Sezer: Suriye görüşmesinde seviye yükseldi, ancak geleceği seçimlere bağlı! Al Ain Türkçe Özel
Moskova’da, Suriye sorununun çözümü, Ankara-Şam ilişkilerinin sağlanması için dışişleri bakanları seviyesinde düzenlenen toplantıyı, Rusya uzmanı, emekli diplomat Aydın Sezer Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
Türkiye ile Suriye ilişkilerini “normalleşmesi” adına Rusya ve İran’ın da katılımı ile gerçekleşen görüşmeler, savunma bakanları ve istihbarat başkanları düzeyinde yürütülen teknik seviyeden dışişleri bakanlarının görüşmesi ile siyasi seviyeye yükseldi.
Görüşmenin zamanlaması ise, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden birkaç gün önce gerçekleşmesi ile dikkat çekti. Sürecin mevcut durumun ve görüşmenin zamanlamasını dış politika uzmanı ve emekli diplomat Aydın Sezer ile görüştük.
Sezer görüşmenin zamanlaması ile birlikte düşünüldüğü taktirde anlam taşımadığını düşündüğünü, “Seçimlerden birkaç gün önce Moskova’da düzenlenen üst düzey, Dışişleri Bakanları seviyesindeki görüşme aslında sorunun çözümü ile alakalı olamaz.
“ÇAVUŞOĞLU’NUN VEDA TURU”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ricası ile Lavrov’un ağırlığını koyarak ayarladığı bir görüşme gerçekleşti ve Suriye için de bunun pek bir anlamı yoktu.” ifadeleri ile ortaya koydu. “Rusya’nın ‘Erdoğan-Esad görüşmesi’ baskısına prim vermeyen Şam, poz verme kısmında Moskova’nın gönlünü aldı.” diyen Sezer, “Böyle söylemek mümkün sanırım. Bu görüşme, Çavuşoğlu’nun veda görüşmesiydi de. Çavuşoğlu bu seçimlerde Milletvekili olarak seçilecek. Yani Cumhur İttifakı kazansa da, kaybetse de önümüzdeki haftadan itibaren Dışişleri Bakanlığı yapamayacak.” diyerek sürecin artık başka bir isimle yürütülmesi gerekeceğinin de altını çizdi.
Normalleşme sürecinin geleceğine ilişkin de birden fazla senaryo olduğunu belirten Sezer, “Erdoğan’ın kazanması halinde sürecin devam edip etmeyeceği belli değil. Suriye’nin önceliği Türkiye’nin çekilmesi, Erdoğan bunu uygular mı, bilmiyoruz. Bir dizi başka parametreye de bağlı bu en azından. Kemal Kılıçdaroğlu kazanır ise çekilir, ancak o zaman da bu görüşmenin yine bir anlamının kalmayacağını biliyoruz. Tabi, umarım Çavuşoğlu gelecek dönem yönetimini zor durumda bırakacak sözler vermemiştir bu süreçte olumlu bir poz verebilmek adına, bunu bilemiyoruz.” dedi.
“SONUÇ METNİNDE KRİTİK DEĞİŞİKLİKLER VAR”
Zirvenin ardından yayınlanan metne de dikkat çeken Sezer, “Muhaliflerle uzlaşı gibi başlıklar yer almıyordu metinde, terörle mücadele yer alıyor, ancak bu da Ankara’nın terör örgütü olarak kabul ettiği YPG’yi kapsamıyor. YPG, ne Suriye ne de Rusya için terör örgütü değil. Suriye’nin bir dizi sorun yaşıyor olması ayrı bir başlık, ancak terör örgütü olarak anılmıyorlar. O metinde “terör örgütü” kavramı İdlib ve kuzey Suriye içerisinde bulunan cihatçı yapılardan bir kısmı için kullanılıyor.” dedi.
“ŞAM’IN ELİ ARTIK ÇOK DAHA GÜÇLÜ”
Sezer, Suriye’nin bu sürecin ardından, yani Arap Birliği’ne dönüşü ve kendisine yönelik izolasyonu büyük oranda kırması, bölgede yaşanan İran-Suudi Arabistan uzlaşısının yarattığı yumuşama ile, Ankara’ya karşı elini çok daha güçlü kıldığının ve bunun “normalleşme” süreci için oldukça etkili hale geleceğinin de altını çizdi.