MB hangi mesajı verdi, piyasalar nasıl algıladı? / Al Ain Türkçe Özel
Merkez Bankası’nın faiz kararını piyasalar nasıl karşıladı? MB bundan sonraki sürece ilişkin hangi mesajları verdi? Kararın yansımaları ne olacak? Ekonomist Erdal Özel bu soruları Al Ain Türkçe için cevapladı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası 27 ay sonra ilk kez faiz artırdı. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki ilk Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizi 650 baz puanlık artışla yüzde 8,5'ten yüzde 15'e yükseltildi. Karar sonrası dolar 25 TL'yi geçti. Kararı ve yansımalarını Ekonomist Erdal Özel’le konuştuk.
Tahminler yüzde 20 civarıydı. Gerçekleşen yüzde 15 oldu? Beklentiler karşılandı mı? Neden yüzde 15 rakamı tercih edildi?
Burada rakamlardan ziyade niyete bakmak gerektiğini düşünüyorum. Neredeyse son 3 yıldır her TCMB faiz kararı rahatlıkla tahmin edilecek şekilde gerçekleşiyordu. Sürprizlerin yaşanmadığı, ekonomi yönetiminin planlarını para politikası tarafında, gerek faiz gerekse diğer enstrümanlar ile destekleyen kararlar çıkıyordu. Seçim sorasında oluşan kabine ve tabi ki Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’in gelmesi ile yeni dönemde para politikası ne yöne evirilecek merak konusu olmuştu.
Önceki dönemde parasal genişleme, rekabetçi kur ile ihracatın arttırılması ve cari açığın kapatılmasını ayrıca işsizlik rakamlarında olumsuzluk yaşamamayı tercih eden bir ekonomi yönetimi vardı ve o dönem TCMB faiz kararlarını indirim ve pas geçme şeklinde kullandı.
Yeni dönemde yeterli açıklamalar olmasa bile özellikle Mehmet Şimşek tarafından dile getirilen ‘’Rasyonel politikalara acilen geçilmeli’’ gibi cümleler enflasyon ile mücadele döneminin ve doğal olarak yüksek faiz politikasına geçileceğinin göstergesi sayıldı. Bu beklenti reel negatif faiz yani enflasyon ile faiz arasında uçurum sayılacak farkın büyüklüğü sebebi ile kafa karıştırıcı bir duruma geldi. Piyasada ağırlıklı olarak politika faizinin % 20’ye ve yurt dışı ağırlıklı beklentilerde de % 25 e çıkacağı görüşü hakim olmaya başlamıştı.
Kesin olan tek şey faizlerin arttırılacağı idi ancak hangi oranda arttırılacağı konusu ekonomi bilimine göre değil daha çok ekonomi dışı görüşler ile yani siyasi düşünceler ile tahmin edildi.
Neden % 15 konusu aslında Mehmet Şimşek ve ekibinin sektörlere bakış açısında gizli diye düşünüyorum.
Bence verilen mesaj şu; “yeni dönemde enflasyonun üzerine geçecek faiz dönemine giriyoruz ama bunu yapmadan önce sinyalimizi veriyoruz ki gerek bankacılık sektörü gerekse ihracat başta olmak üzere üretim sektörü tedbirini alsın. TL’de hızlı yükselişe izin vermeyelim ve içinde bulunduğumuz yaz döneminde gelecek turizm gelirler sekteye uğramasın”
Yüzde 15 kararı ince hesaplamalara dayalı değildi. Yeni açıklanacak orta vadeli programda bizi enflasyon ile mücadelenin ve yüksek faiz ortamının beklediğinin sinyali verildi. Önümüzdeki TCMB kararlarında daha güçlü faiz artışlarının olacağı ile de artık piyasa beklentileri oluştu diyebiliriz.
Piyasalar yüzde 15'lik faize nasıl tepki verdi? Fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedefi konusunda alınan karar nasıl bir getiri sağladı?
Piyasalar, beklentilerinin oldukça altında gerçekleşen bu karara özellikle döviz kuru tarafında sert tepki verdi. TL hızlı bir değer kaybı sürecine girdi. Borsa tarafında bankacılık endeksi kayıplar yaşadı, üretim tarafında ise yükselişler gözlemlendi.
Aslında para piyasalarının olumsuz reel sektörün olumlu tepki verdiği bir süreç yaşadık.
Çok daha güçlü bir faiz artışı yaşansa ne olurdu?
TL’nin güçlenmesi sebebi ile sadece ithalatçı kesimin yüzünün güleceği bir süreç olacaktı.
Konuya sadece finans tarafından değil ekonomiyi bir bütün halinde değerlendirerek bakacak olursak Merkez Bankası’nın aldığı bu kararı olumlu karşılayan ender kişilerden birisiyim. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz kırılgan bir durum var. Uzun yıllardır uygulanan istikrarsız, kafa karıştırıcı politikalar ve küresel olumsuzluklarında etkisi ile zorlu bir sürecin içindeyiz.
Kurtuluş reçetesi acı reçeteyi de barındırıyor. Bir tarafta finansal yatırım araçlarından kazanç elde etmek isteyen bir kesim var diğer tarafta üretim yaparak ihracat yapmaya çalışan bir kesim var. İki tarafın da en az hasarla içinden çıkacağı, vatandaşın da yüksek enflasyona maruz kalırken bir de işsizlik sorunu yaşamadan yani mağdur olmadan içinden çıkması gereken bir dönemdeyiz.
Faiz kararının ardından dolar tarihi rekor kırdı. Dolardaki yükselişin sebebi neydi? Yükseliş devam eder mi?
Faiz artışına rağmen dolarda ve euroda güçlü yükselişler gördük, bunun en önemli sebebi piyasa beklentisini karşılayacak kadar faiz artışı yapılmamış olmasıydı. Faiz beklentisi karşılanmadığı için TL’ye talep oluşmadı, tam tersine dolar talebi oluştu. Buna bir de CDS puanlarındaki yükseliş eklenince sonuç dolarda tarihi seviyeler olarak karşımıza çıktı.
Yerel para biriminin devalüe edilmeden yüksek faize maruz kalınmasını aslında Lütfi Elvan döneminde tecrübe ettik. Ancak 2001 krizinden ayrıştığımız ince bir çizgi var o da dalgalı kur politikası. Paranın devalüe edilme süreci piyasa şartlarına bağlı olarak gerçekleştiriliyor. Bir sonraki TCMB kararında belki daha güçlü bir faiz artışı ile frenlenebilir. Ama özellikle ekonomi yönetiminin razı geldiği kur seviyesine karar öncesinde ulaşılması durumunda doğrudan müdahaleler ya da TCMB’nin faiz dışındaki enstrümanları ile müdahale edilebilir. Kritik soru ekonomi yönetiminin ulaşılmasını göze aldığı dolar seviyesi. Bu seviyeyi net bir şekilde ifade etmek şu an için mümkün görünmüyor.