Naci Görür'den önemli açıklamalar: Deprem riski azalmadı

Prof. Dr. Naci Görür, 23 Nisan’daki 6,2’lik depremin Marmara’daki deprem riskini azaltmadığını, tam tersine daha büyük bir depremin habercisi olabileceğini söyledi.
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara’da büyük deprem riskinin devam ettiğini ve 23 Nisan’daki depremin bu riski artırmış olabileceğini belirtti. İstanbul’da 23 Nisan’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından açıklamalarda bulunan Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi içindeki kırılmamış fay hatlarına dikkat çekti. Görür, özellikle Kumburgaz ve Adalar faylarının birlikte kırılma ihtimaline işaret etti ve bu fay sisteminin hâlâ ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Görür, 23 Nisan’da yaşanan depremin ardından yaptığı değerlendirmede, bu tür sarsıntıların enerji boşaltmadığını, aksine daha büyük bir depremin önünü açabileceğini dile getirdi. “Bu oluşan depremler enerjiyi boşaltmadığı gibi Marmara’nın içindeki fay tehdidini ortadan kaldırmadı. Tam aksine tehdidi daha fazla artırdı” dedi.
“KUMBURGAZ VE ADALAR FAYLARI BİRLİKTE KIRILIRSA…”
Marmara Denizi içindeki Kuzey Anadolu Fayı’nın üç ana parçadan oluştuğunu hatırlatan Görür, Adalar Fayı, Kumburgaz Fayı ve Tekirdağ Fayı’nın farklı dönemlerde farklı büyüklükte depremler üretebildiğini söyledi. 1912 Şarköy Depremi’nin Tekirdağ Fayı’nı kırdığını, bu nedenle kırılmamış fay segmentlerinin halen risk taşıdığını belirtti.
Kumburgaz Fayı’nın 65–70 km uzunluğunda olduğunu ve yılda ortalama 2,5 cm stres biriktirdiğini kaydeden Görür, bu fayın uçtan kırılmaya başlamış olabileceğini, bunun da fayın kalan kısmına enerji transfer ettiğini ifade etti.
“Bu deprem, fayın daha fazla gerilmesine ve beklenen büyük depremin zamanlamasının öne çekilmesine neden olabilir,” diyen Görür, beklenen depremin küçüleceği yönündeki yorumları ise “bilimsel temelden yoksun” olarak nitelendirdi.
“ARTÇILARIN KONUMU ADALAR FAYI’NI ZORLUYOR”
Görür ayrıca artçı sarsıntıların büyük bölümünün 23 Nisan’daki depremin doğusunda yoğunlaştığına işaret ederek, bu durumun Adalar Fayı’nın daha fazla stres altında kalmasına yol açabileceğini belirtti. “Kumburgaz ve Adalar fayları aralarında belirli bir açıya sahip. Enerji bu yapılar üzerinde uç noktalara taşınır. Doğu ucunda birikim Adalar Fayı’nı daha fazla zorlayacaktır” dedi.
Bu iki fayın birlikte kırılması durumunda depremin büyüklüğünün 7.6’ya kadar ulaşabileceği öngörüsünde bulunan Görür, tarihsel olarak 1766’da benzer bir senaryonun yaşandığını hatırlattı.
“MARMARA’NIN ALTINDA CANLI BİR FAY SİSTEMİ VAR”
Prof. Dr. Naci Görür, Marmara’daki fay sisteminin gözlemlere ve bilimsel verilere dayalı olarak canlılığını koruduğunu vurguladı. “Ben bizzat o fayların üzerinden daldım, araştırmalar yaptım,” diyerek konuyla ilgili yeterli bilimsel bilgiye sahip olmayan kişilerce yapılan yorumlara da tepki gösterdi.
Görür, 1999’dan bu yana Marmara’da büyük bir deprem olasılığının yüzde 47 seviyesinde olduğunu ve bu oranın bugün için de geçerliliğini koruduğunu söyledi. “Bilim dünyasına konuşuyorsak, kahin gibi konuşamayız. Verilere dayanmak zorundayız” ifadelerini kullandı.