'nda çeşitli hükümetlerden, endüstriden ve sivil toplumdan katılımcılar okyanus sorunlarına yönelik çok çeşitli pratik, bilime dayalı çözümler sundular. Okyanus sağlığını iyileştirmek amacıyla deniz koruma alanlarının kurulması, genişletilmesi ve yönetilmesi için en az 1 milyar dolar ayırdılar.
BM toplantısına ev sahipliği yapan ülkeler Kenya ve Portekiz, sürdürülebilir bir okyanus ekonomisi geliştirirken, okyanusları korumak ve onarmak için gerekli kaynaklara yatırım yapılması ve politikalar geliştirilmesi konusunda çalışmalara öncülük etti. Kaydedilen ilerlemeler ve sorumluluklar, Haziran 2025'te Nice'te yapılacak bir sonraki BM Okyanus Konferansı'nda yakından incelenecek.
Geçtiğimiz Aralık ayında Montreal'de 196 ülke, 2030 yılına kadar okyanuslar ve kıyılar da dahil olmak üzere gezegenin yüzde 30'unu çoğu insan faaliyetinden tamamen korumayı taahhüt eden küresel bir biyolojik çeşitlilik çerçevesi üzerinde anlaşmaya vardı.
Haziran 2023'te, Ulusal Yargı Yetkisi Ötesindeki Deniz Biyolojik Çeşitliliği Çerçevesi ve Denizler Anlaşması New York'ta kabul edildi.