Marmara depreminin 24. yıldönümünde derin izler!
24 yıl önce, 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi, Türkiye'nin yakın tarihindeki en büyük doğal felaketlerden biri olarak hafızalarda derin izler bıraktı.
17 Ağustos'ta Kocaeli'nin Gölcük ilçesi merkezli gerçekleşen bu depremin üzerinden tam 24 yıl geçti. Bu dönemde depremin yol açtığı yıkımla baş edilmesi, acıların sarılması ve yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarıyla bölgenin yeniden inşası süreci hızla devam etti.
Depremin büyüklüğü tam 7,4 olarak kaydedildi ve etkisi sadece 45 saniye sürse de, bu kısa süre Marmara Bölgesi'nde büyük bir yıkıma yol açtı.
En çok Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce ve Yalova illerinde hissedilen depremde, resmi rakamlara göre 17.480 insan yaşamını yitirdi. Bu felaketin fiziksel hasarının yanı sıra psikolojik etkisi de derindi. Yüz binlerce insan evsiz kaldı, milyonlarca kişi sevdiklerini kaybetti ya da ağır yaralandı.
İstanbul'da özellikle Avcılar ilçesi büyük bir hasar gördü. Avcılar'da 981 kişi yaşamını yitirdi, şehir genelinde 18.162 konut ve iş yeri ağır hasar aldı. İstanbul'daki eğitim ve sağlık kurumları da bu depremden büyük darbe aldı.
Depremin merkez üssü olan Gölcük'te, 4.500 kişi hayatını kaybetti. Marmara Denizi'nin seviye yükselmesiyle kıyı şeridi sular altında kaldı, birçok bina sulara gömüldü.
Depremin ardından yapılan anma etkinlikleri, tüm Türkiye'nin bu felaketin acısını paylaştığını ve unutmadığını gösteriyor. Gölcük'te her yıl düzenlenen etkinliklerde, hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuluyor ve dualar ediliyor.
Kentsel dönüşümle birlikte, deprem sonrası bölgede yapılan yeniden yapılandırma çalışmaları devam etti. Yalova'da, kentsel dönüşüm kapsamında yeni konutlar inşa edilirken, Kocaeli, deprem yönetmeliğine uygun olarak binlerce yeni konut inşa etti. Bunun yanı sıra sismolojik izleme istasyonları kurularak, olası yeni depremlere karşı hazırlık yapıldı.
Marmara Depremi'nin 24. yılında, bu felaketi anarken alınan derslerin de altını çizmek gerekiyor. Doğal afetlerin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğini tahmin etmek zor olsa da, hazırlıklı olmanın ve gerekli önlemleri almanın önemini bu tür felaketlerde bir kez daha ortaya çıktı. Yaşananlaredan çıkarılan dersler, Türkiye'nin geleceğini daha güvenli kılmak için atılacak adımların temelini oluşturuyor.