Mehmet Şimşek’in ‘Siyasete girmeyi düşünmüyorum’ açıklaması nasıl yorumlanmalı? Al Ain Türkçe Özel
Ekonomist İris Cibre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonominin başına getirmeyi planladığı eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu teklifi reddetmesini Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
İngiltere merkezli uluslararası haber ajansı Reuters’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’i ekonominin başına getirmeyi planladığını yazması ve Şimşek’in teklifi reddetmesi, AK Parti’nin seçim sonrası uygulamayı planladığı ekonomi modeli merak konusu oldu.
Ekonomist İris Cibre, seçimlere ekonomi ve deprem kampanyası ile girecek Erdoğan’ın ekonomiyi toparlayacağını düşünerek sunduğu teklifin, Şimşek’in “Siyasete girmeyi düşünmüyorum” cevabı üzerine olumsuz sonuçlanmasını Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
“ŞİMŞEK İLE AK PARTİ’NİN UYGULADIĞI EKONOMİ MODELİNDE AYRIŞMA VAR”
Şimşek’in Maliye Bakanı görevini yürüttüğü süreçte ortodoks ekonomi modeline meyilli politikalar yürüttüğünü hatırlatan Cibre, “Şimşek ile AK Parti’nin şu an uyguladığı ekonomi modeli arasında ciddi ayrışma var” dedi.
Şimşek’in teklifi reddetmesini AK Parti için ‘olumsuz’ olarak nitelendiren Cibre, “Şimşek söz konusu teklifi kabul etseydi AK Parti’nin uygulayacağı politikayı kabul edip gelmiş olacaktı. Ancak bu modeli kabul etmediği için birlikte ilerleyemediler” diye konuştu.
“SEÇMEN CEBİNE BAKIYOR, ACILI BİR SÜREÇ OLACAK”
“AK Parti ancak ortodoks ekonomi politikaları kullanarak düzlüğe çıkabilir” diyen Cibre, “AK Parti heterodoks modelde diretiyor. Seçimlerde hangi ekonomi modelini izleyeceklerine dair bir bildirge de mevcut değil. Olsa dahi mevcut politikaya devam edeceklerini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Söz konusu gelişmeleri seçmen nezdinde de değerlendiren Cibre, şunları kaydetti:
“Seçmen bu iki politika arasındaki farklı terimsel olarak bilmez. Seçmen cebine bakıyor ve seçmenin cebi şu an ekonomik krizden ötürü yanıyor. Politikalar değişse dahi seçmen ilk etapta zorlanacak. Bu süreç acılı bir süreç olacak.
Öte yandan AK Parti’nin kendi tabanı faize karşı. Tekrar ortodoks politikalara dönerlerse daha fazla oy kaybedeceklerini düşünüyorum. Şu anki tabloda da seçmen nezdinde olumsuz bir tablo çizmiş durumdalar”
YENİDEN REFAH PARTİSİ DE AK PARTİ İLE YAPTIĞI GÖRÜŞMEDEN OLUMSUZ SONUÇLA AYRILMIŞTI
Ayrıca, Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, dün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında Cumhur İttifakı’na dahil olmayacaklarını duyurmuştu.
Erbakan, “Yetkili kurullarımız ve teşkilatlarımızla gerçekleştirmiş olduğumuz son derece kapsamlı istişareler sonucunda milletvekili seçimlerine herhangi bir ittifaka dahil olmadan müstakil olarak gitme kararı aldık. Almış olduğumuz karar doğrultusunda 14 Mayıs seçiminde de Yeniden Refah Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olarak bugün başvuru yapacağım” ifadelerini kullanmıştı.
YRP’nin bu kararını Siyaset Bilimci Sezin Öney Al Ain Türkçe’ye değerlendirmişti.
Öney şunları kaydetmişti:
“Millet İttifakı’nda ciddi bir çalışma pratiği görüyoruz. Cumhur İttifakı’nda ise her konuda beraber hareket etme hali var. AK Parti’nin Millet İttifakı’nda yürütüldüğü gibi yürüyen bir pratiği yok. Cumhur İttifakı’ndaki partiler ya da katılım sürecinde olanların tek ortak hedefi kazanmak. Kazanma halinde elde edilebilecek koltuk ve nüfuzu düşünüyorlar Yeniden Refah’ın ayrılık kararı HÜDA-PAR’ı etkilemez. Öte yandan Yeniden Refah Partisi’nin de HÜDA-PAR’ın da Cumhur İttifakı’nın oy oranını artırmayacağı açık. İki partinin de ittifaka dahil edilme süreci tamamen sembolik bir anlam taşıyor. Yeniden Refah Partisi’nde ise bu tutmadı”