Mısır medyası Es-Sisi ile Erdoğan'ın el sıkışmasına nasıl baktı?
Mısır basını görüşmeyi, Katar’da dünyanın en büyük futbol organizasyonu açılışında es-Sisi ile Erdoğan arasında “önemli zirve” olarak manşetlere taşıdı.
Herkes Katar'da düzenlenecek Dünya Kupası açılış etkinliklerini heyecanla beklerken Doha, gündemi sarsan siyasi bir olaya tanıklık etti.
30 Haziran 2013 devrimi ve Mısır'daki Müslüman Kardeşler (İhvan) yönetiminin devrilmesinden bu yana, yıllarca süren gerilimin ardından, Türkiye Cumhurbaşkanlığı, Recep Tayyip Erdoğan ile Mısırlı mevkidaşı Abdülfettah es-Sisi arasındaki ilk görüşmenin fotoğraflarını yayınladı.
Batı medyasının tarif ettiği şekliyle "tarihi el sıkışma", karşılıklı gülümsemeler de olunca konu, Türkiye ve Mısır'daki gazetecilerin, hatta politikacıların ana gündemine oturdu.
Mısır basını olayı, Katar’da dünyanın en büyük futbol organizasyonu açılışında es-Sisi ile Erdoğan arasında “önemli zirve” olarak manşetlere taşıdı.
ES-SİSİ VE ERDOĞAN EL SIKIŞTI
Analistler, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki el sıkışma olayını, “Katar Dünya Kupası'nda atılan önemli bir gol” olarak yorumladı.
Mısırlı gazeteci Amr Edib, MBC Mısır uydu kanalında yaptığı "El-Hikaye" programında, konuya ilişkin: "Mısır-Türkiye uzlaşması konusunda bir yakınlaşma var gibi görünüyor ve eğer bu engellenmeden devam ederse, en büyük kaybeden Müslüman Kardeşler olacak” değerlendirmesini yaptı.
Amr Edib değerlendirmesinin devamında: "Kahire ile Ankara arasındaki ilişkinin, herhangi bir ülke ile kurulan ilişkiden bir farkı yok. Durumlar düzelirse hava da düzelir. Ülkeme yönelik bir saldırı olursa, onu savunmaktan asla çekinmem". ifadelerini kullandı.
Katar’ın, Mısır ile Türkiye arasındaki arabulucu rolüne değinen Amr Edib: "Emir Tamim, Dünya Kupası açılışı çerçevesinde Kahire ile Ankara arasındaki görüşleri yakınlaştırmak için Katar arabuluculuğunu yaptı" diyerek, “Ankara, geçtiğimiz aylarda terör örgütünün medya platformları aracılığıyla kendi toprakları üzerinden, Mısır Devleti’ne yönelik kışkırtmaları durdurmak için büyük çaba sarf etti." açıklamasını yaptı.
Mısırlı gazeteci Ahmed Musa ise, Mısır Cumhurbaşkanı’nın Türk mevkidaşıyla olan fotoğrafı hakkında, "Terör örgütü İhvan'ı (Müslüman Kardeşler) ve dünyanın dört bir yanına dağılmış İhvan unsurlarını ağlatan bir tablo" yorumunu yaptı.
Mısır'a ait özel "Sada El-Beled" uydu kanalındaki programında Ahmed Musa şunları söyledi: "Bu resmi gördüklerinde terör örgütünü teselli edecek hiçbir şey kalmamıştır. Çünkü bu, Cumhurbaşkanı es-Sisi ile Erdoğan arasında tarihi bir el sıkışma.. Mısır güçlüdür ve affetmesini bilir.”
Konuya "dar açıdan" bakılmaması gerektiğini söyleyen Musa: "Bakış açısı daha geniş olmalı. Mesele sakin bir şekilde ele alınmalı. Türkiye son bir buçuk yıldır Mısır Devleti’nin birçok talebine yönelik net tedbirler almış, yanıt vermiştir." açıklamasını yaptı.
Al-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde uzman olan Dr. Beşir Abdülfettah ise, Al-Ain News’e verdiği özel demecinde konuya ilişkin, Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları görüşmesini, "Mısır-Türkiye ilişkilerinde en üst düzeyde bir adım” olarak değerlendirdi.
