Küresel tarifeler ve enflasyon TCMB’nin kararını zorlaştırıyor

Trump’ın tarifeleri ve iç politik belirsizlik TCMB’yi sıkıştırıyor. 25 Nisan’daki faiz kararı, enflasyonla mücadelenin yönünü belirleyecek.
2 Nisan’da ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı yeni gümrük tarifeleri, küresel ticaret dengeleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Çin’in misilleme kararı sonrası gözler Avrupa Birliği’ne çevrilirken, Avrupa Merkez Bankası (ECB), bu gelişmelerin bölge ekonomisinin büyümesini yüzde 0,3 oranında yavaşlatabileceğini öngördü. AB’nin benzer önlemler alması hâlinde, arz yönlü baskıların büyüme üzerinde daha da etkili olacağı tahmin ediliyor.
Avrupa’nın şu aşamada farklılaştırılmış gümrük vergileri ve tarife dışı engellerle yanıt vermesi bekleniyor. Bu durum, küresel ticarette riskleri artırırken gelişmekte olan piyasalar üzerindeki dalgalanmayı da derinleştirebilir.
Türkiye’de enflasyonda yeniden yükseliş eğilimi
Türkiye ekonomisinde ise mart ayında enflasyon verilerinde yukarı yönlü bir değişim gözlemlendi. Şubat ayında yüzde 2,3 olarak açıklanan aylık enflasyon, martta yüzde 2,5’e yükseldi. Özellikle gıda ve alkolsüz içeceklerdeki yüzde 4,9 oranındaki fiyat artışı dikkat çekti. Mevsim etkilerinden arındırılmış çekirdek enflasyon ise yüzde 2,6 seviyesine ulaştı.
19 Mart’ta yaşanan siyasi gelişmelerin ardından döviz kurunda oluşan baskı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yaklaşık 30 milyar dolarlık müdahalesiyle sınırlı kaldı. Ancak bu müdahale, yıllık enflasyon oranında yalnızca 1 puanlık bir düşüşle sınırlı etki yarattı; yıllık enflasyon yüzde 38,1 olarak kaydedildi.
Siyasi baskılar faiz indirim beklentisini artırıyor
TCMB, son aylarda baz etkisiyle gerileyen enflasyonu gerekçe göstererek politika faizinde toplam 250 baz puanlık indirim yapmıştı. Bu adımla faiz oranı yüzde 42,5 seviyesine çekildi. Ancak mart verileri, enflasyonda düşüş eğiliminin sona erdiğine işaret ediyor.
Diğer yandan siyasi belirsizlikler, Para Politikası Kurulu’nun (PPK) karar alma sürecini zorlaştırıyor. 5 Nisan’da Yeni Şafak Gazetesi’nde yer alan bir yorumda, yüksek faiz oranlarının sanayi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekilerek, iktidar çevrelerinde faiz indirimi yönünde yeni bir arayışın başladığı belirtildi.
25 Nisan kararı kritik eşik olabilir
25 Nisan’da gerçekleşecek PPK toplantısı öncesinde TCMB’nin politika duruşu merakla bekleniyor. Banka, ya faiz oranlarını sabit tutarak sıkı para politikasına bağlılığını sürdürecek ya da sınırlı da olsa bir faiz indirimiyle siyasi baskılara yanıt verecek.
Bu çerçevede TCMB’nin alacağı karar, yalnızca kısa vadeli piyasa hareketlerini değil, enflasyonla mücadelenin genel yönünü de belirleyecek nitelikte olacak.