Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplandı

TBMM’de toplanan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda, Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri ilk kez taleplerini doğrudan dile getirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Toplantıda yıllardır kamuoyunun vicdanını yaralayan Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri söz aldı, acılarını ve taleplerini doğrudan milletvekillerine iletti.
Cumartesi Anneleri’nden İkbal Eren Yarıcı, 1980’de gözaltında kaybolan ağabeyi Hayrettin Eren için konuştu. Adalet ve hakikatin ortaya çıkması gerektiğini vurgulayan Yarıcı, “Eğer demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak bu yaraların iyileştirilmesi gerekir. Bunun için bilimsel yöntemlerle hakikatleri ortaya çıkaracak, doğru çözümler üretecek, içinde bizim de yer alacağımız bir komisyon kurulmalıdır” dedi.
Bir diğer kayıp yakını Maside Ocak Kışlakçı ise, gözaltına alındıktan 58 gün sonra işkence izleri taşıyan kardeşi Hasan Ocak’ın cansız bedenine ulaştıklarını hatırlatarak, cezasızlığın son bulmasını istedi.
Besna Tosun, babası Fehmi Tosun’un 1995’te Avcılar’daki evlerinin önünden beyaz bir araçla kaçırıldığını gözyaşları içinde anlattı. “30 yıldır babama mezar arıyorum” diyen Tosun, gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanmasını, devletin resmi özür dilemesini ve Hakikat Komisyonu kurulmasını talep etti.
Barış Anneleri’nden Çarpıcı Çağrı: “Silahlar Sussun, Analar Ağlamasın”
Toplantıda söz alan Diyarbakır Barış Anneleri’nden Nezahat Teke, 19 yaşında hayatını kaybeden kızı Nesrin Teke’nin ardından verdiği mücadeleyi anlattı. “Hem Türk hem Kürt anneleri için söylüyoruz; analar ağlamasın, evlatlarımız ölmesin. Kızım geri dönmeyecek ama başka anneler ağlamasın diye mücadele edeceğim” dedi.
“Barış Annesi” olarak bilinen Türkiye Bozkurt, savaşın yükünü en çok annelerin taşıdığını ifade ederek, “Patlayan mermiler annenin ciğerine geliyor. Biz kitaplarda okumadık, yaşadık. Faili meçhulleri gördük, köylerin yakılmasına tanık olduk” diye konuştu. Cezaevlerinde hasta tutukluların tahliyesini ve koşulların iyileştirilmesini istedi.
Bir diğer Barış Annesi Rebia Kıran, barışın bir suç değil, tam aksine bir “altın taht” olduğunu vurguladı: “Bu Meclis barışa sahip çıkarsa Türkiye gülistan olur. Kürt ve Türk birlik olursa, Türkiye kimsenin ayağına gitmez, bütün dünya ayağımıza gelir.”