Normalleşme Cumhur İttifakı’na nasıl yansıyacak, gerilim sürecek mi? Al Ain Türkçe Özel
ÖAD Araştırmacısı ve Siyaset Bilimci Dr. Nurettin Kalkan, siyasette yumuşama sürecinin Cumhur İttifakı’nda yansımaları hakkında yaptığı değerlendirmelerde “İki liderin de zamana ihtiyacı var” dedi. Kalkan, Bahçeli’nin tutumuna da değindi.
31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin ardından başlayan siyasette normalleşme sürecinin yansımaları sürüyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Merkezi’ni ziyaret ederek CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşmesi ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile CHP’li Yalçın Karatepe’nin bir araya gelmesi normalleşme tartışmalarını hızlandırdı.
Normalleşme adımlarına Cumhur İttifakı ortağı MHP’den ve AK Parti’nin içindeki bazı isimlerden tepkiler gösterilirken bu durumun partilere nasıl yansıyacağı merak ediliyor.
Siyaset arenasında yaşanan bu gelişmeleri Özgürlük Araştırmaları Derneği (ÖAD) Araştırmacısı ve Siyaset Bilimci Dr. Nurettin Kalkan Al Ain Türkçe için değerlendirdi. Sözlerine “Cumhur İttifakı’nın iki büyük ortağı arasında bir gerilimin olduğu aşikar” diyerek başlayan Kalkan, sebebini normalleşme hedefleri doğrultusunda atılan adımlar olarak açıkladı.
Nurettin Kalkan
“HEM ERDOĞAN’IN HEM ÖZEL’İN ZAMANA İHTİYACI VAR”
“Siyasal menfaatini kutuplaşmanın devamında gören iki aktör var Türkiye’de. Cumhur saflarında bu isim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ana muhalefet tarafında ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu” diyen Kalkan, “Erdoğan ve Özel’in müşterek ihtiyacı ise zaman kazanmak. Erdoğan ekonomiyi toparlayıp seçmeninin gözünde aşınan prestijini yeniden toparlamak istiyor. Özel ise CHP içerisindeki nüfuz ve tahakküm alanını genişletmek arzusunda. Öte yandan yerel seçimlerden sonra Erdoğan, kutuplaşmadan artık politik semere elde edemeyeceğini gördü. Hem Erdoğan’ın hem de Özel’in zamana ihtiyaçları var. Bunun da yolu normalleşme” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin erken seçim çağrısı yapacağı yönündeki kulis bilgilerine de değinen Kalkan, Sinan Ateş davasını hatırlatarak “Gerek normalleşme yolunda atılan adımlardan gerekse Sinan Ateş davasının seyrinden duyduğu rahatsızlığa rağmen Devlet Bahçeli’nin erken seçim çağrısı yapacağını düşünmüyorum. Böyle bir hamle MHP ve Bahçeli için de harakiri anlamına gelir. Ayrıca Bahçeli’nin ayrılmasıyla sonuçlanacak şartların ortaya çıkmasına Erdoğan şu dönemde asla izin vermez. Çünkü MHP’nin ittifaktan ayrılması, Erdoğan’ın siyasal meşruiyetine vurulacak büyük bir darbe anlamına gelir” diye konuştu.
MHP İLE GERİLİM SÜRECEK Mİ?
Devlet Bahçeli ile Erdoğan’ın arasındaki ilişkiler hakkında da konuşan Kalkan, “Cumhur İttifakı’nın bir çatışma tecrübesi var. Zaman zaman sorun yaşamalarına rağmen bir şekilde bunları aşmasını biliyorlar. Bunun da en büyük sebebi her iki partide liderlerin çok güçlü olmaları” dedi.
Kalkan şunları söyledi:
“Erdoğan, MHP’nin ihtiyacına gerek duyuyor. Aynı şekilde Bahçeli de Erdoğan’a muhtaç. Bahçeli’nin Erdoğan’dan bağımsız siyaset yürütebilecek ne argüman var ne de bu ayrılığı seçmenine anlatabilecek enerjisi var. MHP’ye şu an oy veren kesimin büyük bir bölümü eskiden AK Parti seçmeniydi. İYİ Parti kurulduktan sonra MHP yüzde 10 almaya devam etti. İYİ Parti’nin de yüzde 9 küsürlük bir oyu vardı. İYİ Parti’nin MHP’den aldığı seçmeni AK Parti seçmeni tahkim etti. MHP havuzunu AK Parti doldurdu. Bahçeli’nin MHP’nin seçmen profili de değişti ve bunun farkında. Bahçeli’nin buna rağmen erken seçim çıkışı yapacağını sanmıyorum. Bu çıkış ancak işlerin tamamen karıştığı artık diyalogla bir şeylerin çözülemeyeceği bir atmosferde gelebilir. Şu an öyle bir atmosferde değiliz. Cumhur İttifakı’nda bir çatışma var ama her iki aktörün de partilerine hakim olması ve onların sözünün belirleyici olması işlerini kolaylaştırıyor. Erdoğan zaman zaman Bahçeli’ye zaman zaman Özel’e taviz verecektir. Böyle gerilimli bazen harareti yüksek bazen az bir ilişki biçimi göreceğiz diye düşünüyorum”