Mehmet Şimşek: TCMB ihtiyaç duyarsa borçlanacağız
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte konuştu. Şimşek, "TCMB ihtiyaç duyarsa likiditeyi çekmek için borçlanacağız" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte ekonomi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Burada değerlendirmeler yapan Şimşek, hedefin büyüme ve toplumsal refah olduğunu belirtti.
En büyük önceliğin ise fiyat istikrarı olduğunu belirterek “Enflasyonun tek haneye indirilmesi çok ciddi bir iş, zaman ve sabır gerektiriyor” dedi. Öte yandan Şimşek, bu ay itibarıyla geçiş döneminin sona erdiğini söyledi.
LİKİDİTE İÇİN BORÇLANMA MESAJI
TCMB’nin ihtiyaç duyarsa likiditeyi çekmek için borçlanacağını kaydeden Şimşek, “Fazla likiditenin piyasadan çekilmesi için TCMB ile yakın çalışacağız ve ne gerekiyorsa yapacağız. Bütçe açığının iki haneye gitme ihtimali varken 5,2 ile sınırladık. Cari açık milli gelire oranla yüzde 2,5'in altına inecek. Hedefimiz cari açığı kalıcı bir şekilde yüzde 2,5'in altına indirmek. Kurda istikrar öngörümüz var, bu da dezenflasyonu beraberinde getirecek. İç talebin daha makul bir düzeye geldiğini ve devam edeceğini düşünüyoruz. Enflasyon beklentilerinde henüz hedeflerimize uygun olmasa da iyileşme var” ifadelerini kullandı.
Şimşek, dış finansmana erişim sorununun büyük oranda çözüldüğünü de kaydederek şunları söyledi:
“Bankalarımız uzun vadeli kaynağı küresel piyasalardan alabiliyor. Portföy hareketlerinde gelişmekte olan ülkelere göre olumlu bir ayrışma var. KKM'den çıkış zaman alabilir ancak çok iyi bir noktadayız. Swap hariç net rezervlerde pozitife yakınız. Türkiye'nin getiri farkı gelişmekte olan ülkelere göre çok ciddi bir şekilde iyileşti. Kazanımlarımızın geçici bir başarı olmaması için yapısal dönüşüme ihtiyacımız var.
“KÜRESEL TİCARETTEKİ PARÇALANMA AVANTAJ SAĞLAYABİLİR”
Küresel büyümeyi aşağı çekecek iki faktör ticarette korumacılık ve yüksek kamu borçları. Yapısal reformun 3 ayağı hukuk devleti, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve dış entegrasyon. Dezenflasyonla büyüme arasında bir çatışma yok, kısa vadede yan etkiler olabilir. Katma değer zincirinde yeniden ivme kazanmamız için yeni sanayi politikası devreye giriyor. Yapay zekâ hazırlık endeksinde gelişmekte olan ülkelere göre daha iyi bir noktadayız. Türkiye'yi yüksek borçlu olarak tanımlayamayız. Avrupa ile entegrasyonu ekonomik alanda daha güçlü bir hale getirebiliriz. Küresel ticaretteki parçalanmanın Türkiye’ye etkisinin sınırlı olacağını umuyoruz hatta avantaj sağlayabilir. Sermaye piyasalarının gelişmesi ve derinleşmesi gerekiyor bu da enflasyonun düşük tek haneye inmesiyle olur”