Hakan Aksay: Kremlin’e İHA saldırısını kim yapmış olabilir?
T24 yazarı Hakan Aksay, Kremline’e yapılan İHA saldırısına ilişkin kaleme aldığı yazısında” İlk şüpheli olan Kiev mi? Moskova yönetiminin kendisi mi?” sorusunu yöneltti.
Rusya, Ukrayna’nın Kremlin sarayına İHA’larla saldırdığını ve saldırının hedefinde ise Putib’in olabileceğini değerlendirdiklerini açıkladı. Ukrayna ise saldırı ile ilgilerinin olmadığını duyurdu.
T24 yazarı Hakan Aksay, saldırıya ilişkin, “Bu saldırıyı kim yapmış olabilir? İlk şüpheli olan Kiev mi? Moskova yönetiminin kendisi mi? Yoksa onu Ukrayna'da daha sert ilerlemeye çağıran Rus güçler mi?” diye sordu.
Hakan Aksay yazısında şunları kaydetti:
Yazının başlığını yazdıktan birkaç saniye sonra kendi kendime söylendim: Bu soruların cevabını sen ne bileceksin be adam? Özel istihbarat kaynakların mı var? Askerî uzman mısın? Yoksa gizli güçlere mi sahipsin?
Bütün soruların cevabı hayır. Ama yine de şansımı deneyeceğim.
Dün akşam Moskova’dan döndüm. Dün, yani 3 Mayıs’ta, gece saat 02.30’dan sonra Kremlin’in üzerinde iki insansız hava aracı etkisiz hale getirilmiş. Muhtemelen bu, Rusya lideri Putin’e suikast girişimiymiş.
Ürkütücü bir haber! En son ne zaman saldırıya uğradı Kremlin? 1942’de mi?
Olayla ilgili haberi 12-13 saat gecikme ile aldık. Neden diye sormuyorum, Rusya’da böyle şeyler olur; gecikmenin farklı nedenleri olabilir, söylesek mi söylemesek mi çelişkisi de rol oynamış olabilir, şu ya da bu gerekçeyle "planlı bir gecikme" de.
Rusya haberlerine sık sık göz atan biri olarak önce dün öğle saatlerinde Moskova Belediye Başkanı Sobyanin’in başkentte "Artık özel izni olan kurumların dışında hiç kimse drone kullanamayacak" kararını okudum. Tam olarak anlamasam da "Hımm, savaşla ilgili bir önlem daha" dedim ve geçtim (sonradan başka kent ve bölgelerin de benzer kararlar aldığını öğrendik).
Kısa süre sonra da "Kremlin’e saldırı" haberleri geldi.
Aklım karıştı. Sorular peş peşe dökülüverdi.
Saldırıyı kim yapmış olabilir?
Birkaç ihtimal var:
1. Rusya Devlet Başkanı’nın Basın Sözcüsü Peskov’un dediği gibi, "bu Ukrayna’nın işi".
1-a. Ukrayna yönetimi Putin’i öldürmek mi istedi?
1-b. Putin’in Kremlin’de olmadığını biliyordu ve amacı sadece meydan okumak mıydı? (Moskova’dan yapılan açıklamayla Rusya liderinin patlamalar sırasında Novo-Ogaryovo’daki rezidansında olduğu ve saldırıdan etkilenmediği duyuruldu.)
1-c. Ukrayna son aylarda Rusya kentlerini uzaktan vuruyor. Ama bu kadar uzağı İHA’larla vurmamıştı. İHA’ların atıldığı yer Ukrayna mı, yoksa Rusya’nın içinden Moskova’ya yakın bir yerden, hatta Moskova’dan mı fırlatıldı? (Financial Times’ta droneların "partizanlar" tarafından Moskova Bölgesi’nden atıldığı iddia edildi.)
2. Bu saldırıyı Ruslar kendileri mi yaptı?
2-a. Saldırı Putin’in kararıyla mı yapıldı? Öyleyse amaç ne? Bu gerekçe edilerek Kiev’e yönelik şimdiye kadarkilerden çok daha büyük bir karşı saldırı mı başlayacak? (Son dönemlerin "şahin" ismi, eski Devlet Başkanı Medvedev’in "Bu saldırıdan sonra artık Ukrayna lideri ve yakın çevresinin fiziki olarak ortadan kaldırılmasından başka çare kalmamıştır" demesi ilginçti.)
2-b. Tüm ülke çapında ya da bazı bölgelerde yasal prosedüre uyularak veya adı konmadan fiili olarak olağanüstü hal mi uygulanmaya başlayacak? "Antiterör operasyonlara" mı girişilecek?
