Türkiye'de kuraklık, deniz yaşamını da tehdit ediyor
Kuraklık sadece Türkiye'deki toprakları değil, deniz yaşamını da etkiliyor. Uzmanlar, nehirlerin denizlere taşıdığı besinlerin azalması nedeniyle balık sayısının düştüğünü belirtiyor.
Türkiye, son aylarda ciddi bir kuraklık sorunu yaşıyor. Ekim 2022 ile Mart 2023 arasındaki dönem, son 60 yılın en kurak dönemi olarak nitelendiriliyor. Bu durum sadece toprak ve tarım için değil, aynı zamanda deniz yaşamı için de ciddi tehditler oluşturuyor.
Nehirlerden denizlere kuraklık etkisi nasıl oluşuyor?
Kuraklık, özellikle toprakta su eksikliği yaratıyor, yer altı su kaynaklarını tüketiyor ve barajların su seviyelerinin düşmesine neden oluyor. Ancak bu durum sadece karasal alanları değil, denizleri ve okyanusları da etkiliyor.
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu konuda dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Doğan Yaşar'ın değerlendirmeleri
Prof. Dr. Doğan Yaşar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Deniz suyu sıcak olduğu için Karadeniz’de balık yok diyorlar ama bence bunun suyun sıcak olmasıyla ilgisi yok. Bu tamamen kış aylarındaki kuraklık nedeniyle. Kuraklık balıkçılığı da çok ciddi derecede vurur. Neden bu direkt ilgilendiriyor balıkçılığı? Çünkü balıkların ana gıdasını denize nehirler getirir.
Bizim kil dediğimiz mineralleri nehirler getirir. İçlerinde balıkların gereksinimi olan besleyici elementler vardır. Dünyada tutulan balıkların yüzde 95’i delta ağızlarında tutulur. Çünkü balığın asıl gıdası oradan, yani karadan gelir,” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamalar, nehirlerin ve diğer tatlı su kaynaklarının, deniz ve okyanus ekosistemleri için ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyor. Yaşar, ayrıca kuraklık dönemlerinde yağışın olmaması nedeniyle bu besleyici elementlerin denize daha az miktarda ulaştığını ve bu durumun balık sayısını azalttığını vurguluyor.
Prof. Dr. Doğan Yaşar, iklim değişikliğinin birbirini tetikleyen bir dizi olayı beraberinde getirdiğini belirtiyor.
Örneğin, 2007-2008 yıllarında yaşanan düşük sıcaklıkların, buharlaşmayı azaltarak yağışların düşmesine, barajların boşalmasına ve bu durumun sonucunda da ekonomik krizlere yol açtığını söylüyor.
Yaşar, “Dünyada ekonomik kriz olduğunda bilin ki sıcaklık düşmüştür,” diye ekliyor. Bu açıdan bakıldığında, yaşanan kuraklık ve iklim değişikliği sadece doğal çevreyi değil, ekonomiyi ve dolayısıyla insan yaşamını da etkiliyor.
Global ölçekte de benzer sorunlar yaşanıyor
Ekim 2022 ile Mart 2023 arasında yaşanan kuraklık, dünya genelinde de ciddi etkiler yaratıyor. Kuraklık nedeniyle, deniz ve okyanuslardaki su seviyeleri düşüyor. Ayrıca, azalan tatlı su girişi nedeniyle denizlerin tuzluluk oranı değişiklik gösteriyor.
Küresel ölçekte yaşanan bu durum, balık popülasyonları üzerinde de olumsuz etkiler yaratıyor. Yetersiz besin kaynakları ve habitat kaybı, balık türlerini tehdit eden faktörler arasında.
Deniz yaşamı ve ekosistemleri üzerindeki bu olumsuz etkiler nedeniyle, bilim insanları acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Özellikle su kaynaklarının yönetimi ve korunması, bu dönemde büyük önem taşıyor.