Merkez Bankası’ndan eylül enflasyonu uyarısı

Merkez Bankası, eylül PPK özetinde hizmet ve gıda fiyatlarının enflasyonu yukarı çektiğini vurguladı. Sıkı para politikasının süreceği mesajı verildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 11 Eylül’de politika faizini yüzde 43’ten yüzde 40,5’e indirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özetini yayımladı. Özette, eylül ayında hizmet ve gıda fiyatlarının tüketici enflasyonu üzerinde belirleyici olduğu vurgulandı.
PPK özetinde, bu dönemde enflasyonda ana eğilimin bir miktar yukarı yönlü olabileceğine dikkat çekildi. Özellikle eğitim, ulaşım ve konaklama gibi kalemlerdeki fiyat artışlarının öne çıktığı belirtildi.
Okula dönüş dönemi hizmet enflasyonunu artırdı
Merkez Bankası, eylül ayında hizmet enflasyonunun okula dönüş etkisiyle yükseldiğini ifade etti. Eğitim hizmetlerinde özel üniversite ücretlerinin artması, okul servis ücretleri ve yurt fiyatlarındaki yükselişin ulaştırma ile konaklama kalemlerini etkilediği aktarıldı.
Kreş ücretlerindeki artışların ise “diğer hizmetler” kalemini yukarı taşıdığı belirtildi. TCMB, bu hizmet gruplarında fiyatlamaların genellikle yılda bir kez yapıldığını, bu nedenle bu dönemde yüksek artışların gözlenmesinin olağan olduğunu vurguladı.
Gıda fiyatlarındaki artışta kuraklık etkisi
Gıda tarafında ise kuraklık kaynaklı arz sıkıntılarının enflasyonu tetiklediği ifade edildi. Özellikle sebze, beyaz et ve yumurta gibi işlenmemiş gıda ürünlerinin fiyatlarının arttığına dikkat çekildi.
İşlenmiş gıdalarda da sıvı yağ ve süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışın öne çıktığı kaydedildi. Buna karşın, gıda dışı kalemlerde fiyat artışlarının daha ılımlı bir seyir izlediği belirtildi.
TCMB sıkı para politikasında kararlı
Özette, enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikasının devam edeceği mesajı verildi. Talep, kur ve beklenti kanallarından dezenflasyon sürecinin destekleneceği vurgulandı.
Merkez Bankası, politika faizine ilişkin kararlarını “enflasyonun ana eğilimi ve beklentilere” göre şekillendireceğini bildirdi. Ara hedeflerden belirgin bir sapma durumunda para politikası duruşunun daha da sıkılaştırılabileceği belirtildi.
Ayrıca, kredi ve mevduat piyasalarında öngörü dışı gelişmeler yaşanması halinde makroihtiyati tedbirlerle parasal aktarımın destekleneceği ifade edildi. Likidite yönetiminin de etkin biçimde sürdürüleceği vurgulandı.