Erdoğan'ın iş adamları ve Türkiye'de Talan düzeni!
Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı seçildiği günden bu yana geçen 25 yılda, siyasi gücünü artırmak için kamu ihalelerini kulland
Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı seçildiği günden bu yana geçen 25 yılda, siyasi gücünü artırmak için kamu ihalelerini kullandı. Kamu ihalesi alanlar tarafından finanse edilen medya, Erdoğan’ın propaganda makinesi olarak görev yapıyor. Vakıflar yoluyla ise devasa bir finans havuzu oluşturulmuş durumda.
Sistem “yüzde 20 komisyonun” legal olarak kayıtlara geçmesini sağlıyor ve sadece dev ihalelerde yok, mahalle arası küçük müteahhitler bile, “bağış” adı altında bu ağın parçası.
Bold Medya’da yer alan rapora göre; Erdoğan’dan istikrarlı biçimde kamu ihalesi alanlar iki gruba ayrılıyor: Erdoğan ailesinin yönettiği vakıflara bağış yapanlar, Medya gruplarını finanse etmek zorunda olanlar.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Yenişafak Gazetesi ve Kanal 7 grubunun Erdoğan’ın ilk prototipleri olduğu noktasına dikkatler çekilirken, Yenişafak Grubu’nun patronu Albayrak ailesi, peş peşe İstanbul’un büyük belediye ihalelerini alacaktı, karşılık olarak da 28 Şubat’ta zor günler geçiren Erdoğan’a en güçlü desteği sunacaktı deniliyor. Rapor şöyle devam ediyor:
Erdoğan’ın bu ihale modeli, AKP iktidarının güçlenmesiyle ülke geneline yayıldı. Bilal Erdoğan’ın kontrolünde, çok sayıda vakıf kuruldu, kamu ihalelerini alan iş adamları da bu vakıfların en büyük zorunlu bağışçıları oldu.
17/25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet dosyasında yer alan inşaatçı Ali Ağaoğlu’nun ses kaydı Erdoğan’ın yeni ekonomi modelinin en çarpıcı örneği olacaktı. Ağaoğlu, Erdoğan’la görüşmesinde Ataşehir’deki 20 dönümlük bir araziyi TÜRGEV’e bağışlamak zorunda kaldığını anlatıyordu.
Bu zorunlu bağışlarla başta TÜRGEV olmak üzere Erdoğan ailesinin kontrolündeki vakıflar, Türkiye’nin yeni emlak kralları oldu.
Erdoğan’ın son dönemde kaybetmeye başladığı belediyeler, “kamu yararına vakıf” statüsündeki bu kuruluşlara doğrudan milyarlarca dolar aktaran bir diğer kaynaktı. Ülke çapındaki bu hortumlama sistemini anlayabilmek için küçük modeline bakmak gerekiyor:
-İnşaat ruhsatı almak isteyen müteahhit belediyeye başvurur
-Belediye sınırları içerisindeki faaliyet gösteren vakfa uğraması söylenir
-İnşaatın tüm detaylarına hakim olan Vakıf sorumlusu, müteahhidin yapacağı karın hesap dökümünü çıkarır.
-Müteahhit, karının yüzde 20’sini vakfa bağış olarak öder
-Belediye’de ruhsatı hazırdır.
Bu sıralamaya sadık kalmayanın AKP’li bir belediyede ruhsat alma şansı yok.
Erdoğan’ın propaganda makinesi medya tekeli de kamu ihalelerinin akıtıldığı iş adamları üzerine kurulu.
Ethem Sancak, Erdoğan’ın en gözde patronu konumunda… İnşaattan savunma sanayine kadar 20’ye yakın alanda faaliyet gösteren dev holding; batık haldeki yandaş medyanın finansmanını sağlıyor.
15 Temmuz’dan sonra savunma sanayindeki tüm ipler Erdoğan’ın eline geçince Sancak Grubu, silah sektöründe devleşti. Türk Medya Grubu da kalıcı olarak Ethem Sancak’ın finansmanına bağlandı.
Sabah-Takvim-ATV gibi daha büyük ölçekli medya kuruluşlarının bulunduğu Turkuaz Grubu ise kamu ihaleleriyle zengin edilmiş iş adamları arasında el değiştirdi. Son olarak Kalyon Grubu tarafından finanse ediliyor.
Cengiz Holding’in patronu Mehmet Cengiz, akıllara “Milletin a’sına koyacağız” sözleriyle kazındı… 2011 yılından bugüne kadar iktidardan aldığı ihalelerin toplam bedeli 12 milyar liranın üzerinde. Sadece 2017’de devletten 8 milyar liralık ihale aldı. AKP iktidarının ‘ihale rekortmeni’ Cengiz, inşaat, enerji ve madencilik ihalelerine abone durumda.
Cengiz Holding’in bir diğer özelliği de vergi ödememesi. Tek kalemde 420 milyonluk vergi borcu silinen belki de dünyadaki tek holding. Her vergi dönemi “sıfırlamalar” devam ediyor…
Cengiz Holding’in partnerleri ise Kolin ve Limak. Cengiz öncülüğünde kurulan ve ‘yağma üçlüsü’ olarak tanımlanan konsorsiyum; elektrik dağıtım, baraj, hızlı tren projeleriyle İstanbul Havalimanı ve sayısız karayolu ihalesi aldı… Üç ortağın birlikte üstlendikleri işlerin değeri 47 milyar dolardan fazla.
Tayyip Erdoğan’ın komisyon partnerlerinden biri de AKP’nin isim babası Mustafa Latif Topbaş… BİM marketlerinin kurucusu olan Topbaş Ailesi, Panama Papers’ta yer alan vergi kaçırma belgeleriyle ünlü.
Erdoğan’ın kurduğu sistem, ideolojik birliktelikten çok ekonomik çıkar ortaklığı üzerine inşa edildi. Bu nedenle kaybetme lüksü olmayan Erdoğan iktidarı, iş adamlarını yeni ihalelerle beslenmemesi durumunda batık medya kuruluşlarını kontrol edemeyecek; Vakıflara yapılan bağışlar da bıçak gibi kesilecek.
İstanbul’u kaybetmek ya da iktidarı kaybetmek bu nedenle Erdoğan için siyasi yenilgiden çok öte anlam taşıyor.