2-c. Her durumda böyle bir saldırının gündeme gelmesi, Rusya’nın prestijine darbe vurmadı mı? "Psikolojik savaş" sürecinde Ukrayna silahlı kuvvetleri açısından şimdiden moral yükseltici bir faktör olmadı mı?
3. Yoksa bu iş, aylardan beri Putin’i Ukrayna’ya karşı çok daha kararlı, daha sert ve radikal davranmaya (anlayacağınız, taş taş üstünde bırakmamaya) çağıran Rus çevrelerinin işi mi?
3-a. Böyle bir "saldırı" gerçekleştirebilen "iç güç" sadece siyasi bir örgüt veya grup olabilir mi? Yoksa Rusya ordusu ve/veya istihbaratı içinden mi?
3-b. Bu seçenek doğruysa Putin’in tavrı ne olur? Bunların oyunu doğrultusunda davranıp daha sertleşir mi, yoksa eski çizgide ilerler ve bu arada bu "provokatörleri" cezalandırır mı?
Sorular çoğaltılabilir. Şimdilik burada durayım.
Bu arada Ukrayna Devlet Başkanı’nın Basın Sözcüsü Nikiforov’un ve ardından da bizzat Zelenski’nin bu saldırıyla bir ilgilerinin olmadığı yolunda açıklama yaptıklarını ekleyeyim. Ukrayna lideri, "Biz ne Putin’e ne de Moskova’ya saldırıyoruz, biz sayıları oldukça yetersiz olan silahlarımızla anca kendi topraklarımızı korumaya çalışıyoruz" dedi. Elbette ben saldırının arkasında Kiev’in olduğunu iddia edecek veriye sahip değilim ama bu açıklamanın pek "doyurucu" sayılamayacağını da vurgulamama izin verin.
Rusya artık korkmaya başladı
Moskova ve Petersburg’da 8 gün geçirdim. Toplantı, görüşme, gazete ve televizyon mülakatları ile yoğun olarak Türkiye’deki seçim sürecini ve muhalefetin başa gelmesi halinde Türk-Rus ilişkilerinde neler olabileceğini konuştuk. Bu arada geçen çarşamba günü benim de katıldığım bir etkinlikte Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun Rusya’ya yaklaşımını ortaya koyan bir mesajının tartışıldığını T24’te yazdığımı hatırlatayım.
Elbette bir haftayı aşkın süre içinde Rusya’da yaşananlar, halkın ve aydınların değişen ruh hali, Ukrayna’daki savaşın etkileri ile ilgili gözlemler de edindim. İnsanlarda yüksek sesle dile getirilmeyen rahatsızlığın adım adım büyümekte olduğu izlenimine sahibim.
Ben ayrılmadan bir gün önce 1 Mayıs’tı. Eskiden görkemli olarak kutlanan bayramın bu kez çok sönük geçtiğini belirteyim. İki ana nedenden biri, artık insanların bu tür siyasi-sosyal konulara daha az ilgi duyması. İkinci neden ise, gösteri, miting, yürüyüş gibi ortamlarda "istenmeyen şeyler" yaşanabileceği kaygısı. Bu kaygının gerisinde, tam 435 gündür devam eden savaş var.
Sırada başka bir bayram var. 1945’te Alman faşizminin kesin yenilgisiyle biten Büyük Anayurt Savaşı’nın son noktası, Rusya’da 9 Mayıs’ta Zafer Günü olarak kutlanır. Ve Ruslar için bu çok önemli bir bayramdır. "Güvenlik gerekçesi" ile bu yılki kutlamaların eskisine göre daha kısıtlı olarak düzenleneceği, bazı kentlerde yapılmayacağı, bu arada önemli bir gelenek olan Ölümsüzlük Alayı yürüyüşünün ve etkinliklerinin ise iptal edildiği duyurulmuştu.
"Kremlin’e İHA saldırısı" sonrasında bayram kutlamalarına daha büyük sınırlar getirilir mi, göreceğiz.
Ama zaten son aylarda Ukrayna’nın önce sınırlarına yakın Rusya kentlerine, ardından da daha uzak hedeflere saldırılar gerçekleştirmesinden dolayı sıradan Ruslarda endişelerin arttığı ortada. Uzaktaki savaşı bir film gibi izlemek başka bir şey, oraya bir yakınını göndermek ve ayrıca o savaş kıvılcımlarının yüzlerce km öteye taşarak seni ve yakınlarını vurma ihtimali başka…
Son günlerde Bryansk, Krasnodar, Belgorod, Leningrad bölgelerindeki saldırı ve patlamalar, savaşın etkilerinin Ukrayna topraklarıyla sınırlı olmayacağını bir kez daha gösteriyordu. Şimdi de ülkenin en merkezi yerinde patlama oldu.
15. ayında devam eden savaşın artık Rusya toplumunu korkuttuğunu söylemek yanlış olmaz.