Washington eski Büyükelçisi Tan: “Halklar arasındaki bağ güvence!” Al Ain Türkçe Özel!
Türkiye’nin ABD eski Büyükelçisi Namık Tan, deprem yardımlarının Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde yaşadığı gerilimler üzerine etkisini Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
Kahramanmaraş merkezli, 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremlerin ardından Ankara ile gerilimli ilişkilere sahip olanlar da dahil çok sayıda ülkeden yardım ve sıcak mesajlar geldi. Yaşanan bir felaketin, yaşanmakta olan gerilimli ilişkilerin yumuşaması açısından bir adıma dönüşüp dönüşmeyeceğini, Türkiye’nin ABD eski Büyükelçisi Namık Tan, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Tan, büyük bir acının ardından başlayan bu ilişkinin yaşanan gerilim üzerinde yumuşatan, olumlu bir etkisinin olacağı vurgusunu yaptı. Tan, Türkiye’ye yönelik yoğun yardım seferberliğinin Ankara tarafından taktir edileceğini düşündüğünü söylerken, bunun halklar arasında çok daha kuvvetli bir etkisinin olduğunu, bunun da yöneticiler üzerinede önemli bir baskı yaratacağını, “Olumlu etkisi baskın. Bunların Türkiye’nin yöneticileri tarafından da taktir edilecektir diye düşünüyorum. Bütün bu ülkeler ilişkilerin durumuna bakmadan çok ciddi yardımlarda bulundular. Kimileri kendi imkansızlıklarına rağmen büyük yardımlar yaptılar. Bunu halk da benim görebildiğim kadarıyla taktir etti, memnun oldu. Herhalde ülke yöneticileri de buna paralel bir noktada olacaklardır. Ben ilişkilerin bu sürecin ardından belli bir yumuşama içine girileceğini tahmin ediyorum.” ifadeleri ile ortaya koydu.
YUNANİSTAN VE ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLERDE YUMUŞAMA
Tan, bunun özellikle uzun yıllardan beri devam eden gerilimlerin egemen olduğu Ermenistan ile ilişkilerde dönüm noktası anlamına gelebileceğini, “Ermenistan’la bu süreçte kapı açılmış oldu. Bunun her iki ülke için de, özellikle Ermenistan için oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.” diyerek belirtti.
Özellikle son yıllarda giderek yükselen bir tansiyona sahip olan Yunanistan ile ilişkiler için de, “Bir durulma, sakinleşme olacaktır diye düşünüyorum” dedi, deprem yardımlarının ardından gelen karşılıklı mesajları da “bunun başlamış olduğunu da gözlemliyoruz” diyerek ortaya koydu.
“SİYASİLER, HALKIN BAKIŞINA DUYARSIZ KALAMAZ”
Tan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın yapması beklenen ziyaretin de altını çizerek, “Oldukça önemli yardımlarda bulundu Amerikalılar. Hani ilişkiler bir anda düzelmeyecek belki ama belirli adımlar atılacaktır diye düşünüyorum. En azından belli bir süre söylemde değişiklikler, yumuşama olacaktır. Halkın bakışında yaşanan değişimlere siyasiler de duyarsız kalamaz.” Washington-Ankara ilişkilerinde de belirli düzeyde bir toparlanma yaşanmasını beklediğini belirtti.
Tan, yaşanan bu olumlu gelişmenin etki süresi için de, “Uzun bir süre, en azından bu senenin sonuna kadar bu ülkelerle ilişkilerde eskiden gördüğümüz ani çıkışları yaşamayacağımızı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“DÜŞMALAŞTIRICI ÇIKIŞLARIN GERÇEKLE ALAKASININ OLMADIĞI GÖRÜLDÜ”
Tan, bu gelişmelerin, getirdiği tüm acıların ağırlığı ile birlike siyasetin bir süre için dış ilişkiler üzerinde düşmanlaştırıcı etkisini sınırlandıracağını da, “Türkiye’de bu seçimler dolayısı ile görülmemiş seviyede bir duygusallık var. Ortak akıl ortadan kalkmış durumda Seçmenlerin duygularını köpürterek milli hisler çerçevesinde heyecanlandırmak için kullanılan bir söylem var düşmanlaştıran. Bu söylem öylesine bir pervasızlıkla yapıldı ki ilişkileri nasıl etkileyeceği hiç düşünülmedi, hesaba katılmadı. Bu süreçte bu söylemlerin hiç de gerçeklerle alakasının olmadığı ortaya çıktı.” ifadeleri ile belirtti.
Deneyimli diplomat uluslararası ilişkilerin iç politika malzemesi haline getirilmesini de, “Uluslararası ilişkilerde zaten bu seviyede bir duygusallık olmaz. Burada çıkarlar vardır. Herkes çıkarlarını adabına uygun bir biçimde korumaya çalışır. Bu kişisel ilişkilere benzemez, aşk-nefret ilişkisi değildi. ‘Hakta kuvvetli, üslupta zayıf olacaksınız’, uluslararası ilişkiler böyle bir hatta oturmalı. Haklarınızı korurken güçlü olmalısınız, ama bunu talep ederken, savunurken zerafet göstermelisiniz.” dedi.
Tan, dış politikada tarihi hariciye birikiminin yok sayıldığını da, “Bunların tamamı ortadan kaldırıldı Türkiye’de. Dış politika, sokağın ikna aparatı oldu. Bunu böyle yönetemezsiniz. Siyasetçiler burada belirleyici, iç politika gerilimleri burada belirleyici olunca iş kakafoniye dönüşüyor.” ifadeleri ile iddia etti.