Abdülfettah, Türkiye'de yaklaşan seçimlerle birlikte Erdoğan, dış politikada Ankara'yı doğru yola soktuğunu, dış kazanımlar ve çıkarlar elde ettiğini göstermek için, bunu bir kart olarak kullanıyor olabilir uyarısında bulundu.
Abdülfettah: "Erdoğan, ekonomiyi kısa sürede düzeltemeyeceği için, iç siyasette reform yapamıyor. Ama dış politikada atılımlar yapabilir. Mısır hamlesi de yaklaşan seçimlerde onu daha da güçlendirebilir." noktasına dikkat çekti.
“Kahire ile yakınlaşma Türk rejimi için çok önemli, çünkü Türkiye’de Kahire ile düşmanlık veya gerginlik olmasına sıcak bakılmadı. Öyle ki Türkiye’de bu, Erdoğan'ın hatalarından biri olarak değerlendirildi” açıklamasını yapan Abdülfettah: “Erdoğan ile es-Sisi arasındaki görüşmenin üst düzey mutabakatlarla, birbirlerini ülkelerine davet etmeleriyle, bekleyen dosyaları karara bağlamalarıyla, şiddet olaylarına karışan İhvan liderlerini teslim etmeleriyle, Doğu Akdeniz ve Libya ile ilgili anlaşmalarla sonuçlanması, kuşkusuz fayda sağlayacaktır.” vurgusunu yaptı.
Öte yandan Mısır eski dışişleri bakanı Muhamed Al-Arabi, iki cumhurbaşkanın el sıkışmasının "iki ülke arasındaki ilişkilerde büyük bir adım ve üzerine inşa edilecek yeni yol için doğru bir başlangıç" olduğunu söyledi.
Al-Arabi, Al-Ain News ile yaptığı özel bir röportajda şunları söyledi: "Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları arasında yapılan görüşme, üzerine inşa edilecek bir temeldir. Bundan önce mesele sadece istikşafi görüşmeler idi. Bugün Erdoğan, Mısır'ın konumunu ve nerede olduğunu biliyor. İşte bunun üzerine bir şey inşa edilebilir."
Al-Arabi, bugün yaşananların, Kahire ile Ankara arasındaki ilişkilerin yeniden geri dönmesi için doğru bir başlangıç olduğuna dikkat çekerek, ilişkilerin normalleşmesine giden yolun hala uzun olduğunu vurguladı.
Al-Arabi, görüşmenin beklenmediğine vurgu yaparak, bunu, "tartışmaların ve görüş alışverişinin devam ettiğini gösteren bir zirve toplantısı" olarak nitelendirdi.
2021'in başlamasıyla birlikte Kahire-Ankara arasındaki ilişkilerde bir miktar iyileşme yaşandı. Erdoğan’ın aynı yılın Mart ayında yaptığı açıklamaların ilk işaretleri, iki ülkenin istihbarat, diplomatik ve ekonomik temasları olduğu ve Kahire ile güçlü ilişkiler istediği yönündeydi.
Bunun üzerine Türkiye hükümeti, İstanbul'dan yayın yapan İhvan bağlantılı tv kanallarından, bazı siyasi programlarını ve İhvan'ın Mısır aleyhine yaptığı propagandaları durdurmasını istemiş, bazı İhvan liderlerinin başka ülkelere gitmesini talep etmişti. Arap medyası da, Ankara’nın, İhvan’ın (Müslüman Kardeşler) karargahı olarak tanımladığı yeri kapattığını aktarmıştı.
Aylar önce Mısır ile Türkiye arasındaki yakınlaşma süreci, iki dışişleri bakanlığı arasındaki istikşafi görüşmeler ve Türk yetkililerin olumlu açıklamalarıyla başlamıştı.
Ancak son zamanlarda normalleşme süreci ek adımlar atılmadan çıkmaza girdi. Ancak, Doha'da es-Sisi ile Erdoğan arasında gerçekleşen el sıkışmasıyla sürecin yeniden başlama ihtimali üzerinde duruluyor.
İki ülke arasındaki ilişkiler, Kahire'nin, Ankara'yı terör örgütü Müslüman Kardeşler’i desteklemekle suçlamasından sonra, 2013'te başlayan ve yıllarca süren bir uzaklaşma, her iki ülkenin diplomatik temsilciliklerinde durgunlaşma yaşadı.