IMF büyütürken, halk küçülüyor! Gökhan Çapoğlu, ‘’Sermaye ile yandaşlar obezleşiyorlar’’ AL-AiN Türkçe Özel
IMF raporuyla birlikte açıklanan verilerin, halkın gün geçtikçe artan geçim sıkıntısındaki gerçekleri yansıtıp yansıtmadığı konusundaki tüm soruları Gökhan Çapoğlu aydınlatıyor…
IMF’nin Ekim 2022 hesaplamalarına göre, Türkiye, 2022 yılında 853 milyar dolar ile yine dünyanın en büyük 20. ekonomisi olacak. Hemen ardından ise 829 milyar dolar ile Tayvan ve 807 milyar dolar ile İsviçre geliyor. Yılın son çeyreğindeki ekonomik veriler sıralamada etkili olacak. İlk iki sırada ise ABD ve Çin yerini koruyacak.
IMF raporu, Türkiye’deki yoksullaşmanın gerçeklerini yansıtıyor mu? Siyaset bilimci aynı zamanda global ekonomi uzmanı Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu, AL-Ain Türkçe’den Merve Öney’e verdiği röportajda ekonominin Türkiye’deki gerçek yüzünü açıkladı…
IMF raporuna göre Türkiye ekonomisi büyüyor bu rakamlar vatandaşın cebine yansıyor mu?
Türkiye’de en son 2022 2. çeyrek büyüme rakamları TUİK tarafından yayınladı. Büyüme ikinci çeyrekte %7.6 büyümüş, ama en yüksek büyüme % 26,6 ile finans ve sigorta sektöründe olması aslında büyümenin kaynaklarının çarpık para politikasında yattığını açıkça gösteriyor. Bu politikalar sermayenin nasıl büyüdüğünü de gözler önüne seriyor. 2020’nin 2. çeyreğinde sermayenin milli gelirden aldığı pay %42,9 iken sadece iki sene sonra 2022’nin ikinci çeyreğinde %54,0’e yükselmiş. Aynı dönemde emeğin payı %36,8’den %25,4’e düşmüş. Bu korkunç ve acımasız bir büyüme. Aslında hem para hem de maliye politikalarıyla sermaye emeğin geliri küçültülerek büyümüş.
- IMF’nin öngörüsüne göre Türkiye’nin GSYH’si 2023’te 942 milyar dolara yükselecek. Türkiye bu değer ile 20. sırada kalmaya devam edecek. Türkiye büyüyen GSYH’si ile üst sıralardaki ülkelerle arasındaki farkı da kapatacak. 2024'te de 19. Sıraya yükselmesi öngörülüyor. Sizce?
IMF’nin öngörülerine katılmıyorum. Çünkü 2021 itibarıyla GSYH 807 milyar dolardı.2023’te 942 milyar dolara ulaşmak demek iki senede dolar cinsinden %16.7lik bir büyüme yakalamak demek. Eğer TL’de çok ciddi bir değerlenme olursa bu düzey yakalanabilir.
-Maliye Bakanı Nebati, ekonomi güven işi gözlerimdeki ışıltıya bakın demişti ama vatandaşın gözünün feri gitti. Öngörülen rakamlarla raporlarla, halkın mutfağındaki yangın, işsizlik, katlanarak ödenemeyen faturalar çelişiyor mu?
Tabii ki çelişiyor. Size asgari ücret düzeyinden örnek vereyim. Geçen 2021 Ekim ayında asgari ücret 2825 TL idi. 2022 Ekiminde geçen seneki asgari ücretin alım gücünü yakalamak için asgari ücretin 8000 TL olması lazım. Halbuki sadece 5500TL. 10 milyona yakın çalışanın asgari ücret aldığını, 14 milyona yakın emeklinin aylık ortalamasının 5500TL’den az olduğunu düşünecek olursanız yoksullaşmanın boyutunun büyüklüğünü görebilirsiniz.
-Halk geçim savaşındayken nasıl bir büyümeden bahsedebiliriz?
Kim büyüyor?
Buna yoksullaştıran büyüme diyebilirsiniz. Ama sermaye ile yandaşlar obezleşiyorlar. Bu hiç bir toplum için sağlıklı bir gelişme değil.