Libya’da seçimler ve kritik dönemeç!
Libya, 24 Aralık seçimlerinin başarılı olup olmayacağı sorusuna dört gözle yanıt bekliyor. Libyalılar, bu seçimlerin ülkeyi içinde bulunduğu krizden çıkaracağını umuyor.
Herkes, siyasi çözümün seçimle olacağına inanıyor. Herkes, Libya’yı krizden çıkararak, istikrar ve güvenliği sağlama konusunda zamanla yarışıyor adeta. Ancak Libya’da istikrarın olmasını istemeyen ve kaosun sürmesini arzu eden bir kesim var ki; o da İhvan örgütüdür.
Libya'da şu anda ortak kanaat, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin karşı karşıya kalacağı büyük zorlukların olduğudur. Libya’da seçimlerin olması halinde, ne olursa olsun hiçbir sonucu kabul etmeyecek silahlı İhvan güçlerinin varlığı sıkıntı çıkaracaktır hiç şüphesiz. Zira, İhvancılar, seçimlerin kendi lehlerine olmayacağını bildiğinden, bunu engellemeyi veya ertelemeyi deneyeceklerdir. Bu da Libya'nın başladığı noktaya geri döneceği ve kaos yaşamaya devam edeceği anlamına geliyor.
Libya'nın güvenliğini, istikrarını ve egemenliğini tehdit eden dış güçler ve paralı askerlerin varlığı herkesçe bilinmektedir. Birleşmiş Milletler uzmanları tarafından hazırlanan bir raporda, Libya'ya uygulanan silah ambargosunun bu yılki ihlallerinin, geçen yıla oranla azaldığı, ancak paralı askerlerin varlığının, ülke için hala ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtildi.
Bundan dolayı Libyalılar, içinde bulundukları krizden ancak seçimle çıkabileceklerine inanıyor. Çünkü milislerin, ülkenin egemenliğini ihlal ettiğini, ulusal güvenlik ve iç istikrarı olumsuz etkilediğini, İhvancıların da seçimleri sabote etme ve engelleme çalışmalarını çok net görüyor.
Sözde "Yüksek Devlet Konseyi" başkanı ve İhvan örgütü üyesi olan Halit El-Maşri'nin, Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçim yasalarını reddetmesi ve seçimleri reddeden gösterileri teşvik etmesinin ardından milisler, Libya'nın batı şehirlerindeki seçim merkezlerini kuşatarak, çalışanları silah zoruyla yerlerini terk etmeye zorlamışlardır.
Terör örgütü müftüsünün oğlu Süheyl el-Sadık el-Garyani de, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, diktatörlüğe karşı çıkma iddiasıyla "devrimciler" dediği kişileri seçim merkezlerine saldırmaya çağırdı.
Nitekim karşı karşıya kalınan bu tehdit, ABD'nin Libya Büyükelçisi Richard Norland tarafından da doğrulandı. Büyükelçi, Washington'un, seçimleri tehdit eden şiddet yanlısı silahlı grupların varlığından endişe duyduğunu ve bu gruplara karşı durulması konusunda Libya halkı ve uluslararası toplumun endişelerini paylaştığını dile getirdi.
Libya'da siyasi çizgiyi destekleyen uluslararası güçler, seçimlerin zamanında yapılmasını sağlamak için baskı ve yaptırım tehdidinde bulunarak, İhvancılar'ın seçimleri boykot etme girişimlerine, kendilerinden olmayan bir adayın kazanması durumunda savaş tehdidinde bulunmalarına karşı duruyor. Peki bütün bu önlemler yeterli mi?
Libya içinde silahlı milislerin çokluğunu ve etkili bir siyasi mekanizmanın olmayışını göz önünde bulundurursak, yaptırım silahının etkili olacağını söylemek biraz zor olsa gerek. Bu durumun, Libyalı seçmeninin irade ve düşüncesini ne derece etkileyeceği de bir muamma.
Libya halkı, İhvan terör örgütünün şiddet yanlısı olduğunu biliyor. 2014’te Meclis seçimlerini kaybeden İhvan’ın şiddete başvurması ve sonuçları boykot etmesi de bunun en büyük kanıtı. Nitekim İhvan örgütü önce Libya’nın bölünmesi yönünde adımlar attı, ama daha sonra iktidarda kalmalarını sağlayacak siyasi bir çözüme yöneldi. Örgüt, bununla yetinmeyip dış güçlerin Libya'nın iç işlerine müdahale etmesine, egemenliğini ihlal etmesine ve Libya halkının servetlerine el koymasına izin verdi. Ülkeyi siyasi, iktisadi ve içtimai krizden çıkaracak herhangi bir projeleri olmadığı için de, paralı askerleri ülkeye soktu.
Son olarak, Libya'nın egemenliğini ve çıkarlarını ön planda tutacak ulusal bir Cumhurbaşkanı olmadığı ve siyasi süreç tamamlanmadığı sürece, Libya’nın içinde bulunduğu krizden çıkması mümkün olmayacaktır.