Narin Güran cinayetiyle ilgili yeni detay: Cesetteki kıl anne ve abiyle uyumlu

Diyarbakır’da boğularak öldürülen Narin Güran’ın cesedinin üzerinde yapılan incelemelerde, avuç içinde ve şortunda kalan saç ve kıl parçalarının anne Yüksel Güran ve abi Enes Güran ile uyumlu olduğu ortaya çıktı.
Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni Eğertutmaz Deresi’nde bulunan ve boğularak öldürüldüğü ortaya çıkan 8 yaşındaki Narin Güran ile ilgili önemli delillere ulaşıldı. Diyarbakır eski baro başkanı Avukat Nahit Eren, cinayetle ilgili dava dosyasına sunulan bir raporu paylaştı.
Eren, paylaştığı raporun, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na ait olduğunu belirtti. Eren'in aktardığına göre rapor, Narin'in cesedi bulunduğu sırada elinden alınan kıl parçaları delillerine ilişkin.
"DNA açısından olumlu sonuç alınmayan saç örnekleri üzerinde Mitokondriyal DNA çalışması yapılabilmektedir” diyen Eren, “Mitokondriyal DNA; sadece anneden çocuğa aktarılan ve aynı annesel soy ağacındaki bireylerde (kardeşler, anneanne, teyze, dayı, teyze çocukları gibi) aynı olduğundan şahısların aynı annesel soydan gelip gelmediklerine dair bilgi sağlamaktadır. Narin’in avucunda ve siyah şortu üzerinde bulunan 29 cm’lik saç örnekleri ile yine üzerinden alınan biri 11 diğeri 16 cm’lik kıl örnekler İstanbul Adli Tıp Kurumunca Mitokondriyal DNA çalışmasına konu edilmiştir. Söz konusu saç ve kıl örnekleri Narin’in, Anne Yüksel Güran’ın ve abi Enes Güran’ın Mitokondriyal DNA baz dizilimi ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir” ifadelerine yer verdi.
RAPOR 2 ARALIK TARİHLİ
Eren’in paylaştığı raporun 2 Aralık 2024 tarihli ve Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’ne ait olduğu ortaya çıktı. Raporda, kıl örneklerinin Narin'in sol avuç içi, siyah şortu ve atletinden elde edildiği belirtiliyor.
Rapora göre bu kıl örneklerinin DNA'ları, baba Arif Güran, tutuklu sanık anne Yüksel Güran, tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar ve tutuklu sanık abi Enes Güran'dan alınan örneklerle karşılaştırıldı. Rapora göre Narin'den kemik örneğini kullanıldı.
Raporun sonuç bölümünde örneklerin makroskopik ve mikroskopik incelemeleri sonucunda, Narin'in sol avuç içindeki saç ve kılların kök içermediği, siyah şorttaki kıl örneğinin kök içermediği, atlet üzerindeki birisi 16 diğeri 11 kahverengi kılların da kök içermediği belirtildi.
Raporda, örnekler üzerinde mitokondriyal DNA çalışması yapılarak, Yüksel Güran, Enes Güran ve Narin Güren ile aynı olduğu sonucuna varıldığı ifade edildi. Raporda, kıl örnekleri üzerinde yapılan aynı çalışmaya göre, DNA dizilimlerinin baba Arif Güran ile sanık Nevzat Bahtiyar ile aynı olmadığı da belirtildi.
Raporda, mitokondriyal DNA'nın sadece anneden çocuğa aktarıldığı da dikkate sunuldu. Bu nedenle babadan alınan örnekler ile kılların DNA dizilimleri birbirini tutmadı.
SAÇ TELLERİ KOPARILDI
Raporda 11,16 ve 29 santimetre uzunluğunda olduğu belirtilen kıllar, saç kılı. Narin'in cesedi üzerinde yapılan adli tıp incelemelerinde küçük kızın boğularak boynuna ve göğsüne baskı yapılarak öldürüldüğü anlaşılmıştı. Narin'in kısa süren bir boğuşma sonrası yaşamını yitirdiği tahmin ediliyordu. Avuç içi ve şortuna takılı kalan kıllar bir boğuşma, direnme yaşandığı, bu sırada saç tellerinin koparıldığı izlenimi de yaratıyor.
Narin'in cesedi dere kenarında bulununca, ayrıntılı delil incelemesi yapılmıştı. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu, ceset üzerindeki incelemesi sırasında muhtelif kıl parçaları buldu. Köklü olduğu belirtilen kıllar, "Sol avuç içinde bulunan saç ve kıl örnekleri. Köksüz kıl olduğu tespit edilen örnekler: Atlet üzerinden alınan kıl örneği, şort üzerinden alınan kıl örneği." olarak sıralanmıştı. Bu örnekler üzerinde ilk yapılan incelemelerde, kime veya kimlere ait olduğuna ilişkin sonuca varılamadı, daha ayrıntılı inceleme yapılması istendi.
ENES GÜRAN ADLİ TIP RAPORUNU SORUYORDU
Narin cinayetine ilişkin soruşturma sırasında tutuklanan abisi Enes Güran, cezaevinde kayıt altına alınan telefon görüşmesinde, ısrarla adli tıp raporunu sormuştu. Enes Güran, bu görüşmesinde, önce Narin'in diş macununu kullandığını, devamında ise diş fırçasını kullandığını söylüyordu ve bu durum dikkat çekmişti. Enes Güran'ın bu ifadeleri, küçük kızda DNA izlerinin çıkmasından endişe ettiğine ilişkin iddiaları da gündeme getirmişti.